İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Başkanı Yavuz Çelik Karahan, Avrupa Birliği zirvesinin Türkiye'nin tam üyeliği görüşmeleri için tarih vermesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. Yavuz Çelik Karahan yaptığı açıklamada, bu kararın medeniyetler diyaloğu açısından olumlu bir gelişme olması gerektiğine işaret etti ve şöyle dedi: "Türkiye ile Avrupa Birliği arasında sürdürülen görüşmelerde, tam üyelik için müzakerelerin başlamasına yönelik bir sonuca ulaşılmış olmasını, "medeniyetler çatışması" algısından "medeniyetler diyaloğu'na doğru giden yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendirmek istiyorum. Ama unutulmamalıdır ki, hiçbir süreç baştan, genellemeci bir yaklaşımla olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirilemez. Bundan sonra sergilenecek olan yaklaşımlar ve yapılacak olanlar sürecin gerçek kimliğini ortaya koyacaktır. Bu sürecin sadece politik arenada bir "eklemlenme" süreci olmayacağı aşikardır." Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki bu gelişmenin sadece Türkiye açısından değil, Avrupa Birliğinde yaşayan müslümanlar ve İslam Dünyası açısından da olumlu bir adım olmasını beklediğini söyleyen Yavuz Çelik Karahan, Türkiye'nin birliğe üye olurken karşılıklı sorumluluk ve ödevlerin düşünülmesinin zorunlu olduğunu ve Türkiye'nin ait olduğu kültürel kimliğin de gelecekteki Avrupa'da etkin bir rol oynaması gerektiğini söyledi. Kopenhag Kriterleri konusunda Türkiye'nin, şeklen üzerine düşeni yaptığını, ancak bu şeklin uygulamaya da dökülmesi gerektiğini belirten Yavuz Çelik Karahan, bu açıdan Türkiye'de dini ve kültürel özgürlüklerin kullanılabilmesini ve insan haklarına tartışılmaz bir şekilde riayet edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Adı ve yaşamıyla Filistin Halkının beklentileri, umutları ve emelleriyle özdeşleşmiş olan Yaser Arafat'ın ölüm haberini büyük ve derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Bu acı haber Filistin halkı kadar, IGMG camiasında da üzüntü ile karşılanmıştır. Yaşamı halkının mücadele tarihi ile hem anlam hem de zaman açısından örtüşen liderlerden dünyamızda ilk akla gelenlerden biri olan Arafat, Filistin halkının haklı mücadelesi ve Ortadoğu da barışın gerçek ve kalıcı anlamda kurulması için, ümit besleyen insanlar için bir sembol olmuştur. Topraklarından atılması, sürgüne gönderilmesi, suikaste uğraması onu yolundan vazgeçirmediği gibi, mücadale kelimesiyle adının birlikte anılmasına sebep oldu. Arafat'ın bu mücadeleye bugüne kadar yaptığı katkılarla ve adıyla yeni kazanımlara esin kaynağı olacağını düşünüyoruz. O'nun yaptığı unutulmaz katkılarla şekillenen Filistin davasının O'nun kaybıyla yarıda kesilmeyeceğine, tam tersine kaldığı yerden ve en kısa zamanda bağımsızlığa giden yolu katedeceğine inanıyoruz. Arafat Ortadoğu coğrafyasında barış için yaptığı mücadele ile tarihteki unutulmaz yerini almıştır. Bu düşüncelerle IGMG Teşkilatı ve kendi adıma Yaser Arafat'a Yüce Rabbimiz'den rahmet niyaz ediyor , ailesine ve Filistin Halkına sabır diliyorum.