19
OCAK
2015 • SAYI 237 •
PERSPEKTİF
GiÖ’nün mütalaası beklenmeden tasarı hükûme-
tin “onaylamaya hazır tasarısı” olarak 10 Aralık
tarihinde Bakanlar Kurulu’na sunuldu.
Müslüman temsilcilere tasarının ayrıntılı bir
şekilde tetkik edilmesi için gerekli süre tanınma-
ması ve zaman baskısı altında tasarının incelen-
meye zorlanması anlaşılmazdır.
Federal hükûmetin IGGiÖ’nün idaresine dav-
ranış şekli, tanınmış bir dinî cemaatle münase-
betleri ciddi şekilde zedeleyecek bir tarzdadır. Bu
durumda Avusturya’daki Müslüman cemaatin
mensuplarının incinmiş ve güvensiz hissetmesi
anlaşılır bir durumdur. Bu süreç Müslümanlar-
da, siyasi olarak araçsallaştırıldıkları ve gelecek
seçimlere yönelik oy avcılığı için kullanıldıkları
intibası oluşturmaktadır. Buna rağmen hükûmet
–dışarıya karşı iletişiminde vurguladığı kadarıy-
la- benimsediği rotayı takip etmektedir. Böylece
hükûmet, Müslümanlar ve uzmanlar tarafından
eşitsiz bir muamelenin ve eksik güvenin gös-
tergesi olan noktalara sıkıca sarıldığını özellikle
vurgulamaktadır.
Bu nedenle Müslüman çatı kuruluşlar, IG-
GiÖ’nün Yüksek Konseyi’nin ilk tasarıya olan iti-
razının hâlâ geçerli olduğunu vurgulamaktadır.
Tasarıda özellikle şu noktalar kabul edilemez:
• Tasarı IGGiÖ’ye mahsus özel kısmın düzen-
lenmesinin ardından da hâlâ çoğul bir yasadır.
Kurulabilecek diğer İslami cemaatler de düşünül-
düğü için bu durum, 1912 yılından beri var olan
İslam toplumu için derin sakıncalar getirmekte-
dir. En başta tüzel kişiliğin reddi ve kaldırılma-
sında Başbakana geniş haklar tanıyan maddeler
ele alınmakta, burada tüzel kişiliğin feshi için
hukuki güvencenin bulunmaması amacıyla se-
bepler belirsiz bir şekilde formüle edilmektedir.
• Bunun dışında manevi rehberlerin eğitim-
lerinin belirlenmesinin dışında bir noktada daha
iç işlerine müdahale söz konusudur: Müslüman-
lardan kurumlarını bütünüyle yeniden yapılan-
dırmaları, IGGiÖ’nün zaten reforma uğramış ve
kendisini kanıtlamış statüsünün de zorla bir de-
ğişime uğraması istenmektedir. Bu durum, gele-
cek sene düzenlenecek seçimler için de zorluklar
getirecektir.
• Kurulacak olan ilahiyat fakültesinin çok
genel görülmesi ve IGGiÖ özelinde değerlendiril-
memesi gelecekte problemlere neden olacaktır.
Bunun dışında tasarı metninde öğretim görev-
lilerinin IGGiÖ’ye üye olmaları gerekliliğine dair
bir ifade de bulunmamaktadır.
• Yurt dışı finansmanının yasaklanmasına
dair düzenleme, Müslüman cemaate karşı yak-
laşımın tanınmış diğer dinî cemaatlere kıyasla
kötüleştirilmesi anlamına gelmektedir.
• Açıklamalarla belirtilmeye çalışılsa da tasarı
hâlâ Müslümanlara karşı genel bir güvensizlik ve
zan içermektedir.
Müslümanların açık bir şekilde haklarının
kötüleştirilmesinin haricinde mevcut yasa bu
hâliyle, 1912 yasasının yaptığı gibi Avusturya’ya
duygusal bir bağlılık oluşturmayacaktır. İslam’la
münasebetinde örnek bir karaktere sahip olan
Avusturya bu konumunu kaybetme tehlikesiyle
karşı karşıyadır. Müslümanlar, Avusturya toplu-
mundaki haklarını kullanacak ve tasarının ya-
saya uygun hâle gelmesini talep edeceklerdir.
Avusturya’daki Müslümanların geleceğini ilgi-
lendiren bu süreçte Müslüman derneklerin birlik
olması en büyük güç olacaktır. IGGiÖ, Müslü-
manların dinî taleplerinin gerçekleştirilmesi için
resmî bir kurumdur ve öyle de kalacaktır.
*Avusturya’daki Müslümanların büyük çoğunluğunu temsil
eden oluşumda şu kurumlar bulunuyor: ATİB (64 kurum),
Millî Görüş teşkilatlarını temsilen Viyana İslam Federasyo-
nu (59 kurum), İslam Kültür Merkezleri Birliği (43 kurum),
Bosnalı İslam Dernekleri Birliği (41 kurum ve Bangladeş
İslam Kültür Merkezi), Avusturya’daki Mısırlı Cemiyetler Ko-
ordinasyon Merkezi (17 kurum), Avusturya Ehl-i Beyt İslami
Birliği, Şii Dernekler Birliği (12 cami), Türk Avusturya Fede-
rasyonu (23 kurum), Avusturya’daki Arnavut Müslümanlar
Birliği (12 kurum), Müslüman Avusturyalılar İnisiyatifi, Avus-
turya İslam Birliği, Uyum ve Kültürel Teatiyi Destekleme
Derneği.