CUMA HUTBESİ
Merhamet Duygumuz
24 Ağustos 2023Muhterem Müslümanlar!
Bir gün Hz. Peygamber ile Hz. Hatice validemizin ilk kızı olan Zeyneb’in çocuklarından birisi ağır bir şekilde hastalanmıştı. Bunun üzerine Zeyneb, babasına, torununun çok hasta olduğunu, acilen gelmesini söyleyerek haber yollamıştı. O sırada farklı bir uğraş içerisinde olan Efendimiz (a.s.) ona selam gönderip, “Allah’ın aldığı ve verdiği her şey kendisine aittir. Her şey Allah katında takdir edilmiştir. Sen sabırlı ol ve mükâfatını Allah’tan bekle.” diye teskin etmişti. Fakat bebeğin durumu ağırlaşınca, babasını yanında görmek isteyen Zeyneb mutlaka gelmesini isteyerek bir daha haber göndermiş, Hz. Peygamber de kızını kırmayarak beraberindekilerle birlikte onun evine gitmişti. Can çekişmekte olan çocuğu şefkat ve merhametle kucağına alan Rahmet Peygamberi, gözyaşı dökmeye başlamıştı. Yanındaki arkadaşlarından Sa’d b. Ubâde, “Bu (gözyaşı) da nedir yâ Resûlallah?” diyerek hayretini gizleyememişti. Bunun üzerine şefkatli Nebi, “Bu gözyaşı, Allah’ın, dilediği kullarının kalplerine yerleştirdiği bir rahmettir. Allah, kullarından sadece merhametli olanlara merhamet eder.”[1] buyurmuştu.
Aziz Kardeşlerim!
Allah’ın Rahmân isminin bir yansıması olan merhamet, kelime anlamı olarak şefkat etmek, acımak ve insaflı davranmak demektir. Kâinattaki bütün varlıklar Allah’ın rahmetiyle kuşatılmıştır. Peygamber Efendimiz (a.s.)’ın en belirgin özelliklerinden birisi de şüphesiz merhamet ve şefkat sahibi olmasıdır. İnsanları etrafına toplayabilmesi, merhamet ve şefkat medeniyetini inşa etmesi yine bu duygudan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, her fırsatta müminlere kalplerini bu duygularla süslemelerini tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber’in şefkati sadece insanlarla sınırlı değildi. O, hayvanlara karşı davranışlarında da merhamet dolu olup bunu her fırsatta dile getirirdi. Peygamberimiz, bir gün Medineli Müslümanlardan birinin bahçesine girdiğinde orada bulunan develerden bir tanesi Efendimizi görünce gözyaşı akıtmıştı. Şefkat Peygamberi deveye yaklaşıp başını okşayarak onu sakinleştirmişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber deve sahibine: “Allah’ın sana verdiği bu deve hakkında Allah’tan korkmuyor musun? Deve bana şikâyette bulundu. O bana senin kendisini aç bıraktığını ve fazla çalıştırarak yorduğunu şikâyet etti.”[2] diye buyurarak tüm varlıklara merhametle yaklaşılması gerektiğine vurgu yapmıştır. Bir başka hadîs-i şerifte ise şöyle buyrulur: “Merhamet edene Rahmân olan Allah da merhamet eder. Siz yerdeki bütün mahlukata merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.”[3]
Değerli Müminler!
Şiddetin, zulmün, öfke ve nefretin hayatımızı işgal ettiği günümüzde Rahmet Peygamberi’nin mesajlarına yeniden sarılmamız gerekmektedir. Şefkat ve merhamet medeniyetinin birer mensubu olduğumuzu unutmamalıyız. Eşimize, evlatlarımıza, anne-babamıza ve bütün canlılara karşı şefkatli ve vicdanlı olmamız gerekmektedir. Nitekim Yüce Rabbimiz “Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de Onun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.”[4] diye buyurarak sevgi, şefkat gibi duyguların Allah’ın bir nimeti olduğunu bizlere hatırlatmıştır.
Aziz Kardeşlerim!
Merhamet, sadece kendi akrabalarımıza veya aynı inançtaki insanlara gösterilen bir duygu değildir. İslam, tüm insanlığa birbirine karşı merhametli olmayı emreder. İnsanlar arasında renk, dil, millet ayrımı yapmadan herkesin haklarına saygı göstermeli, her varlığa şefkat nazarıyla bakmalıyız. İnsanların farklı sebeplerden dolayı kin ve nefret saçtığı şu günlerde bizler daima güler yüzlü ve merhametli olalım. Merhamet ve şefkatin bizleri Allah’a yaklaştırdığını unutmayalım. Mevlamız kalplerimizi şefkatle donatsın, bizleri merhamet sahibi mümin kullarından eylesin. Amin!
[1] Buhârî, Merdâ, 9
[2] Ebû Dâvûd, Cihad, 44
[3] Ebû Dâvûd, Edeb, 58
[4] Rûm suresi, 30:21
Hutbe-Norveççe