BASIN AÇIKLAMASI
Thüringen Araştırma Komisyonunun Nihai Raporu: “Sarsıcı ve kaygılandırıcı bir durum”
22 Ağustos 2014“Rapor biz Müslümanları derinden sarsmıştır. Bu felaket karşısında kendimizi çaresiz ve savunmasız hissediyoruz. Bu neticeyi sıradan bir ‘ihmal’ olarak algılamak mümkün değil. Zira NSU’nun ortaya çıkmasından sonraki süreçte yaşanılan dosya imhaları, tanıkların ölümü ve devlet görevlilerinin inanılması güç hafıza kayıpları gibi hadiseler göz önünde bulundurulduğunda, bu algı daha da güçlenmektedir. İstihbarat ajanlarının korunmasının, aşırı sağcıların işlediği cinayetlerin aydınlatılmasından daha önemli görülmesi kabul edilemez bir durumdur. Böyle bir şeyin Almanya gibi bir ülkede mümkün olabileceğini hayal dahi edemezdik.
Yine de bu korkunç eylemlerin açıklığa kavuşturulacağına, sorumluların adalet önünde hesap vereceğine ve tüm emniyet sisteminin köklü bir reforma tabi tutulacağına dair inancımızı henüz bütünüyle kaybetmiş değiliz. Bu vesileyle, Thüringen Eyalet Meclisi araştırma komisyonunun üyelerine ortaya koydukları bu samimi ve şeffaf çalışmadan dolayı teşekkür ediyorum. Meselenin üzerine cesaretle giderek, durumun vehametini gizlemeye çalışmadan araştırmalarını sürdüren politikacıların olduğunu bilmek bizleri biraz da olsa teselli ediyor.
NSU araştırma komisyonunun nihai raporundan kısa bir alıntı:
Garaj Soruşturması olarak da bilinen ve Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin kaçarak saklanmalarının ardından bulunmaları için başlatılan arama çalışmalarında tespit edilen dezenformasyon, hatalı organizasyon, olağan prosedürün dışında hareket etme ve başarıya ulaştıracağı muhtemel bilgilerin ve izlerin takibinde gösterilen ihmaller karşısında komisyon, bunların tümünün bir talihsizlik, aksilik veya hata olarak açıklanamayacağı kanaatine varmıştır. Arama çalışmalarında görev alan memurların tespit edilen bu büyük başarısızlığının ardında en iyimser tabirle ciddi bir ilgisizlik bulunmaktadır… Arama çalışmaları sırasında alınan yanlış veya alınması gerektiği hâlde alınmayan kararların çokluğu ve en temel çalışma standartlarının dahi gözetilmemiş olması kasıtlı bir sabotaja veya kaçakların bulunmasına engel olmaya yönelik bilinçli bir çabanın varlığına işaret etmektedir. 1998’den 2003 yılına kadar uzanan ve görev alan yetkililer tarafından yapılan ya da yapılmayan araştırmanın hikâyesi bu açıdan değerlendirildiğinde eşi benzeri görülmemiş bir felakettir.