Ocak 2014 - page 15

15
OCAK 2014 • SAYI 227 •
PERSPEKTİF
nı verirsek, Almanya’da daimî bir Türk azınlığın
bulunmasına sebep oluruz. Bu da, Alman toplu-
mu kimliğinde uzun süreli bir değişime yol açar.”
Friedrich’in yerine gelen eski Savunma Ba-
kanı Thomas de Maizière ise, Almanya’da yüz-
de 10 ile 15 oranında uyumu reddeden bir kitle
bulunduğu iddiasıyla zihinlerde yer edinmişti.
Bunun da ötesinde Almanya İslam Konferansı,
de Maizière’nin İçişleri Bakanı olduğu dönem-
de ayrıştırıcı bir dil benimsemiş, onun döne-
minde “İslam eleştirmenleri”, İslam Konferansı
ve Müslümanları ilgilendiren meselelerle ilgili
kişisel danışmanlık mesabesine yükseltilmişti.
De Maizière, Müslümanları “öteki”, İslam’ı da
“Hristiyan, Yahudi ve Batı” kimliğinin karşı kut-
bu olarak niteleyen, Müslümanlara yalnızca Batı
değerlerine uydukları müddetçe varlık hakkı ve-
rilebileceğini anımsatan açıklamalarıyla tepki
toplamıştı. Bu gelişmeler karşısında kamuoyun-
da İslam Konferansı’nın, Müslümanlarla diyalog
kurmak için değil, onlara “hangi şartlar altında”
kabul edilebileceklerini, ya da “hangi kimlik, de-
ğer ve biçimlere uyarlarsa” Alman öncü kültürü-
nün belirlediği toplumda bir yer edinebilecekle-
rini söylemek için kurulduğu algısı oluşmuştu.
Bu anlamda İslam’ın güvenlik politikaları kap-
samında tematize edilmesi, de Maizière ile baş-
layıp, Friedrich ile devam etmiştir. Şimdi İçişleri
Bakanlığı görevinin tekrar de Maizière tarafın-
dan üstlenilmesinin Almanya’nın uyum ve İslam
politikalarındaki sonuçlarını anlayabilmek için
ise bir süre beklemek gerekiyor.
İçişlerinde Friedrich yerine Thomas de
Maizière dönemi
İkinci büyük görev değişikliği ise İçişleri Ba-
kanlığı görevini yürüten Hans-Peter Friedrich’in
bu görevden Tarım Bakanlığı’na geçiş yapma-
sıyla gerçekleşti. Friedrich de, Müslümanların
zihninde bazı çıkışlarıyla yer etmişti. Örneğin
Friedrich, “İslam’ın Almanya’ya ait oluşu, tarihî
olarak hiçbir yerde kanıtı bulunmayan bir du-
rumdur.” ifadesini 2011 yılında göreve başla-
masından kısa bir süre sonra dile getirmiş ve
böylelikle başında bulunduğu Almanya İslam
Konferansı’nın başarısızlığa uğramasının teme-
lini atmıştı. Friedrich’in skandallarla dolu kısa
bakanlık döneminde daha şaşırtıcı gelişmeler
de olmuştu. Örneğin 2012 yılında radikalleş-
meye karşı skandal bir kampanya düzenlenmiş,
“kayıp” afişleri ile Müslümanların potansiyel te-
rörist olarak tematize edildiği bu kampanya ge-
len tepkiler üzerine kaldırılmıştı. NSU cinayet-
lerinin ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra
Anayasayı Koruma Teşkilatı Dairesi’ndeki ilgili
dosyaların ortadan kaybolması da Friedrich’in
bakanlık dönemine denk gelmektedir.
Friedrich dönemi hakkındaki özetlere eklen-
mesi gereken başka “vukuatlar” da var. Kendisi
koalisyon görüşmeleri esnasında uyumdan aslın-
da asimilasyonu anladığını Kasım 2013’te ilan et-
miş, bu fikrini şu ifadelerle taçlandırmıştı: “Eğer
milyonlarca insana, kendilerinden sonra gelenle-
re de miras bırakacakları çifte vatandaşlık hakkı-
© Dirk Enters / Deutsche Islam Konferenz
1...,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14 16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,...60
Powered by FlippingBook