Selamların
en güzeli ile
Müslümanları “Potansiyel Kayıp” Olarak Görmek
İ
slam’dan referans aldıkları iddiasıyla
şiddet eylemleri gerçekleştiren, örneğin
geçtiğimiz ay Fransa’da yol kenarında
bulunan insanların üstüne araba süren ya
da güvenlik güçlerine saldıran hasta ruh-
lu insanlar, Avrupa’da en az çoğunluk toplumunu
ve siyasi karar alıcıları dehşete düşürdüğü kadar
Müslümanları da dehşete düşürüyor; aynı Brauns-
chweig’ta 29 yaşında başörtülü bir kadına arabayla
çarpıp İslam karşıtı sloganlarla yerde yatan kadına
saldıran kişilerin ya da İsveç’te 5 kişinin yaralandı-
ğı cami saldırısının yarattığı şaşkınlık gibi... Bu tarz
şiddet eylemlerini önlemek üzere tedbirlerin hayata
geçirilmesi ve toplumsal gruplar arasındaki nefreti
engellemeye yönelik adımların atılması konusunda
herkes hemfikir. Bu kabulün yanında dışlayıcı İslam
politikalarının, kullanılan kavramlardaki belirsizlik-
lerin ve böylece Müslümanlara yönelik üretilen ge-
nel şüphenin, hemen her gün karamsar örneklerini
gördüğümüz aşırılığı ne kadar önleyeceği de sorul-
ması gereken sorular arasında bulunuyor.
Orta Doğu’daki gelişmelerin Avrupa’ya yansı-
maları öne sürülerek Müslümanların “radikalleş-
meleri” olasılığı üzerinden dindarlığı kriminalize
eden, dolayısıyla dindarlığı teşvik eden İslami mü-
esseselerin de potansiyel aşırılar yetiştirdiği gibi bir
ön kabule sahip olan önleyici tedbirlerin ciddi bir
şekilde sorgulanması gerekiyor. IŞİD’in dehşet ve-
rici cürümlerine dayanan meşruiyet iddiasıyla bütün
Müslümanları, “müdahale edilmediği takdirde aşırı-
lığa meyleden insan topluluğu” olarak tasavvur eden
politikalar aceleci adımlarla toplumda yer ediniyor.
Artık Avrupa’da büyüyen yeni nesil Müslümanlar,
dindarlığın ve Müslüman kimliğin benimsenmesi-
nin tehlike potansiyeli olarak görüldüğü ülkelerde
doğuyorlar. Bu durumun, aşırılıkla mücadeleye fay-
da sağlamadığı açıktır.
Biz de aşırılıkla mücadele gibi meşru ve gerekli
bir niyetin, dindarlıkla mücadeleye dönüşmesinin
getirdiği sorunlardan hareketle bu sayımızda önleyi-
ci tedbirleri ele aldık. Müslümanları güvenlik soru-
nu olarak gören siyasi yaklaşımın tezahürlerini ele
aldığımız dosyada Almanya genelinde gerçekleşti-
rilen tedbirleri ve amaçlarını ortaya koyduk. Murat
Gümüş, önleyici tedbirlerde “sorunun” tanımlanma-
sı ve bu tedbirlere katılacak aktörlerin seçimi konu-
sundaki sakıncalara değindi. Aşağı Saksonya Sosyal
Bakanı Cornelia Rundt (SPD), eyalette Müslüman
derneklerin işbirliğinde aşırılıkla mücadele için açı-
lan dernek hakkında sorularımızı yanıtladı. Yılmaz
Gümüş, aşırılığın önlenmesi bağlamında Müslü-
man cemaatlere ve akademyaya düşen görevleri ele
aldı. Ali Özgür Özdil ise Müslümanların sorunlara,
sorunsallaştırılmadan çözüm üretebilmelerine dair
sorularımızı yanıtladı. Gündem kategorimizde Ocak
ayında Avusturya Ulusal Meclisi’nden geçmesi
planlanan İslam Yasası tasarısını ele aldık. ÖVP ve
Yeşiller, kabul edilmesi durumunda Avusturya’nın
Müslümanlarla münasebetindeki örnek role zarar
verecek tasarıya dair sorularımızı yanıtladı.
Dünya kategorimizde Yahudi Ulus Devleti yasa
tasarısını Alessandra Bajec, Sidney saldırısının bir-
likte yaşama kültürü için ne şekilde bir sınav oldu-
ğunu ise Tevfik Kerimoğlu ele aldı. Geçtiğimiz ay
herkesi dehşete düşüren bir diğer gelişme ise Pa-
kistan’ın Peşaver kentinde bir okula yapılan ve 136
öğrenci ile 11 görevlinin katledildiği saldırı oldu.
Delawar Jan, saldırıdan kurtulanlarla yaptığı görüş-
melerle bu elim olayı bizim için değerlendirdi.
Bir dahaki sayımızda görüşmek üzere.
Kalbî selamlarımla,
»
MUSTAFA
YENEROĞLU