CUMA HUTBESİ
Üstünlük Ancak Takva İledir
02 Şubat 2023Kıymetli Müslümanlar!
İnsanlığın saadet ve selameti için gönderilmiş olan yüce dinimiz İslam’da, insanların üstünlüğü soy, sop, makam ve mevki ile ölçülmez. Âlemlerin Rabbi olan Allah (c.c.) “Allah katında en değerliniz, en derin takva bilincine sahip olanınızdır.”[1] diye buyurarak, üstünlüğün ancak takva ile olduğunu beyan etmiştir. Tüm insanlığa en güzel örnekliği teşkil eden Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz “İnsanların benim gözümde en üstün olanları, kim olurlarsa olsunlar ve hangi makam ve mevkide bulunurlarsa bulunsunlar, takva sahibi olanlarıdır.”[2] buyurarak, insanların derecelendirmesinde asli kriterin takvadan başkası olamayacağını bildirmiştir.
Aziz Müminler!
Büyük İslam âlimleri takvaya genellikle, “Allah’tan korkmak” anlamını vermiştir. Takva kelimesi korku anlamını da içermekle birlikte, bu korkunç bir şeyden çekinmeyi değil, seven birinin sevdiğinin gönlünü incitmekten çekinmesini, Yaratanına karşı saygı ve sorumluluk duyma hassasiyetini ifade eder. Bu bağlamda takvayı “Allah’a karşı sorumluluk bilinci” ifadeleriyle açıklayan değerli âlimlerimiz olmuştur. Bizleri yoktan var eden Mevlamıza karşı sorumluluk bilinci ise Allah’a itaat ederek rızasını kazanmaya ve azabından sakınmaya çalışmak suretiyle gerçekleşir. Bu minvalde takva kelimesini değerlendirdiğimizde, kulluk bilincine sahip olmakla takva sahibi olmak eş anlamlı hâle gelmektedir. İmtihan amacıyla gönderildiğimiz şu dünyada takva sahibi olmaya gayret etmek her müminin üzerine düşen önemli bir vazifedir. Mevla-i Zülcelal Hazretleri biz kullarına “Ey iman edenler! Allah’a karşı hakkıyla takva sahibi olun ve ancak Müslüman olarak can verin.”[3] diye buyurmaktadır.
Değerli Cemaat!
İslam’da insanlara sahip oldukları dünyevi statüleri ve makamları sebebiyle itibar edilmez. Bir insan dünyaya hükümdar olsa, nihayetinde gireceği yer iki metrekare toprak parçasıdır. Karun kadar zengin olsa, günü geldiğinde tüm varlığını bırakıp gidecektir. Gençliğin ve güzelliğin geçici olduğunu hatırımızdan çıkarmamamız gerekmektedir. Hayatın hakikatine vâkıf olan müminler, fâni olan dünyanın rengine ve süslerine aldanmazlar. Rabbimiz “Ey Âdem oğulları! Size mahrem yerlerinizi örtecek giysi, süsleneceğiniz elbise yarattık. Takva elbisesi, işte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar.”[4] diye buyurarak, bu hususa dikkat çekmiştir. Gerçek anlamdaki saygınlık, onur, izzet ve şeref, toplumun nezdindeki mevkimiz değil, Allah indindeki değerimizdir.
Muhterem Kardeşlerim!
Abdullah (b. Mesud)’dan nakledildiğine göre Peygamberimiz, “Allah’ım, senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum.”[5] diye niyazda bulunurdu. Bu dünyanın geçici ve ahiretin ise baki olduğunu hatırımızdan çıkarmayalım. Allah’ın mağfiretine mazhar olmak ve sonsuz olan cennetine nail olmak için, takva sahibi olmaya gayret edelim.
Allah bizleri kulluk bilincinin gereği olarak takva elbisesini giyen ve bu vesileyle Onun rızasını kazanan bahtiyar kullarından eylesin. Amin!
[1] Hucurât suresi, 49:13
[2] İbn Hanbel, V, 236
[3] Âl-i İmrân suresi, 3:102
[4] A’râf suresi, 7:26
[5] Müslim, Zikir, 72