Cemiyet Haberleri
Mustafa Yoldaş’tan “karikatür” yorumu
17 Şubat 2006Yoldaş’a göre “Muhammed-karikatürleri” hakkındaki tartışmaların artmasının, dini, milli, siyasi, kültürel ve kültürler arası iletişim problemleri gibi farklı sebepleri var. Öncelikle birçok avrupalının, biz Müslümanların 2006 yılında halen Peygamberimize olan büyük sevgimize hayret ettiğini, halbuki bunun bizim inancımızın bir parçası olduğunu belirten Yoldaş, İmanın şartı olan kelime-i şehadet getiriken; “Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed onun kulu ve elçisidir” dediğimizi hatırlatıyor.
Yoldaş, sözkonusu karikatürlerin yayınlanmasıyla Müslümanların telaşa düşerek derinden yaralandıklarını ve oruç tutmayan Müslümanların bile inancın temel noktası zedelendiği için rencide olduklarını ifade ediyor. Bunun yanısıra Peygamberimizi “terörist peygamber” gibi gösteren karikatürlerin mizah ve hiciv ile pek ilgisi olmadığını da söylüyor.
Medya’nın politikadan bağımsız yayın yapması gerektiğini okullarda öğrendiğimizi ifade eden Yoldaş, medyadan İslami propaganda yapmasını istemediğini ancak eleştiri yapacaksa meşru bir şekilde yapmasını ve Müslümanların geçen yarım asırlık dönemde Almanya’nın refahı için yaptıklarınıda unutmamaları gerektiğinin altını çiziyor.
Yoldaş, biz Müslümanların özgürlüğün kıymetini bildiğimizi ve bu sebeple basın, sanat, düşünce ve din özgürlüklerini ortadan kaldırmak gibi bir düşünceye sahip olmadığımızı ancak mukaddes değerlerimize karşı saygılı ve hoşgörülü olunmasını istediğimizi ifade ediyor.
Müslümanların Danimarka ürünlerini boykot etmeye varan tepkilerini anlayışla karşıladığını belirten Yoldaş, Büyükelçilikleri tahrip etme, gazetecileri tehdit etme gibi tepkileri ise onaylamadığını açıklıyor. Yoldaş, Müslümanların, ölçüsüz ve aşırı tepkilerle İslam düşmanlarını kahraman yaptıklarını düşünüyor ve buna Salman Rüşdü’yü örnek veriyor.
Yoldaş’ın söz ettiği bir sonraki nokta ise, Peygamberimizin bu durumda nasıl tepki göstereceği sorusu. Peygamberimizin, zamanında karşıtları tarafından alaya alındığını, rencide edildiğini, işkence gördüğünü, küçük düşürüldüğünü, Kabe’ye giderken taşlandığını kaynaklardan biliyoruz. Fakat peygamberimiz “ne yaptıklarını bilmiyorlar” diyerek sabır göstermiş ve Mekke’nin fethinden sonrada intikam almamıştır.
Son olarak, ya bu kin ve şiddetin “kültürler savaşını” atom savaşına dönüştürecek kadar derinleşeceğini ya da kul olarak sorumluluğumuzun farkına varıp nefsimizi yeneceğimizi ifade eden Yoldaş, yorumunu Kuran-ı Kerim’in Mümtehine suresinin yedi ve sekizinci ayetleriyle bitiriyor; “Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah adaletli olanları sever.”