Dosya
André Trepoll
(CDU-Anayasa siyasetçisi)
“İslamcı ekstremizm, Hamburg’un kamu güven-
liği için giderek büyüyen bir tehlike arz ediyor.
Sadece bir soruşturmanın, bir savcının bütün
işlerini sekteye uğratması, Hamburg’ta yargının
çok basit bir şekilde kapasite sınırlarına ulaşabi-
leceğini göstermektedir. (...) Ne tolerans ne de
insanlık tanıyan bu İslami aşırılıkla Hamburg’ta
etkin ve hızlı bir şekilde mücadele etmeliyiz.”
Ksenija Bekeris
(SPD-Fraksiyon Başkan Yardımcısı)
“Dinî motifli aşırı insanların artan mobilizasyon
başarıları farklı yaklaşımlarla engellenmelidir.
Bunun için ceza eylemlerinin tutarlı takibinin
yanında aynı zamanda etkin önleyici tedbirlere
ihtiyaç duyulmaktadır. Öğretmenler, gençlik der-
nekleri ve Müslüman dernekler, gençlerin, halkı
galeyana getiren fesatçıların eline düşmesini
engellemek için bir araya gelmeli, birbirlerini
eğiterek desteklemelidirler.”
...
...
Hamburg Savcılığı tarafından iki IŞİD yanlısına
karşı,“devlete ağır ölçüde zarar veren şiddet ey-
lemi şüphesi” ile soruşturma açıldı. Soruşturma-
lardan birinin, savcının diğer bütün çalışmalarını
bırakmasını gerektirecek kadar kapsamlı olduğu
belirtildi.
06.10.2014
Tepkisel Dindarlık ve İslami
Kuruluşların Sorumlulukları
Cami cemiyetlerinin din eksenli ve şiddet eğilimli ekstremizmin oluşumuna et-
kileri sıkça gündeme geliyor. Müslümanların bu tartışmada dile getirilen argü-
manlara hapsolmadan kendi çözümlerini üretebilmeleri ise önem taşıyor.
YILMAZ
GÜMÜŞ
*
Din eksenli şiddet, Almanya’nın gündemine
son yıllarda özellikle gençler tarafından benimse-
nen Selefilik veya Selefizm üzerinden girmiş bir
tartışma ve mücadele alanıdır. İlk olarak şunun
tespit edilmesi gerekmektedir: Müslümanların,
kendilerine belli bir çerçeve içinde ve gerekçeleri
de tespit edilmiş bir şekilde sorun olarak tanıtılan
bir mevzu hakkında, kamusal baskı neticesinde
veya şahsi ve kurumsal istikballerini gözeterek
karşılık vermeleri meseleyi fiilen olmasa da teorik
olarak ve fikren Müslümanların meselesi olmak-
tan çıkaracağı gibi, tabana da bu mevzu, müca-
dele edilmesi gereken bir sorun olarak inandırıcı
bir şekilde muhtemelen aksettiremeyeceklerdir.
Bu temel prensibi göz önünde bulundurarak dinî
ekstremizmin hangi zemin üzerinde geliştiğini,
başka bir ifadeyle hangi şartların Müslüman genç
kitleleri bu tür tutumlara götürdüğünü irdelemek
gerekir.
Sorun-SebepTespiti
Almanya’da Müslümanların demografik profi-
li açısından bir göçmen dini olan İslam, göç kö-
kenli Müslüman genç kitlelerin kimlik edinme
sürecinde aidiyet sağlayan en önemli etkenler-
den biridir. Bu açıdan yaklaşıldığında üç husus
dikkate alınmalıdır: Birinci husus, Almanya’daki
Müslümanların önemli bir bölümünün İslami ya-
şam biçiminin yüzyıllar içinde insanların kültürel
kodlarına işlediği bir ülkeden göç etmiş olması
veya göç edenlerin çocuğu veya torunu olmasıdır.
İkinci husus ise birinciyle doğrudan ilgili olarak,
Almanya’daki Müslümanların önemli bir kısmı-
nın, özellikle özel hayatlarında dinlerinin kültürel
etki alanı içinde yaşamalarıdır. İlk iki husus Müs-
lüman gençlerin mevcut durum üzerinden aidiyet
oluşturma ihtiyacına cevap verdiği için, olgusal
ve duygusal bir din bağının sebepleri olarak görü-
lebilir. Üçüncü husus ise kendileri için varoluşsal
bir kutsiyete sahip olan dinin, içinde yaşadıkları
egemen toplum nezdindeki itibarsızlığından yola
çıkarak ortaya konan bir reaksiyon konumundadır
ve böylelikle de tepkisel bir yapıya sahiptir. Say-
mış olduğumuz bu üç husustan ilki, kişinin kişi-
sel gelişimi, kimlik ve aidiyet geliştirmesiyle ilgili
PERSPEKTİF
• SAYI 237 • OCAK
2015
38
IRAK VE SURİYE’DEKİ GELİŞMELERİN SİYASİ DİSKURA ETKİSİ