17
MAYIS 2014 • SAYI 231 •
PERSPEKTİF
*Viyana Üniversitesi Hukuk Felsefesi, Din ve Kültür Hukuku
Enstitüsü Başkanı olan Potz, 2001 yılından beri Viyana İslam
Pedagoji Akademisi’nde öğretim üyeliği yapmaktadır.
anayasal beklentilerini karşılamaya hazır ol-
dukları anlamına da gelmektedir. Dinî olarak
tarafsız olan devlet, anayasal düzenin ortaya
koyduğu temel uzlaşma çerçevesinde dinî ce-
maatlerden sivil toplum anlamında katkı sun-
masını bekleyebilir. Bu anlamda ortak çalışma
ve iş birliği alanları özellikle eğitim ve yetiş-
tirme alanlarından, çok çeşitli sosyal sorum-
luluk görevini yerine getirmeye ve hasta ya da
mahkûm gibi özel durumda olan insanlarla ilgi-
lenme gibi alanlara kadar uzanmaktadır.
Tarihî ve toplumsal açıdan önemli olan ki-
lise ve dinî cemaatler için genel bir Tanınma
Hukuku’nun bulunmadığı, bunun yerine özel
yasaların çıkarıldığı Avusturya’daki bu durum,
tanınan cemaatlerdeki özel durumların tek tek
ve hassasiyetle ele alınmasını mümkün kılmak-
tadır. Bu durum, devletin anlaşma imzaladığı
(Konkordate) Katolik Kilisesi’nin yanında Pro-
testan Kilisesi, Ortodoks Kilisesi, Yahudilik ve
İslam için de geçerlidir. Bu yasaların içeriği,
özünde bir anlaşma gibi ilgili dinî cemaat ile
birlikte kararlaştırılır. Mevcut İslam Yasası’nın
yenilenmesi ile alakalı da gerçekleştirilen bu
tarz müzakereler Avusturya İslam Cemaati ile
devam etmektedir ve şu ana kadar ilgili bakan-
lık tarafından yayımlanmış bir tasarı bulunma-
maktadır.
Avusturya İslam Cemaati, İslam Yasası’nın çağa
uygun olarak yenilenmesini gerekli bulduğunu
belirtti. Fakat gündeme getirilen bazı hususlar,
İslam Cemaati tarafından şüpheyle karşılandı.
Özellikle yasada“Devlet Hukuku’nun, dinî kural-
ların önünde yer aldığının yasal olarak belirtil-
mesi” ve “yasal olarak tanınan İslam cemaatinin
finansmanının yurt içi ile kısıtlanması” gibi nok-
talar, sadece İslam cemaatine mahsus olması
sebebiyle ayrımcı olarak nitelendiriliyor.
100 yıldan fazla bir süredir yürürlükte olan
İslam Yasası’nın yenilenmesi ise birçok açı-
dan aciliyet arz etmektedir. Örneğin İslam
Yasası’nda, tanınmış diğer kilise ve dinî cema-
atler için geçerli olan bazı yasal düzenlemeler
eksiktir. Sadece hastane, ordu ve hapishane
manevi destek ve rehberlik hizmetleri, okul
alanı, üniversite eğitimi ve araştırma sahaları
düşünüldüğünde bile bu eksiklik kendisini açık
bir şekilde göstermektedir. Bu yenileme planı,
Avusturya’daki Müslümanlara ve devlete, ara-
larındaki iş birliği için çağa uygun bir düzenle-
me yapma konusunda imkân sunmaktadır.