Background Image
Previous Page  55 / 68 Next Page
Basic version Information
Show Menu
Previous Page 55 / 68 Next Page
Page Background

55

KASIM

2014 • SAYI 235 •

PERSPEKTİF

nesi ile birlikte apar topar götürüldü. Daha sonra

annesi serbest bırakıldı ve Tohti’den yine aylarca

haber alınamadı. Sonuç’ta Eylül’de gerçekleşen ve

müebbet hapisle sonuçlanan mahkeme, hakkında

verilen temyiz raporunun sonucu bekleniyor. Mü-

ebbet hapis kararıyla birlikte tüm mal varlığına el

konulan Tohti’nin ailesi ise büyük bir mağduriyet

yaşıyorlar.

Ünlü akademisyenin Çin yönetimi tarafından

takibe alınması, defalarca tutuklanması ve son

olarak müebbet hapsi, Avrupa’da birçok ülke ve

Amerika tarafından kınandı. Çin yönetimi Alman-

ya’dandaTohti’ninmüebbeti ile ilgili tepki almıştı.

Fakat Çin Başbakanı Li Keqiang’ın Ekim ayındaki

Almanya ziyaretinde Almanya Şansölyesi Angela

Merkel, insan hakları ihlali ile ilgili Çin hükûme-

tine tepkisini

y i n e l eme d i .

Her iki devlet

yöneticisinin

yaptığı

ortak

basın toplan-

tısında Merkel,

Çin’deki

ey-

lemlerin gayet

“barışçıl ve hu-

zurlu” geçtiği-

ni ve böyle de

kalmasını dile-

diğini belirtti.

Görünen o ki,

her iki hükûmet

arasında yapı-

lan anlaşmaların selameti için, birebir görüşme-

lerde bu konuya değinildiyse de,Merkel basın top-

lantısında olası bir anlaşmazlığı önlemek istedi.

Sorun aslında Çin’in Uygurlara yönelik uygu-

ladığı baskıcı ve giderek artan agresif tutumun

dünyaya Tohti örneği üzerinden bir kez daha yan-

sıtılmasıdır. Tohti’nin Uygurların durumunu bir

ekonomist olarak eleştirmesi ve çözümönerisinde

bulunması, Çin’e göre ülkenin baskıcı azınlık poli-

tikasını tehlikeye sürükleyecek ve halkın hükûme-

te karşı baş kaldırmasını kaçınılmaz hâle getire-

cektir.Oysa Çin egemenliğinin Uygur bölgesi dâhil

olmak üzere baskın olması için hükûmete karşı

her türlü eğilimin önü kesilmelidir. Tohti gibi bir

akademisyenin şiddet değil, fikrî barışçıl çözümler

önermesine karşın müebbet hapisle susturulma-

sı, Çin’in Uygurlara yönelik saldırgan ve kısıtlayıcı

tutumunun çok açık bir göstergesidir.

Çin’in Uygurlara yönelik artan baskısı ve dinî

kısıtlamaları en son Ramazan ayında Yarkent’te

ayaklanmaya sebep olmuştu. Bölgedeki ve diaspo-

radaki Uygurların ayaklanmaları Çin tarafından

kamuoyuna özellikle yansıtılmasa da, Urumçi ve

Yarkent’te yapılan katliamlar basına yansımayan

büyük resme dair ipucu vermesi açısından da etki-

li oldu. Uzmanlar eylemlere, Çin hükûmetinin Uy-

gurlara yönelik ekonomik eşitsizliği ve Han Çinli-

lerin göçünden sonraki demografik asimilasyonun

neden olduğunu belirtiyor. Soğuk Savaş’ın sona

ermesi ve Orta Asya Cumhuriyetlerinin bağımsız-

lığını kazanmasının ardından, Çin yönetimi Uy-

gur bölgesini

“kalkındırma”

adına,

mo-

dernleşme ve

kentsel dönü-

şüm planları

oluşturmaya

başladı. Fakat

Çin’in kalkın-

dırma politi-

kası ilerleyen

yıllarda Uy-

gurların aley-

hinde gelişti.

Çin, Uygurla-

rın ekonomik,

siyasal, sosyal

ve dinî yaşantılarına müdahil olmaya başladı ve

sistematik olarak Uygurlara yönelik baskının ze-

minini oluşturdu. Bölgenin “kalkınması” evvela

Uygurların evlerinin istimlakı ve köylülerin elle-

rinden topraklarının alınması ile başladı. Geniş

çapta Han Çinli göçü ile bölgedeki Müslümanların

azınlık hâline gelmesi sağlandı. Kalkınmanın ni-

metlerinden Han Çinlileri yararlanırken, Uygurlar

çoğalan işsizlikle mücadele etmeye başladı.

Bütün bu eşitsizlikler göz önüne alındığında

Tohti’nin “devlet sırları”na sahip olduğunu ya da

ülke huzurunu bozan etnik çalışmaları tetikledi-

ğini iddia etmenin, ciddi bir hukuk ihlalini “ulusal

bütünlük”mazeretiyle örtmekten başka birşey ol-

madığı açıktır.

©

Flickr.com/ Pen American Center

İlhamTohti‘nin serbest bırakılması talebiyleTwitter‘da #FreeIlhametiketi açıldı.