Cemiyet Haberleri
Rabia Kadir IGMG Genel Merkezini ziyaret etti
20 Ekim 2009Rabia Kadir, Doğu Türkistan meselesinde en çok üzüldüğü konunun, zulme uğrayan bir halkın terörist muamelesi görmesi olduğunu söyledi. “Benimle görüşme yapanlar, Doğu Türkistan'daki şartları bilmedikleri gibi, üstelik, içinizde kaç terörist var diye soruyorlar. Bizim içimizde bir tane bile terörist yok” diyen Rabia Kadir, bölgede 5 Temmuz'da meydana gelen olaylar üzerine dünyada bir tartışma başladı ise de, resmen önemli bir tepki gelmediğini, ancak, Türkiye'nin haklı tepkisini ise takdir ettiklerini bildirdi. Türkiye'nin tepkisinin devam ederek, diğer ülkelerin de buna katılmasını isteyen Rabia Kadir, Türkiye'nin kendisine vize vermediği ile ilgili bilgiler hakkında da açıklama yaptı. “Ben vize isteseydim bana vereceklerdi. Ancak, tam o sırada Çin-Türkiye görüşmeleri vardı. Çin yönetiminin Doğu Türkistan meselesinin de konuşulabileceğini, ancak, Rabia Kadir meselesinin gündeme getirilmemesini istemesi üzerine Türkiye, benden dolaylı olarak, vize müracaatımı ertelememi istedi,” şeklinde bilgi veren Kadir, meselenin şahsî değil, Doğu Türkistan meselesi olduğunu söyledi. İstanbul Çağlayan'daki miting ile de Türk halkının Çin zulmüne gösterdiği tepkiyi takdirle karşılayan Rabia Kadir, aynı şekilde IGMG'nin Avrupa'daki desteklerini de övdü.
“Biz, en azından, Çin anayasasında bize tanınan özerklik ilkelerine uyularak, insanî haklarımızı, dilimizi, kültürümüzü istiyoruz. Self-determinasyon hakkımız saklı kalmak üzere, öncelikle baskıların kalkmasını, dil ve kültürel haklarımızın iadesini, tarlalarımıza el konulmasından vazgeçilmesini ve bölgeye Çinlilerin yerleştirilmesinin durdurulmasını istiyoruz,” diyen Rabia Kadir şöyle devam etti: “İnsanlar, 2006 yılından beri 300 bin genç kızımızın Doğu Türkistan'dan zorla çıkartılıp Çin'in diğer bölgelerine, bazen ahlaksız işlerde çalıştırılmak üzere zorla götürüldüğünü bilmiyor. Çin'in diğer yerlerinde dahi siyasal mahkumlar idam edilmezken, Doğu Türkistan'da idam ediliyorlar ve en çok siyasal idam da burada oluyor. Temmuz'dan beri 39 bin insan tutuklandı. Bu rakamlar yüksek olsa da gerçek rakamlar ve dünya bunlardan habersiz.”
Dünya Uygur Kurultayı Genel Başkanı Rabia Kadir, Doğu Türkistan davasında görev alan herkesle işbirliği içerisinde olmak istediklerini, ancak, bu davaya hakkıyla hizmet edebilmenin makul söylem ve eylemlerden geçtiğini söyledi.
Rabia Kadir Kimdir?
1995 yılında Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen Birleşmiş Milletler Kadın Konferansı'nda, Çin resmî delegasyonunun, en sevilen ve sürekli mütebessim bir çehresi ile dikkatleri çeken birisiydi Rabia Kadir. Öyle ki, bir zamanlar Çin yönetimi, onu, yaptığı başarılı çalışmalar sebebiyle ödüllendirmiş ve Çin Halk Meclisi (Parlamento) ile Siyasî İstişare Konseyi Üyeliğine kadar getirmişti. Hatta, Çin'i, dış dünyaya karşı da temsil etmek üzere görevlendirilen Rabia Kadir şimdi bir numaralı devlet düşmanı ilan edilmiş bulunuyor.
Rabia Kadir, Doğu Türkistan için iki yönden önemli birisiydi. Birincisi, Uygur kadınlarının toplumsal konumlarını yükseltmek amacıyla başlattığı “Bin Ana” adlı proje çalışmasıydı. Kendisi kurduğu şirketler sayesinde, 1999 yılında tutuklandığında kişisel olarak Çin'in 7. zengin kişisi haline gelmiş, Bin Ana projesiyle de yüzlerce Uygur kadınının iş hayatına atılmasına yardımcı olmuştu. Doğu Türkistan'ın Altay kasabasında doğan ve fakir bir aileden gelen Rabia Kadir, ayrıca, fakir Uygur çocuklarının ücretsiz eğitimi amacıyla kurduğu özel okullar ile de uygurların “Rabia Ana”sı olarak anılmaya başlandı.
Çin yönetimi Rabia Kadir'in yürüttüğü bu başarılı çalışmaları sebebiyle kendisini hem Pekin'deki Parlamento, hem de Siyasî İstişare Konseyi üyeliğine getirdiğinde Kadir, Pekin'deki siyasette yerini aldı. Urumçi'lilerin yakından tanıdığı bu 11 çocuk anası, o zamanlar davasını 1.5 milyarlık bir ülkeyi idare eden Pekin'de sürdürüyordu. Komunist Partisi'nin önde gelenleri ile Cumhurbaşkanı da dahil herkese Doğu Türkistan ve Tibet'te yapılan haksızlıkları dile getiriyor, verilen özerkliğin tam olarak verilmesini istiyordu. Bu konuşmaları ile pek çok Çin'li siyasetçiden destek görse de, Çin Komünist Partisi'nin Doğu Türkistan politikasında giderek artan bir sertleşme görüldü.
Nihayet, Mart 1997'de, Pekin'de 5 bine yakın parlamento üyesi önünde, Çin yönetiminin Gülce kentindeki öğrenci gösterileri sebebiyle başlattığı yoğun tutuklama kampanyasını eleştiren ve özerklik yasalarına tam uyulmasını isteyen Rabia Kadir, Çin yönetimini en çok kızdıran muhalifler arasına girdi. Zaten eşi Sıddık Ruzi 1996 yılında ABD'ye kaçmak zorunda kaldığında, kendisinden boşanması istenmiş, boşanmayınca da Komunist Partisi'ne sadakatsızlık suçlaması ile karşılaşmıştı. Bu konuşma ile, sadakatsızlığını pekiştiren Rabia Kadir bir şekliyle cezalandırılacaktı. Parlamento ve istişare konseyi üyeliklerinden atılarak, Çin dışına çıkışı da yasaklanınca, eşine gönderdiği bir gazete sebebiyle “Devlet sırlarını yabancılara vermek” suçlamasıyla 8 yıla mahkum edildi. Ancak, 2005 yılında zamanın ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Pekin ziyareti öncesinde serbest bırakıldı. Rabia Kadir bunun üzerine ABD'ye yerleşti.
“Ejdarha Savascısı” adı ile özgürlük ve hak mücadelesini anlatan kitabının Türkçe'si de yayınlanan Rabia Kadir'in 3 oğlu hapiste, bir oğlu ve kızı ise ev hapsinde tutuluyor.
Rabia Kadir'in başkanlığını yaptığı Dünya Uygur Kurultayı, öncelikli olarak Şincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygurların hak va çıkarlarını savunmayı amaçlayan, bölgeden kaçmak zorunda kalan Uygurlar tarafından Çin Halk Cumhuriyeti dışında faaliyet gösteriyor. 2004 yılında farklı Uygur kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturdukları Kurultay'ın başına serbest bırakılıp dışarıya çıkışan izin verilmesi sonrasında Rabia Kebir başkan olarak seçildi. (ib)