"Önümüzdeki Pazar günü Almanya’da Avrupa Parlamentosu Seçimleri yapılacak. Ayrıca Almanya’nın 10 eyaletinde Yerel İdare ve İl Genel Meclisi Seçimleri gerçekleştirilecek; bunların yanı sıra Kuzey Ren-Vestfalya Eyaletinde, Uyum Meclisi seçim sandıkları da hazır bulunacak. Bu seçimlere katılmak ve deyim yerindeyse bir taşla birden fazla kuş vurmak için yeterince sebep var. Zira her bir oy, hiç olmadığı kadar önem arz etmektedir.

Aşırı sağcılar, göçmen düşmanı sloganlar ile seslerini yalnızca Avrupa sahnesinde yükseltmiyorlar; genelde halk hareketi maskesiyle kendini gösteren bu gruplar bilhassa belediyelerde aktifler ve yerel idare meclislerine girerek lokal düzeyde etki sahibi olmayı amaçlıyorlar. Bu lokal düzey, anaokulları (Kita) inşasından, Yabancılar Dairelerine kadar birçok alanı kapsamaktadır. Bilinç sahibi her seçmen, bu durumu engellemek için çaba sarf etmelidir. Bunun en iyi yolu da seçimlere yüksek bir katılım sağlamaktır.

Ancak pek çok potansiyel seçmen, kendilerine oy kullanma hakkı verilmediği için frenlenmektedir. Bunun sebebi, birçok Avrupa Birliği (AB) ülkesinin aksine Almanya’da AB vatandaşı olmayanların yerel seçimlerde oy kullanma hakkına sahip olmamasıdır. Güncel araştırmaların da gösterdiği üzere Frankfurt, Stuttgart, Münih, Hamburg, Berlin ve Köln gibi büyükşehirlerde kullanılmayan oy potansiyeli %10 ila %15 arasıdır.

Özellikle aşırı sağcıların etnik ve dinî azınlıklara gittikçe daha saldırgan tahriklerde bulunduğu günümüzde, yasama organının bu eskimiş uygulamada diretmesi kabul edilemez bir tutumdur. Bu durum, hem seçmenleri siyasi katılım mekanizmalarından uzaklaştırmakta, hem de bu insanlara yaşadıkları ülkelere ait olmadıkları imasında bulunmak anlamına gelmektedir. Oldukça yıkıcı bir etkiye sahip olan bu tutum ise, toplumu bölmek için uğraşan güçlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Siyasi erk bu duruma daha fazla sessiz kalmamalıdır."