11
OCAK 2014 • SAYI 227 •
PERSPEKTİF
çocuklara göre ayrılarak komisyonla paylaşılmış-
tır. Bu durumda kamuoyu ile paylaşılmayan, kö-
kene göre istatistiklerin tutulduğu yönünde bir
şüphe oluşmuştur.
Belçika: “Çocuğun asıl yeri, ailesidir”
Koruyucu Aile Kurumu’nun özellikle sivil
toplum kuruluşlarıyla ortaklaşa çalışmalar yü-
rüttüğü Belçika’da, bu kurumların, çocuklar-
la ilgili karşılaşılan sorunları mümkün olduğu
kadar aile içinde gidermeye çaba gösterdikle-
ri görülmektedir. Belçika’da ailesinden alınan
bir çocuğun asıl yerinin ailesi olduğu, aileden
uzaklaşmanın geçici olduğu ve çocuğun tekrar
ailesine döneceği kabulünün ön planda olduğu
belirtilmiştir. Bu anlamda Avrupa’da inceleme-
ler yapan heyet, Belçika’nın koruyucu ailelik ile
ilgili en az soruna sahip olan Avrupa ülkesi ol-
duğunu tespit etmiştir.
Hem çocuğun, hem ebeveynlerin hak ihlali
Her çocuk, kendi anne ve babasının yanın-
da büyüme hakkına, her ebeveyn de çocuğunu
kendi kültür ve inancına göre yetiştirme hak-
kına sahiptir. Bu anlamda rapora göre Avru-
pa’daki bazı ülkelerdeki Gençlik Daireleri hem
çocuk, hem de ebeveynlerin haklarının aleyhine
uygulamalarda bulunabilmektedirler. Mevzuat
olarak çocuk ve ebeveynler arasındaki sorunları
çözme yoluna gitmeyi benimsemesi gereken ku-
rumların, çocuk ve ebeveynlerin haklarını ihlal
eder raddeye varan uygulamaları raporda eleş-
tirilmiş, aile bütünlüğünün korunması yönünde
tavsiyeler verilmiştir.
Toplumda Türkiye kökenlilere yönelik hâkim
olan ön yargıların da desteğiyle, ilgili kurumla-
rın görevlileri, çocukları aileden uzaklaştırmak
konusunda detaylı incelemelere ihtiyaç duyma-
maktadırlar. Buna karşın aileler ise çocuklarını
geri almak için uzun ve yorucu bir yargı sürecin-
den geçmek zorunda kalmaktadırlar.
Bu anlamda TBMM İnsan Haklarını İncele-
me Komisyonu’nun Avrupa’da Türkiye kökenli
çocuklarla ilgili olarak incelemelerde bulunması
sevindirici olsa da, komisyon tarafından ortaya
konulan raporun sorunların gözlendiği ülkeler-
de ne kadar dikkate alındığı ve siyasi yetkinliğe
sahip olduğu merak konusudur.
rini teşkil etmektedir. Bu anlamda Almanya’daki
Gençlik Daireleri, devletin denetim yetkisine da-
yanarak alınan ihbar ya da bildiriler neticesinde
çocuğu/çocukları gerekirse polis gücü ile aileden
uzaklaştırabilmekte ya da bakıcı aile veya çocuk
yurduna yerleştirebilmektedir.
Rapora göre Almanya’da Aile Mahkemesi da-
valarında Gençlik Dairesi uzmanları tarafından
hazırlanan raporlara daha çok itimat edilmekte
ve davalar genellikle aile aleyhine sonuçlan-
maktadır. Bu durum da, Türkiye kökenli ailelerin
Gençlik Daireleri’ni çözümün değil, sorunun çı-
kış noktası olarak görmelerine katkı sağlamak-
tadır. Ayrıca incelemede bulunan heyet, ailesin-
den alınan çocukların, asıl ailesinde yaşamakta
olduğu inanç, kültür ve sosyal şartlara uygun
ortamlarda yetiştirilmediğini, dairelerin bu ko-
nuda “bilerek ve isteyerek duyarsız kaldıkları”nı
incelediğini belirtmiştir.
Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne
(AİHM) intikal eden davalar örneğinde, Genç-
lik Daireleri’nin yeteri kadar kontrol edilmediği
ve çoğu zaman daireler tarafından ebeveynlerin
haklarının ihlal edildiği belirtilmektedir. Alman-
ya Gençlik Daireleri ile ilgili değerlendirmesinde
heyet, çocukların ailelerinden alınmalarının çok
basit nedenlere dayandığını ifade etmiş, bu ön-
lemin en son çare olarak denenmesi gerektiğini
vurgulamıştır. Bunun dışında çocuk yetiştirme
konusundaki kültürel farklılıkların dikkate alın-
maması, Gençlik Daireleri’nin mahkeme kararına
ihtiyaç duymadan hareket edebilmeleri ve açılan
mahkemelerde yine aynı dairelerin raporlarının
esas alınması gibi sorunlara işaret edilmiştir.
Hollanda: “Ailelerin dinî hassasiyetleri gözetil-
miyor”
Hollanda’da da araştırmada bulunan heyet, il-
gili makamların Müslüman ailelerin çocuklarının
kültürel ve dinî hassasiyetlerini dikkate almadığı
kanaatinde bulunmuştur. Araştırmanın Hollanda
ayağında dikkat çeken durum ise şudur: Almanya
ve diğer ülkelerde ailesinden alınan çocukların
kökenlerine ilişkin istatistik tutulmadığı için ko-
ruyucu ailelere verilen Türkiye kökenli çocukların
sayısı bilinemezken, Hollanda’da ilgili makamlar
yine istatistiklerin köken üzerinden tutulma-
dığını belirtmiş, fakat buna rağmen Rijnmond
Bölgesi’ne ait resmî istatistikler Türkiye kökenli