“Savaşlar ve yoksulluk sebebiyle hergün binlerce insan ölüyor. Hatta yolculuklarında ölüm dahil her türlü tehlikeyi de göze alarak, daha varlıklı ülkelerde çalışmak üzere yola düşüyorlar. Nitekim geçen ay, yüzlerce insan karaya ulaşamadan denizde boğularak hayatını kaybetti. İnsanlar, daha insani şartlarda yaşayabilmek ümidiyle bütün riskleri göze alarak yollara düşer, Avrupa sınırlarında teknelerle denizlerde boğulur, kurtulanlar da toplama kamplarında tutulurken; Avrupalı siyasetçilerin gerçekleri görmelerini, daha gerçekçi bir göçmen siyaseti ve kalkınma yardımı programları uygulamalarını istiyoruz.

Artık dünya insanlığı bir bütün olarak herkese karşı sorumluluklarını yüklenmeli, ekonomik adaletsizliklerin ve savaşların önüne geçilmelidir. Bu herkesin görevidir. Ancak Müslümanlar kendilerini daha da mesul hissetmeli ve ona göre davranmalıdırlar. Bu bağlamda, yürüttüğümüz sosyal yardım faaliyetleri vasıtasıyla dünyanın her yerindeki mazlumlara ulaşarak bu durumun düzelmesi adına bir nebze de olsa katkıda bulunmaktayız. Bu sorumluluk bilincimiz ise sürekli taze tutulmaya ve yenilenmeye muhtaçtır.

Bununla birlikte, her yeni yıl, aslında yeni başlangıçlar için birer vesile olarak kullanılabilir. Müslümanlar olarak yılbaşı kabul ettiğimiz İslam tarihindeki o büyük  hicretle birlikte yepyeni bir medeniyet başlamıştı. Biz bugün hicreti günahlardan sevaba, kötülüklerden iyiliğe, haramdan helale hicret olarak görüyoruz. Bu bağlamda hicri yılbaşını, bize yüklenen sorumlulukları daha da bilinçli bir şekilde idrak etmemiz açısından yeni bir başlangıç ve tazelenme noktası olarak kabul edebiliriz.

Bu vesile ile tüm İslam ümmetinin hicri yılbaşını kutluyor, bu güzel günün ümmetin acılarının dinmesine vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan niyaz ediyoruz.”