CUMA HUTBESİ
Regaip Kandili ve Üç Ayların İhyası
27 Ocak 2022Muhterem Kardeşlerim!
Her şeyi yoktan var eden Yüce Allah, yarattığı her şeyi farklı farklı kılmış; her şeye ayrı bir derece ve değer katmıştır.Varlıklar âlemi içerisinde insan “eşref-i mahlukat”, yani yaratılmışların en şereflisi kılınmış; mekânlar içinde ise Kâbe en kıymetli ve faziletli kabul edilmiştir. Adına üç aylar dediğimiz recep, şaban ve ramazan ayları da içerisinde barındırdığı mübarek gün ve geceler vesilesiyle diğer aylardan daha bereketli ve faziletli kabul edilmiştir. Üç ayların ilki olan recep ayının habercisi Regaip Kandili ile başlayan bu geceler Miraç ve Berat geceleri ile devam edip, ramazan ayının 27. gecesi olan Kadir Gecesi ile son bulmaktadır. İşte bu feyiz dolu mevsime yaklaşmış bulunmaktayız. Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz ﷺ bu zaman diliminde, “Allahım! Recep ve şaban ayını bize bereketli kıl ve bizi ramazan ayına kavuştur.”[1] diye dua ederdi. Bu nebevî duadan da anlıyoruz ki bir iklimden daha verimli, değerli ve bereketli bir başka iklime giriyoruz. Üzerimize düşen, içinde bulunduğumuz manevi bereket ve feyizlerle dopdolu olan bu mevsimin hakkını iyi bir şekilde eda etmeye çalışmak, her gününü ve her saatini lehimizde şahitlik yapacak salih amellerle dolu geçirmektir. Bu mübarek ayların hepsinin de ayrı ayrı faziletleri vardır. Recep ayı tohum ekme ayı, Şaban ayı sulama ayı, Ramazan ayı ise meyveyi toplama ayıdır.
Değerli Müminler!
Recep ayı haram aylardandır. Hürmet edilen aylar anlamına gelen haram aylar, Allah’ın en sevdiği zaman dilimlerinden biridir[2] ve onlarda işlenen sevaplar da günahlar da kat kat yazılır.[3] Recep ayı hürmet edilen, tazim gösterilen ay[4] olması bakımından içerisinde her türlü fenalığın ve zulmün terk edildiği mevsim olarak anlaşılmıştır. İşte gelecek hafta, perşembeyi cumaya bağlayan gece recep ayının ilk Cuma gecesi olan Regaip Kandili’dir.
Regaip, çokça arzulanan, istenen, rağbet edilen şey demektir. Müslümanlar üç ayların arefesinde Regaip Kandili vesilesiyle bir kez daha yönlerinin, eğilimlerinin, ilgilerinin, sevgilerinin, rağbetlerinin kime, neye, ne için olduğunu bir kez daha gözden geçirmek, muhasebe yapmak için önemli bir fırsat yakalamışlardır. Öyleyse Rabbimizin şu ayetine bir kez daha kulak verelim: “Rabbinizin mağfiretine ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yerler kadar olan cennetine koşun!”[5] Rabbimiz bize bağışlanmaya, daha doğrusu bağışlanma sebeplerine ve cennete ulaştıracak güzel amellere koşmamızı emrediyor. Üç ayları fırsat bilip Kur’ân-ı Kerîm tilavetimizi, zikrimizi, faydalı okumalarımızı, infakımızı, nafile orucumuzu ve yardım faaliyetlerimizi arttıralım!
Değerli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimizin büyük mucizelerinden olan İsrâ ve Miraç Gecesi yine recep ayının son günlerinde idrak ettiğimiz mühim bir gecedir. Yüce Mevla’nın mağfiretine kavuşmak ve beraatine erişmek için şaban ayının ortasında idrak ettiğimiz Berat Kandili, içerisinde büyük fırsatlar barındıran muhteşem bir kurtuluş vesilesidir. Peygamber Efendimiz ﷺ’in ifadesine göre: “Yüce Allah, şaban ayın orta gecesinde yarattıklarına bakar ve kin besleyen ile katil hariç (bütün) kullarını bağışlar.”[6] Netice olarak sonsuz rahmet sahibi olan Rabbimiz bu gece birçok insanı rahmetiyle bağışlayacağından, bu gece Berat Gecesi diye bilinir. Bir rivayete göre, “O gece, zina işleyenler ve müşrikler hariç herkesin duası kabul edilir.”[7] Dolayısıyla bu geceyi ihya ederken dünyanın dört bir yanında Bosna-Hersek, Mısır, Doğu Türkistan, Suriye, Yemen, Filistin, Arakan gibi yerlerde zülme maruz kalan kardeşlerimiz için de dua etmeyi ihmal etmeyelim.
Aziz Kardeşlerim!
Biz âlemlere rahmet olarak gönderilen örneğimize hakkıyla tabi olabilirsek üç aylara ve ramazan-ı şerife güzel bir şekilde hazırlanmış oluruz. Bunları yaparken de hedefimiz, bu aylarda kazandığımız güzellikleri hayatımızın bir standardı hâline getirmek olmalıdır. Bu şekilde Allah’ın lütfu ve ihsanıyla mağfiretine erer, cennete aday oluruz. Allah bizi bu üç ayların kıymetini bilip bu bereketli mevsimden istifade edenlerden kılsın. Âmin!
[1] Müsned-i Ahmed, H.No: 2346 (Abdullah b. Ahmed’in zevâidlerindendir)
[2] Bkz. İbn Receb El-Hanbeli: Letâifu’l-Meârif (1999), s. 222
[3] Bkz. El-Wâhidî: El-Vasît fî Tefsîri’l-Kur’ân, 2/494
[4] Bkz. İbn Receb El-Hanbeli: Letâifu’l-Meârif (1999), s. 225
[5] Âl-i İmrân suresi, 3:133
[6] Müsned-i Ahmed, H.No: 6642
[7] Beyhakî: Şuabu’l-Îmân, 3/383