CUMA HUTBESİ
Müslümanca yaşamak en güzel tebliğdir
15 Mart 2016Muhterem Müslümanlar!
Yaşadığımız çağ bir etkileşim çağıdır. Herkes, istese de istemese de bir başkasından etkilenir. Kötülüklerin, çirkinliklerin, haksızlıkların çoğaldığı bir zamanda iyiliğe çağıran, çirkinliklere ve haksızlıklara karşı çıkan, bunun için insanların kınamasından da çekinmeyen kimseleri herkes imrenerek takip eder.
Bir Müslüman’ın her hâli ile imrenilen örnek bir insan olması gerekir. Çünkü onun hayatı aynı zamanda İslam dininin en güzel bir tebliği olmak durumundadır. Zira tebliğ sadece söz ile, konuşma ile olmaz. En etkili tebliğ Müslümanca bir hayat sürmekle yapılır.
Değerli Kardeşlerim!
Rabbimiz şöyle buyurur: “Allah’a davet eden, sâlih amel işleyen ve ‘Ben gerçekten Müslümanlardanım’ diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?”[1] Bu ayet, sözün özle bir olması gerektiği ve Müslüman’ın hayatının en güzel, en sâlih amelleri işlemekten ibaret olduğuna vurgu yapar.
Ayette de görüldüğü gibi, Allah’a davet etmenin temelinde sâlih amel işlemek, yani Müslümanca bir hayat sürdürmek vardır. Sonra da bu daveti yaparken, bu sâlih amelleri Müslüman olduğumuz için yapmak durumunda olduğumuzu herkese göstermemiz gerekmektedir.
Kıymetli Kardeşlerim!
Bugün sıkça karşılaştığımız olumsuz Müslüman imajı maalesef bazı Müslümanların İslam ile bağdaşmayan hareket ve davranışlarının sonucunda iyice kötüleşiyor. Bunun sonucunda da İslam’a karşı bir nefret dalgası yayılıyor. Bizimle aynı toplumda yaşayan insanlar Müslümanlığın bu çirkinliklerle bağdaşmadığını anlayamıyorsa, İslam’ı hayatımıza tam olarak yerleştirememişiz demektir.
Derin bir İslami şuur ve ihlas ile yaşamak, hayatımızın her anını bir tebliğci olarak yaşamamız anlamına gelecektir. Üstelik, biz biliyor ve iman ediyoruz ki, yüce Rabbimiz olan Allah her an, her yerde, her şeyi görüp gözetmektedir. Dolayısıyla sözümüz ve özümüz bir olmak durumundadır.
Muhterem Cemaat!
Bizim dinimiz laftan ziyade amele bakar. İnsanların amelleri ile Rableri’ne karşı şükür içerisinde, O’nun mahlukatına karşı da merhametli ve şefkatli olmasını ister. Bu bizim imanımızın gereğidir. İmanımız gereği sâlih amel işlemek durumundayız.
Tarihe baktığımızda, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve onun yolundan giden ashabı İslam’ı tebliğ ederken sözlerini söylemişler, insanları davet etmişlerdir. Lakin onların tebliğlerinin insanlarda bu derece karşılık bulmasının en önemli sebebi, söylediklerini kendilerinin de yapıyor olmalarıydı. Yalan söyleme, haksızlık yapma, yetimi, yoksulu ve kimsesizi koru, komşuna eziyet etme, demişler ve bunu derken de asla yalan söylememişler, asla haksızlık yapmamışlar ve asla başkalarını kandırmamışlardır.
İşte bu amelleri ile onlar İslam’ı hayatlarında tatbik etmişlerdir. Böylece çeşit çeşit kavimlerden ve iklimlerden milyonlarca, milyarlarca insanın hayatına örnek olarak girmişlerdir.
Değerli Müslümanlar!
Özetle söyleyecek olursak, Kur’an ve sünnet çizgisinde sürdürülen bir hayat, diğer insanlara İslam’ı en güzel tebliğimiz olacaktır.
[1] Fussilet suresi, 41:33