Cemiyet Haberleri
Kurban Kampanyası Bangladeş II: Büyükelçimizi ziyaret
15 Aralık 2009Telefon numarasını internetten kolayca (Dhaka) Büyükelçimizi aradık. Bir kaç gün içinde elçiliğimizi ziyaret etmek istediğimizi belirttik. İsteğimiz elçimize iletildi kısa bir beklemenin ardından, bugün gelebileceğimiz söylendi. Doğrusu bu kadar çabuk beklemiyorduk. Elçiliğimiz bulunduğum otele yaklaşık 10 km kadar uzakta ancak Dakka'da trafik tam bir keşmekeş tam bir macera, kısacası tam bir sabır tüketme alanı yani 10 km yere en erken 1 saatte ulaşabileceğimizi hesap ederek yola koyulduk.
Trafik sandığımız kadar yoğun değildi. Ticari bir taksi ile gidiyorduk. Yol boyunca müthiş bir hareketlilik sürmekteydi, yol boyunca en çok gördüğümüz şey bisiklet ve motorlu bisiklet. Belki de dünyanın en çok bisiklete sahip olan ülkesidir Bangladeş. Üç tekerlekli bisikletlere, "Riksha" motorlu olan üç tekerliklere ise "cmg" diyorlar. Bunlar yolcu taşıma aracı olarak kullanılmaktalar. Bisiklet, motorlu bisiklet, otomobil, otobüs ve kamyonlar şehir içinde aynı yolu kullanıyorlar. Ve o klakson seslerinin çok doğal hale geldiği kaotik ortamı seyrederken her an bir kazanın olacağını sanıyorsunuz, zira bu düşüncenizi; araçların kaportaları üzerindeki; adeta inatla, çekiçle dövülmüşçesine oluşan ezikler güçlendiriyordu.
Evet daha önce de Dakka'ya gelmiştim ve bu keşmekeş içinde sağa sola gitmiştim ve şükürler olsun ki her hangi bir sürtüşme dahi yaşamadığımızı arkadaşlara söylemeye hazırlanmıştım ki olanlar oldu. Sağ tarafımızda bir otobüsün bizi sıkıştırmasından kaçarken, sola kaydık ve o arada bizi geçmeye çalışan bir araç bize sürterek geçti ve kimse durmadı, hafif bir duraksama oldu ama duran olmadı. İnanılmaz bir olgunluk var sürücülerde, ne kavga ne sert bir tepki. Bir birilerine bakmadılar bile. Biz bir kez daha hayret ettik.
Elçiliğe hayli erken ulaştık. Büyükelçi Şakir Özkan Torunlar bizi ofisinin kapısında ayakta buyur etti. Bu çok samimi karşılanma bizi hayli rahatlattı, tam da büyükelçinin istediği gibi, biz orada kendimizi gerçekten evimizde hissettik. Önce kendimizi tanıttık. Hollanda'dan üç kişi olarak buradaki yoksul insanlara Avrupa'dan Müslümanların kurbanlarını getirdiğimizi, yaklaşık iki hafta burada çalışma yapacağımızı belirttik. Memnun olduğunu dile getiren büyükelçi bize Bangladeş'le ilgili bilgiler verirken çok ilginç ve güzel anekdotlar anlattı.
“Türklerin yeri ayrı”
Bangladeş halkının Türklere karşı çok özel duygularının olduğunu dile getiren
Büyükelçi Şakir Özkan Torunlar, "burada yabancılara özel bir ilgi var ama Türklere iki defa daha özel ilgi gösterilir" diyerek burada çok rahat bir çalışma yapabileceğimizi söyledi.
Büyükelçi gelirken nasıl geldiğimizi ve buralara gelmenin şuan biraz meşakkatli olduğunu ifade ederken; uluslararası hava ulaşımında çok güçlü konuma gelen THY'nin Bangladeş'e direk uçuşu olmadığını bunu sağlamak için bir çalışma yaptıklarını belirtti. Bunun bilhassa Türk ve Bangladeşli iş adamlarına çok fayda sağlayacağını dile getirdi. Şuan Dakka'ya çeşitli yerlerden geline biliniyor bunlar Dubai aktarmalı bu da hayli uzun olmakta. Elçimiz gayet samimi bir havada bizleri Bangladeş hakkında bilgilendirmeye devam ediyor.
17 yıldır Türkiye ve Bangladeş arasında Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı'nın yapıldığını bildiren büyükelçi, bu toplantının 18 ve 19 Kasım'da Ankara'da yeniden başlatıldığını söyledi. Türkiye ile Bangladeş arasındaki 300 milyon dolarlık ticaret hacminin uluslararası krize rağmen 600 bin milyon dolara çıktığını dile getirirken bunun Türkiye ve Bangladeş arasındaki ticarette bir rekor olduğuna dikkat çekti. Ve bu rekorların kendi döneminde yaşandığı içinde gurur duyduğunu belirtti. "17 yıl sonra yeniden başlayan Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı'nın her iki ülke hem hükümetlerinde hem de iş adamlarında büyük beklenti yaratıyor haliyle. Böylece beklentiler önümüzdeki yıl, 600 bin doların 1 milyar dolara çıkabileceğinin sinyalini vermektedir" diyen Büyükelçi "bunlara şahit olmak insana mutluluk veriyor" dedi.
"Bangladeş'te daha çok tekstil üzerine ticaretimiz var çünkü Bangladeş dünyanın önde gelen tekstil üreticilerinden birisi. Çin var, biz varız ve Bangladeş var, dünya tekstilinde üçüncü ülke." diyen Büyüelçi Torunlar, buranın yabancılara çok cazip imkanlarının olduğunu, başta emek maliyetinin çok düşük olduğunu bunun yanı sıra enerji maliyetinin de düşük olduğuna dikkat çekti. Pek çok Türk tekstil markasının burada yatırım yaptığını söyleyen büyükelçi Türkiye'nin ise Bangladeş'e tekstil üretiminde kullanılan kimyevi maddeleri sattığını söyledi. Bangladeş'te Türk olmanın bir ayrıcalık olduğunu belirtirken, ister işadamı ister öğrenci ister büyükelçi olsun Bangladeş halkının Türk halkına karşı müthiş bir saygısı var.
Türk olduğunuzu söylediğiniz zaman; ister hükümette ister sokakta, akan sular duruyor ve bütün kapılar açılıyor. Bunun tarihten gelen bir yanı var. Bizim kurtuluş savaşımız ilk okulda derslerde okutuluyor. Bunu hatıralarda tutmaktan öte önümüzdeki yüzyıla taşımamız lazım, bu da iş yaparak olabilir. Bangladeş'ten kurtuluş savası sırasında çok yardım akmıştır öyle ki, o paranın bir kımsı ile Türkiye'nin ilk resmi bankası olan İş Bankası kurulmuş.
15 ve 16. yüz yıllarında Moğol donemi olarak bilinen dönemde Türklerin gelmesi ile Bangladeşlilerin Müslüman kimlikleri korunmuştur o bakımdan hem 400 yıl öncesinden dindaşlık şükran duyguları var bize karşı.
Fuat bey bu sırada, söze girerek bizlerin bugün Türkler olarak bu ülkeye karşılıksız bir yardım getirdiğimizi dile getirerek bizlerin ülke olarak yardımları hep karşılıksız yaptığımız için galiba bu derin saygı ondan dolayı diyerek konu üzerinde bir tespitte bulundu.
19 Kasım'da Banladeş'te olağanüstü bir gün yaşandığını, bunun sebebininse; (kızı Şeyh Kasına bugün başbakan) 1971'de ülkenin bağımsızlığını sağlayan ve ''Bangbandu” Milletin babası olarak bilinen Şeyh Mujibur Rahman'ı 1975'de evinde 15 yakını ile birlikte öldüren bir grup insanın hayatta kalanların yargılanması ile ilgili bir gerginlik olduğunu bildirdi. Bu suçu işleyenler uzun süre serbest dolaşmışlar bir kısmı yurt dışına kaçmış, 19 Kasım'da onlar hakkında varılan yargı kararı açıklandı o yüzden birkaç gündür kilit noktalarda ekstra güvenlik tedbirleri alındığını öğreniyoruz.
Bangladeş'te çok sayıda sivil toplum örgütünün varlığına işeret eden büyükelçi Bangladeş'i bunlar ayakta tutuyor derken; üç kişi bir araya gelse bir dernek kuruyorlar. Yani binlerce sivil toplum örgütleri vardır, bunların içinde sağı, solu, Hindusu cami yaşatma derneği, okul yaptırma derneği, kadınlar derneği, el sanatlar derneği vesair.. Bangladeş'te demokrasinin sivil toplum örgütleri ile ayakta durduğuna dikkat çekerken Hollanda'da bile bulamayacağımız kadar sivil toplum derneğinin var olduğunu aktarıyor Büyükelçi Torunlar. Bangladeş'te herkesin bir dünya görüşü olduğunu ve çok hoşgörülü bir millet olduklarını ekliyor.
Sohbetimizin sonuna gelirken büyükelçimizden Türkler olarak yaptığımız bu insani yardım çalışmasından yetkilileri haberdar etmesini rica ettik, zira bu yardımların artarak devam etmesi gerektiğine inandığımızı, dile getirdik. Bu konuda ise büyükelçimiz "zaten biz burada bundan başka ne yapıyoruz ki işimiz ülkemizi ve ülke insanımızın yaptıklarını tanıtmak, duyurmak" diyerek bizi yaptığımız çalışmalarla alakalı motive etti.
Adı hep sel felaketleri ile duyulan Bangladeş'te sellerle alakalı çok ilginç şeyler söyledi Torunlar, yağmurun yağışını, bir musluğu akışına benzeterek, "bir anda her yer su altında kalıyor ne şemsiye, ne yağmurluk hiçbir şey kar etmiyor ve yarım saat sonra şaşıp kalacak bir şekilde sular çekiliyor her yer kup kuru oluyor. Yarım saat sonra dışarıdan gelen birine burada çok şiddetli yağmur yağdı deseniz size güler inanmaz. Zira yarım saat sonra adeta yağmurdan hiç bir iz kalmıyor. Burası böyle bir yer."
Yaklaşık 45 dakika süren bu samimi ve içten görüşmenin sonunda sayın büyükelçimiz bizi dış kapıya kadar uğurladı. İlgisine çok teşekkür ediyoruz. (ik)