CUMA HUTBESİ
Miraç Hediyelerinden Bakara Suresi 285-286. Ayetler
23 Ocak 2025Muhterem Kardeşlerim!
İsrâ ve Miraç hadisesi yüce Allah’ın, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e bir mükâfatı, büyük bir ihsanı, eşsiz bir armağanı ve ilahî bir mucizesidir. Aynı zamanda İsrâ ve Miraç, müminlerin de Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’e imanlarının test edilmesidir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Allah’ın yüceliğine ve Onun nihayetsiz kudretine yaptığı en görkemli şahitliktir. Rabbimiz bu şahitlikte gerçek yüceliğin yalnızca kendisine ait olduğunu, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şahsında beşeriyete bir kez daha göstermiştir. Aynı zamanda arınma, yücelme ve kulluğun zirvesine erişmenin yollarını da öğretmiştir. Âlemlerin Rabbi teslimiyet, sadakat, ahlak, doğruluk, dürüstlük timsali olan Kutlu Nebi’yi İsrâ ve Miraç ile taltif buyururken, biz kullarına da mesajlar vermiştir. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.”[1] diye buyurulmuştur. Dolayısıyla İsrâ ve Miraç bir yönüyle Rabb’e vuslat, diğer yönüyle de Rabb’in yasakladıklarını terk ediştir.
Değerli Müminler!
Peygamberimiz (s.a.v.) bu mübarek yolculuğu tamamlayarak aynı gece evine dönmüş, evine döner dönmez olup bitenleri ailesine anlatmıştı. Ailesi ve arkadaşları inanmıştı ancak Mekkelilerin bazıları hadiseyi duyar duymaz şaşkına dönmüşlerdi. Hz. Ebû Bekir’e koşup Hz. Peygamber’in haberini ona anlatmışlardı. Hz. Ebû Bekir onlara “Muhammed (s.a.v.)’in doğru söylediğine, hatta bundan da öte, uzaklara dahi meleklerin gökten haber getirdiğine inanmışımdır.” demiştir. İşte bu cihetle Hz. Ebû Bekir’e “Sıddık” denmiştir.
Aziz Müslümanlar!
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.) şöyle demiştir: “İsrâ olayı gerçekleştiğinde Resûlullah’a üç şey verilmiştir: Beş vakit namaz ve Bakara suresinin son ayetleri verilmiş, ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların büyük günahları mağfiret olunmuştur.”[2] Bu üç büyük nimet, Miraç olayının Müslümanlar için derin anlamını ortaya koyar. Miraç olayının Müslümanlar için en önemli sonuçlarından birisi İslam dininin temel direği ve müminlere bir Miraç hediyesi olan namazdır. Miracın bir başka müjdesi ise Hz. Peygamber’in ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların affedilebileceklerinin vadedilmiş olmasıdır. Üçüncüsü, Bakara suresinin son iki ayeti olan “Amenerresûlü”dür. Bu ayetlerde, “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettik.” diyerek Rabbimize verdiğimiz kulluk sözümüzü yenileriz. “İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlanma dileriz! Sonunda dönüş yalnız Sanadır.” ayetiyle teslimiyetimizi dile getiririz. “Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir.” diyerek sorumluluk bilincimizi tazeleriz. Ayrıca, dünyada yapıp ettiğimiz her şeyin bir hesabı ve karşılığı olduğunu, ahiretin varlığını ikrar ederiz.
Değerli Kardeşlerim!
Önümüzdeki pazar gününü pazartesiye bağlayan gece İsrâ ve Miraç Kandili’ni inşallah idrak etmiş olacağız. Camilerimizde icra edilecek programlara ailece katılım sağlayalım. Hutbemizi Miraç hediyelerinden olan şu dua ile bitirelim: “Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla’mızsın, kâfirlere karşı bize yardım et.”
Cumamız, İsrâ ve Miraç Kandilimiz mübarek olsun, İslam’a ve insanlığa hayırlar getirsin.
[1] İsrâ suresi 17:1
[2] Müslim, Îmân, 279