CUMA HUTBESİ
Mevlid-i Nebî
12 Eylül 2024!Muhterem Kardeşlerim
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hâtemu’l-Enbiyâ Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in dünyayı teşriflerinin 1453’üncü sene-idevriyesini yarın akşam camilerimizde ailelerimize birlikte inşallah idrak etmiş olacağız. Bu vesileyle hutbeme başlarken hem cumanızı hem de Mevlit Kandilinizi tebrik eder, insanlığa hayır getirmesini Yüce Allah’tan dilerim.
Aziz Müslümanlar!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) dünya ve ahiret saadetinin adresi ve reçetesidir. Yüce Allah, Kerîm Kitabımızda “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” buyurmuştur. Sabır, sebat, güçlüklere dayanma, azim, irade, üstün ahlak, hep o Yüce Peygamber’dedir. Onun sözleri, fiilleri, hayatı bizler için en güzel örnektir. Onun öğretileri insanlığın karanlık dünyasını aydınlattı, insanlık o nur ile aydınlandı, yeniden onurlandı.
Değerli Müminler!
Efendimiz (s.a.v.) 23 yıl süren, vahiyle yoğrulmuş peygamberliği boyunca putperestliğin yerine tevhidi, zulmün yerine adaleti, düşmanlığın yerine kardeşliği, cehaletin yerine ilmi, çatışmanın yerine kaynaşmayı ikame etmiş, yerleştirmiştir. Doğruluk, güvenilirlik, adalet, nezaket ve cömertlik gibi ahlaki davranışlarıyla insanlığa örnek ve önder olmuştur. Peygamberimiz (s.a.v.) fert ve toplumun huzurunu bozan, insanlığın dünya ve ahiretini ifsat eden kötülüklerle mücadele etmiştir. Bunun neticesinde gerekli olan temel değişiklikleri gerçekleştirmiş ve vahyin ışığında, mükemmel örnekliğiyle, aileden ekonomik, sosyal, kültürel ve ahlaki alanlara kadar yenilikler gerçekleştirmiştir. Bu sayede “cahiliye” olarak nitelendirilen ve temel özellikleri bilgisizlik, putperestlik, kabile asabiyeti, zulüm, haksızlık, adaletsizlik, barış ve nizamdan uzak bir hayat olan bir dönemi sonlandırmıştır. Cahiliyenin yerine bilgi ve hikmetin, sulh ve sükûnun, adaletin, huzurun, kardeşliğin, ahlak ve erdemin hâkim olduğu yepyeni bir toplum inşa etmiştir.
Muhterem Müslümanlar!
Günümüzde horlanıp itilenler, yalnızlığa terk edilenler, onuru ve haysiyeti zedelenenler, insanlığını yitirenler, kalpleri pas tutanlar Peygamberimiz (s.a.v.)’in ilkeleriyle hayat bulmaya ne kadar da muhtaçtırlar! Bu bağlamda Yüce Rabbimizin “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resulü’nün çağrısına uyun.” ayetine kulak vermeliyiz. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) insanlığı, bir olan Allah’a inanmaya, yalnızca Ona kul olmaya davet etti. Onun daveti ölüme hayat, zulme adalet, cehalete bilgi, vicdansızlığa merhamet, husumete barış oldu. İnsanlık onunla gerçek anlamını, yaratılış gayesini ve hikmetini bir kez daha idrak etti.
Değerli Müminler!
Ümmet-i Muhammed olarak asla unutmamamız gereken husus, Resûlullah (s.a.v.)’e itaatin aynı zamanda Allah’a itaat olduğudur. Zira hutbemin başında okuduğum hadîs-i şerifte Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş, bana isyan eden Allah’a isyan etmiş olur.” Nitekim bir âyet-i kerîmede de bunu destekler mahiyette “Kim Peygamber’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.” buyurulmaktadır.
Aziz Dostlar!
Hem fert hem de toplum olarak, her işimizde Hz. Peygamber’i örnek ve model almalıyız. Onu sadece anmak, ona tek başına salat ve selam okumak yetmez; onun öğretisini hayatın her alanına tatbik etmek gerekir. O, vahyi tebliğ etti, tebyin etti yani açıkladı, temsil etti yani yaşadı, tahkim etti yani hayata uyguladı. Bugün insanlığın içinde bulunduğu maddi ve manevi buhrandan kurtuluş onun mesajlarını idrak etmekle, uygulamakla mümkün olabilecektir. Gelecek nesillerin ihyası için Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’i anlamalı, anlatmalı ve yaşamalıyız.
Peygamberimizin şu sözüyle hutbemizi noktalayalım: “Ben atam İbrâhim’in duası, kardeşim Îsâ’nın müjdesi, annem Âmine’nin rüyasıyım.” Salat ve selam, her türlü ihtiram, Peygamberimize ve bütün peygamberlerin üzerine olsun.
1 Ahzâb suresi, 33:45-46
2 Enfâl suresi, 8:24
3 Müslim, İmâre, 33
4 Nisâ suresi, 4:80
5 Müsned, 4/127
Hutbe-Norveççe
Hutbe-Danca