CUMA HUTBESİ
Ölümü Anarak Doğru Yaşamak
10 Şubat 2022Kıymetli Müslümanlar!
Yaşadığımız hayattaki en büyük gerçeklerden biri, doğarak geldiğimiz bu dünyadan bir gün ölerek gideceğimizdir. Yüce Rabbimiz, “Her nefis, ölümü tadacaktır. Sonra döndürülüp bize getirileceksiniz.”[1] buyurmaktadır. Ölüm, kaçınılması mümkün olmayan bir gerçekliktir. Bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulmaktadır: “De ki: ‘Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen alemi de bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.”[2]
Değerli Müminler!
Mevlamızın bizleri yoktan var etmesinin ve bizlere hayat bahşetmesinin en önemli nedeni imtihandır. Okuduğum âyet-i kerîmede, Allah’ın hayatı ve ölümü yaratmasının gayesi şu şekilde zikredilmektedir: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”[3]
İmtihanımızı zora sokan ve başarılı olmamıza mâni olan en önemli sebep ise dünya hayatının gelip geçici olan zevklerine kapılıp gitmemizdir. Dünya hayatına vermemiz gereken değerden çok daha fazlasını vermemiz ve ebedî olan ahiret hayatını unutmamızdır.
Muhterem Kardeşlerim!
Dünyaya dair sonu gelmez arzu ve hırslarımız bizleri hiçbir zaman mutlu kılmayacaktır. Bu minvalde sevgili Peygamberimiz ﷺ’den rivayet edilen bir hadîs-i şerifte; “İnsanoğlunun iki ova/vadi dolusu malı olsa, bir üçüncüsünü de ister. İnsanoğlunun karnını topraktan başka bir şey doyurmaz. Ve Allah tövbe edenlerin tövbesini kabul eder.”[4] buyurulmaktadır. Geçici olan dünya hayatının fâni nimetlerine yönelik taleplerimiz, bilakis bizleri elem ve kedere boğacaktır. Yunus Emre’nin dediği gibi “Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur.” Yeryüzünde bugüne kadar yaşamış olan hiçbir insan, tüm isteklerine ulaşabilmiş ve tüm arzularını tatmin edebilmiş değildir.
Aziz Cemaat!
Fâni olan dünyaya meyletmemek, ebedî olan ahiret yurdunu unutmamak için, kaçınılmaz olan ölümü sıkça anmamız gerekmektedir. Bir sahâbî, Peygamberimiz ﷺ’e gelerek:
“Hangi mümin daha akıllıdır, yâ Resûlâllah?” diye sordu.
Hz. Peygamber ﷺ de:
“Ölümü sıkça hatırlayıp, ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir. İşte gerçek akıllı insanlar onlardır.”[5] diye buyurdular.
Hayatın günlük telaşı sebebiyle unuttuğumuz ölümün hatırlanması ve sıkça anılması, dünyaya dair bitip tükenmez ihtirasımıza gem vuracaktır. Fâni olan dünyaya dair endişelerimizi âdeta frenleyecek, baki olan ahireti kazanmak için ibadet ve taatlerimize dört elle sarılmamıza vesile olacaktır.
Yüce Rabbimiz biz âciz kullarını, en büyük ibret olan ölümü hatırlayan ve bu sayede gönül dünyasını zenginleştiren kullarından eylesin.
Amin!
[1] Ankebût suresi, 29:57
[2] Cumâ suresi, 62:8
[3] Mülk suresi, 67:2
[4] Buhârî, Rikâk, 10
[5] İbn Mâce, Zühd, 31