İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu, 23 Kasım 1992 tarihinde Mölln şehrinde dokuz kişinin yaralanmasına, 3 kişinin de ölümüne sebep olan aşırı sağ motifli kundaklama saldırılarının 22. yıl dönümü münasebetiyle bir açıklamada bulundu. “Mölln, Solingen veya Rostock-Lichtenhagen şehirlerinde işlenen cinayetler toplumun tamamına karşı gerçekleştirilmiş saldırılardır.” diyen Yeneroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mölln’de gerçekleştirilen hunhar saldırıların anısı hâlen ilk günkü tazeliğini korumaktadır. Neo-Naziler bu saldırılarda iki genç kızı ve büyükannelerini öldürmüş, dokuz kişinin ise yaralanmasına sebep olmuşlardı. Bu saldırılar Solingen’deki kundaklamalar veya Rostock-Lichtenhagen’daki katliam ile aynı çerçevede anılmaktadır. Hiç şüphesiz NSU skandalı da 2011 yılından itibaren bu elem verici çerçeveye dâhil olmuştur.

Bütün bu cürümlerin ortak noktası şudur: Bunlar görünürde yabancılara karşı işlenen suçlardır; ancak aslında özgürlükçü demokratik düzenimize ve toplumun bütünlüğüne karşı işlenmişlerdir. Bu bakımdan hiç kimse sorumluluktan muaf konumda değildir, özellikle de siyasiler. Nitekim siyasiler kamuoyundaki tartışmaları herkesten daha etkin bir şekilde biçimlendirip yönlendirebildikleri gibi, bu tür cürümlerin fikrî altyapısını hazırlayabilmekte veya henüz mesele filizlenmeden bunu önleyebilmektedirler.

İstenmeyen fakir göçmen veya işe yarayan ve yaramayan işçi arasında ayırt etme gibi siyasi polemiklere de bu çerçevede bakılmalıdır. Bu bağlamda duyduklarımız ve okuduklarımız endişe vericidir. Bunların başında, yıllardan beri aşırı sağcıların değirmenine su taşıyan, sürekli suretle insanların karşısına öcü olarak çıkartılan, son derece dışlayıcı ve damgalayıcı nitelikteki ‘İslamist’ nitelendirmesi akla gelmektedir. Bu noktada sorumluluk üstlenmek, ancak dışlama ve peşin yargılarla dolu tartışmalardan vazgeçmekle mümkün olacaktır. Bu sadece siyasilerin veya güvenlik birimlerinin değil, aynı zamanda medya ve bütün toplumun vazifesidir.

Saldırılara kurban gidenlerin geride bıraktıkları yakınlarının bu günlerde ne denli acı içinde oldukları tahmin bile edilemez. Onlara Allah’tan kuvvet ve sabır diliyor, bilvesile acılarını paylaştığımızı belirtmek istiyoruz.”