GENÇLİK TEŞKİLATI
Üniversiteliler Başkanlığı – “Bizler barışın temsilcileriyiz.”
06 Kasım 2015Gençlik Teşkilatı (GT) Üniversiteliler Başkanlığı tarafından düzenlenen “Üniversiteliler Başkanları ve İrfan Evleri Sorumluları Buluşması” IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün’ün katılımı ile Genel Merkezde icra edildi.
GT Üniversiteliler Başkanlığı tarafından tertip edilen “Üniversiteliler Başkanları ve İrfan Evleri Sorumluları Buluşması” 31 Ekim -1 Kasım tarihlerinde 107 üniversiteli gencin katılımıyla gerçekleştirildi. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün başta olmak üzere IGMG Genel Sekreteri Bekir Altaş ve IGMG Gençlik Teşkilatı Başkanı Ünal Ünalan da programda hazır bulundu. Yoğun bir gündeme sahip olan programda Üniversiteliler Başkanlığının eğitim, teşkilatlanma, İrfan Evleri ve diğer çalışmaları hakkında görüşüldü.
İrfan Evleri çalışmalarıyla ilgili sunum yapan Üniversiteliler Başkan Yardımcısı Zülkif Gencer, İrfan Evlerinin gelişimi ve bölgelerdeki durumu hakkında bilgiler aktardı.
Almanca/İngilizce UNİYES başlıyor
Üniversiteliler Eğitim Başkanı Yılmaz Gümüş ise eğitim çalışmalarının ana hedeflerini aktardı. Mevcut çalışmalar hakkında bilgiler veren Gümüş, “Bugüne kadar gerçekleşmekte olan Üniversiteliler Yatılı Eğitim Seminerleri (UNİYES) çalışmasının sayısını yükselteceğiz. Bugüne kadar sezonda sadece 3 defa tertip edilen UNİYES programları, yeni sezonda 6 defa gerçekleşecek ve bunların 3 tanesi Almanca/İngilizce olarak düzenlenecek. Diğer 3 seminer ise klasik şekilde Türkçe ile devam edecek. Maksadımız, öncelikle içinde yaşadığımız toplumun diliyle de hassasiyetlerimizi ve bizi ilgilendiren meseleleri tartışmak ve gündeme taşımaktır. Bölgelerimizde Türkçe bilmeyen ama yerel dile hâkim çok sayıda Müslüman gencimiz var. Onlara da hitap eden çalışmalar yapmak için bu ilk adımı Almanca/İngilizce UNİYES programları ile başlatıyoruz. Zaman içinde bunu Fransızca ve Flamanca dillerinde de gerçekleştirmek hedeflerimizdendir.” ifadelerini kullandı. Özel Eğitim Projesine de değinen Gümüş, aralık ayında tertip edilecek olan Özel Eğitim Kış Kampı ile bu projenin kaldığı yerden devam edeceğini belirtti.
Programda ayrıca Üniversiteliler Başkanlığının bölgelerdeki teşkilatlanma çalışmaları hakkında istişare edildi. Bölge Üniversiteliler Başkanlığının, şubelerinin cemiyetler değil, üniversiteler olduğunun altı çizilirken, uzun vaadeli hedefin sadece üniversitelerde değil, aynı zamanda üniversitelerin fakültelerinde de komisyonlar oluşturmak olduğu belirtildi.
Bilen ve düşünen gençlik olmalı
Üniversiteliler ile güncel meseleler hakkında istişare eden Genel Sekreter Altaş, “Bilen ve düşünen gençlik olmazsa, bildiğini eyleme geçiren gençliğimiz olmazsa, bilgisine ve davranışlarına hem kaynak hem ölçü kılan gençlerimiz olmazsa biz olmayacağız, yarınlarımız da olmayacak. Bugün bir iddia sahibi isek, bu iddiamızın hakkını vermek zorundayız. Barışın temsilcileri olduğumuzu, adaleti hayatımızın merkezine aldığımızı ve tüm insanlığı saracak değerlere sahip olduğumuzu söylüyor isek, bunun hakkını vermek durumundayız. Bunu, tarihi sığ bir övünçler hazinesi olarak algılayarak değil, bilgiyle, inançla ve hikmetle yapabiliriz. Dünyada var olan belirsizlik ve korku hâkimiyetini ancak o şekilde aşabiliriz.” diye konuştu. Altaş, IGMG teşkilatlarının mültecilerle ilgili çalışmaları hakkında üniversitelilere bilgi vererek, mülteciler konusunda gençlere de büyük sorumlulukların düştüğünü hatırlattı.
Gençlik Teşkilatı Başkanı Ünal Ünalan ise hicret olayı ve gençlik arasında bir bağ kurarak, “Hicri 1437 yılına girdik. Hicretin üniversitelilere hitap ettiği önemli noktaları vardır. Hicret ile, şirk teorisinden Medine’deki tevhid teorisine geçişi görüyoruz. Zihinsel ve itikadî hicreti görüyoruz burada. Hicretin sadece zihinsel değil, eylemsel yönünü de görüyoruz. Bireysellikten cemaat olmaya ve Yesrib’ten bir Medine inşa eden gayreti görüyoruz. Dolayısıyla eylemsiz her teori ve zihinsel hicret, eyleme dönüşmediği takdirde eksik kalır. Üniversitelilerimiz zihinsel hicretlerini eylemsel gayrete dönüştürmeli ve önden giden düşünce insanları olmalıdır. Üniversiteliler, düşünen ve önden giden liderler olmalı ki, bizler de peşlerinden giden kitleler olalım.” şeklinde konuştu.
Program kapsamında grup oluşturan üniversiteli gençler “Söz Sizde” adlı oturumda bir araya gelirken, kendi bölgelerinde yapılan çalışmalar hakkında hem bilgiler aktardılar hem de karşılıklı fikir alışverişinde bulundular.
Programın ikinci gününde Osnabrück Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Hakkı Arslan “Unutulmuş Bir Tecrübe Olarak: Sicilya İslam Tarihi” adlı semineri ile gençlerle bir araya geldi. Sicilya’nın bilinmeyen ve unutulan Müslüman tarihi hakkında bilgiler veren Arslan, “Endülüs tarihi hakkında hemen hemen herkesin bilgisi var, ama Sicilya hakkında maalesef durum böyle değil. Sicilya’da 827 yılından 1091 yılına kadar 264 yıl Müslümanların varlığından söz edebiliriz. Malta Adası veya Palermo gibi o dönemin en önemli şehirileri Müslümanların hâkimiyeti altındaydı. Oradaki Müslümanlar bugünün İtalya bölgesinde önemli bir etki alanı oluşturdu ve İtalya’da doğan Rönensans’ın zemini hazırladılar.” ifadelerini kaydetti.
Gençlere hitap eden Genel Başkan Kemal Ergün, “İslam tarihinin dört ana kriz dönemi olmuştur. Birincisi, Hz. Osman Efendimizin şehit edilmesiyle doğan fitne ortamıdır. Bu ortam İslam dünyasında büyük kayıpların yaşanmasına neden olmuştur. Sonrasında Emevî ve Abbasi devletleriyle yeniden bir toparlanma ve yükseliş sürecini yaşamıştır. İkincisi de Moğol istilası ile büyük vahşete maruz kalınan dönemdir. Ama onun ardından da İslam dünyası Osmanlılar öncülüğünde büyük bir medeniyeti inşa etmiştir. Üçüncü kriz dönemi ise Osmanlı Medeniyeti’nin yıkılışıyla ortaya çıkan manzaradır. Osmanlı’nın yıkılışıyla İslam dünyası parçalanmıştır. Bunun ardından da Said Halim Paşa gibi münevverlerin fikir öncülüğünü yaptığı ‘İttihad-ı İslam’ hareketleri ile bu kriz ortamına karşı topluluklar bilinçlendirilmeye çalışılmış ve İslami hassasiyet yaşatılmaya devam etmiştir. Ve dördüncü kriz dönemini de İslam dünyası bugün yaşamaktadır. Bilhassa son yıllarda milyonlarca Müslüman öldürüldü ve zulüm görmekte. Yine bu musibet ortamından kurtulunacak ve sabaha kavuşulacaktır elbet. Onun arefesindeyiz, çünkü tohumlar toprağa ekilmiştir ve günün birinde mutlaka yeşerecektir.” şeklinde konuştu.