BASIN AÇIKLAMASI
Pegida, sorumsuz bir güvenlik politikasının neticesidir
15 Aralık 2014İslam Toplumu Millî Görüş Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu, Pegida (Patriotische Europäer Gegen die Islamisierung des Abendlandes- Batı’nın İslamlaştırılmasına Karşı Vatanseverler Hareketi) gösterileri münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Biz Müslümanlar Pegida saflarında gösterilere katılan insanların endişelerini, her ne kadar bunlar yersiz endişeler de olsa anlayışla karşılıyoruz. Zira bu endişelerin nereden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Bu endişeler yıllardan beri politikacılarımız tarafından körüklenmektedir. Anlayışla karşılayamadığımız husus ise, İçişleri Bakanlarımızın göstericilere anlayış gösterdiklerini ifade etmeleridir.” diyen Yeneroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“11 Eylül olaylarından beri İslam ve Müslümanlar Almanya’da siyasiler tarafından iç güvenlik bağlamında tehdit olarak tematize edilmektedir. Müslümanların terörist, cihadist, eyleme hazır tehlikeli varlıklar olarak kamuoyunda odak noktası hâline getirilmediği bir gün yok gibidir. Hakikaten tehdit unsuru olanlarla masum insanlar arasında bir ayrım yapılmamaktadır. Toplum ne kastedildiği belli olmayan ve İslamizm (Islamismus) diye tabir edilen olguyla İslam arasında ayrım yapabilecek durumda değildir. Artık güvenlik birimleri de kendi oluşturdukları kavram kargaşasının neticelerine kulak asmamaktadırlar. Bu kavramlar yalnızca Müslümanlara karşı hissedilen endişeleri körüklemeye hizmet etmektedir.
Bu sebeple, her ne kadar yersiz olsalar da halktaki endişeyi gayet iyi anlayabiliyoruz. Belirli bir grup kamuoyuna her gün tehdit olarak sunulmaktayken kim o gruptan endişe duymaz ki?
Ama İçişleri Bakanlarımız tutup da göstericilere anlayış gösterilmesi gerektiğini ifade ediyorsa, bu sorumsuz bir politika yürütüldüğü anlamına gelir. Acilen bu insanların endişelerinin yersiz olduğu; ama bunların da durup dururken ortaya çıkmayıp, medyayı da etkili bir biçimde kullanan güvenlik politikası neticesinde hasıl olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır.
Siyasilerden güvenlik konseptlerini tekrardan masaya yatırmalarını, güvenlikle alakalı kavramları ‘İslam’dan bağımsız hâle getirmelerini, güvenlik birimlerini kültürlerarası eğitime tabi tutmalarını ve duyarlı hâle getirmelerini, ayrıca halkı İslam düşmanı hislerden arındırmak adına kalıcı önlemler almalarını talep ediyoruz. Öte yandan aşırı sağa, antisemitizme ve İslam düşmanlığına karşı etkili programlara ihtiacımız olduğu da açıktır. Bunun için de Müslüman karşıtı suçların müstakil olarak kaydedilmesi kaçınılmazdır.”