lamcılığı şöyle tanımlamaktadır: “Bu ideoloji,
siyasi, ekonomik, sosyal, hukuki, dinî ve kültürel
temeli İslam’a, yani Allah’ın vahyi olan Kur’an’a
ve Muhammed peygamberin sünnetine dayanan
bir toplum düzeni tasavvur etmektedir.”
6
Bu tanımdan dinî emirlerin, insanlar arası
ilişkiler için davranış önerileri ve değerleri sun-
madığı sonucu mu çıkarılmalıdır? Her din, sade-
ce insan ve yaratıcı arasındaki ilişkiyi değil, aynı
zamanda insan ile insan arasındaki ilişkileri de
düzenleyen kriterlere sahiptir. Öte yandan insan
davranışının her formu, dinî, kültürel ve dünya
görüşü itibariyle bir arka plana sahip olacaktır.
Özgür hukuk devleti, özgür demokratik sisteme
“hissedilen” değil, somut eylemler yönelmediği
sürece bunlara “tarafsız” yaklaşmak zorundadır.
Önleyici tedbir konseptlerindeki ikinci sorun,
hangi davranış ve tutumun “doğru” olduğuna,
hangi durumun “istenen” olduğuna dair soru-
dur. Çok kültürlü, çok dinli, çok etnisiteli bir top-
lumda bu sorular ilk hamlede cevaplanamayacak
sorulardır. Farklı kültürler, birbirinden sapma
gösteren, hatta birbirine muhalif değer tasavvur-
larına sahip olabilirler. Tek tanrılı üç dinin birçok
ortak noktası bulunmasına rağmen, her dinin
farklı normları; ayrıca her dinin kendi içinde de
tek bir normatif düzlemin belirlenmesini zorlaş-
tıran farklı yorumlar bulunmaktadır.
Önleyici tedbir programlarının konsepti ve
hayata geçirilmesine yönelik bir diğer sorun,
Ceylan ve Kiefer’e göre bu programların uygula-
nışına katılması/katılmaması gereken aktörler-
dir. Gençlere yönelik önleyici tedbirler teorik ve
pratik tecrübelere; dinî temelli aşırılık söz konu-
su ise ilgili dinin ilahiyatına vukufiyete ihtiyaç
duymaktadır. Bu anlamda önleyici tedbirleri ha-
yata geçiren kurum ile bunlardan faydalanacak
kişiler arasında iletişim ve güveni zedeleyici un-
surlar bulunmamalıdır. Buna rağmen Anayasayı
Koruma Dairelerinin önleyici tedbirlere yoğun
bir şekilde katıldığı gözlemlenmektedir. Kuzey
Ren Vestfalya’da Anayasayı Koruma Dairesi ta-
rafından hayata geçirilen “Yol Gösterici” isim-
li proje buna örnektir. Bu katılımda, savunmacı
demokrasinin bir aracı olan Anayasayı Koruma
Dairelerinin hukuken sınırı çizilmiş görev alan-
larının aşılmasının yanında, pedagojik birikim
gereken bir alana, istihbarat örgütü kimliğiyle
katılmanın ulaşılmak istenen kişilerde iletişimi
zorlaştıracağı açıktır.
Mevcut durumda sorunun tanımlanması, katı-
lacak aktörler ve normatif alanla ilgili problemle-
riyle Almanya’daki önleyici tedbirler Müslüman
karşıtı ırkçılığın güçlenmesine neden olmaktadır.
Bu gerçek, gerçekleştirilen projelere cami cemi-
yetleri ya da Müslüman kurumların dâhil edil-
mesiyle meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu
durum, genç Müslümanların dindarlıklarını ya-
şadıkları takdirde radikalleşme tehlikesi ile karşı
karşıya olduklarına dair bir algıyı beslemektedir.
Şiddet, gerçek bir sorundur ve toplumun bir par-
çası olan Müslümanlar da bu sorunun çözümü
konusunda elbette çaba göstermelidirler. Fakat
bu, önleyici tedbirler bağlamında kristalleşen so-
runların görmezden gelinmesi ile gerçekleşemez.
*Siyaset bilimci olan Gümüş, İslamToplumu Millî Görüş Ge-
nel Sekreter Yardımcısıdır.
1
Ceylan, R., Kiefer, M.: Salafismus, S. 111
2
Fouad, H.,Tabert, A.: Salafismusprävention zwischen Sicherheitsbehörden und zivilge-
sellschaftlichenTrägern, in: Salafismus in Deutschland – Ursprünge und Gefahren einer
islamisch-fundamentalistischen Bewegung, Hg.: Schneiders,T., S. 404f.
3
http://www.violence-prevention-network.de/4
http://www.violence-prevention-network.de/projekte-mainmenu-37/beratungsstelle-hes-sen
5
http://www.exit-deutschland.de/Startseite/Islamismus-/-Ultranationalismus/Hintergrund/Islamismus-/-Tuerkischer-Ultranationalismus-K259.htm
6
Dantschke, C.: Islam und Islamismus in Deutschland, Schriftenreihe Zentrum Demokratis-
che Kultur, S. 7, 2006
Thomas de Maizière
(CDU-Federal İçişleri Bakanı)
“Federal ve eyalet içişleri bakanlarının oluşturdu-
ğu bir çalışma grubu, gerekli durumlarda kimlik
kartlarına el konulması ihtimalini değerlendiriyor.
Her Almandan kimlik kartını yanında taşımasını
beklediğimiz için bu çok ağır bir müdahale
olacaktır.
Günter Krings
(CDU-İçişleri Senatosu Sekreteri)
“Amacımız, (IŞİD savaşçılarının) yeniden ülkeye
girmelerini engellemek olmalıdır.”
11.08.2014
...
Herkesi, aniden sakal bırakmak, izole olmak ve
belli internet sitelerinde çağrılar yapmak gibi
(radikalleşme) eğilimlerini gördüklerinde ses
çıkarmaları konusunda sadece teşvik edebilirim.
Anayasayı Koruma Dairesi bünyesinde bir telefon
hattımız var. Aileler anonim olarak oraya başvura-
bilir ve evlatlarını kaybetme tehlikesi karşısındaki
endişelerini dile getirebilirler.”
Foto:
©
Flickr.com/ChristlichesMedienmagazinpro
33
OCAK
2015 • SAYI 237 •
PERSPEKTİF