İRŞAD
Kurban Bayramı Hutbesi: Kurban Bayramı
30 Ağustos 2017Muhterem Müslümanlar!
Rabbimize sonsuz hamd-ü senâlar olsun ki, bir Kurban Bayramı’na, bir cuma günü erişmiş bulunuyoruz. Rabbimiz keseceğiniz kurbanları, hacca gidenlerimizin haccını ve niyetlerini kabul buyursun.
Bu arada, bir ümmet olma bilinci ile dünyanın dört bir köşesine gönderdiğiniz kurbanları dağıtmak üzere giden kardeşlerimizin hepinize kucaklar dolusu selamları var. Bu kardeşlerimiz selamlarını sizin hiç tanımadığınız, ama Rabbimizin bizleri kardeşler kıldığı, belki de hiçbir zaman da tanımayacağımız milyonlarca Müslüman’ın gönül dolusu selamları ile gönderdiler. Onların önemli bir kısmı şu anda kurbanlarını kestiler ve Müslümanlarla bayram ediyorlar. Ne mutlu! Ne mutlu ki, onların bayramlarına bizler de gönderdiğimiz bir selam ile, gönderdiğimiz bir kurban ile ortak olabildik. Rabbim, ümmet-i Muhammed’in Kurban Bayramı’nı mübarek eylesin, bereketlendirsin, biz Müslümanların bağışlanması için vesile kılsın!
Değerli Müminler!
Bugünümüzü bayram yaparken kestiğimiz ve keseceğimiz kurbanların etleri de kanları da Allah’a ulaşmayacaktır. Bunu bizzat Rabbimiz şöyle bildirmektedir: “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.”[1]
Ayetin de işaret ettiği gibi, kurban kesmede ve diğer ibadetlerde bizim niyetimiz nasıl ise, Rabbimiz ancak o kadarını kabul edecektir. Rabbimiz kurban kes dediğinde, o kurbanı sadece O emretti niyetiyle kesersek, sadece o namaz kıl dedi diye namaz kılarsak veya diğer ibadetlerimizi, kısaca kulluğumuzu yerine getirirsek kurbanın ve ibadetlerin manası ancak o zaman anlaşılabilir. Rabbimiz, onların kanı da etleri de bana ulaşmaz diyor, ama keserken niyetiniz ve takvanızı ortaya koyun da diyor. Yani Rabbimizin kurbana da ibadetimize de ihtiyacı yoktur. İhtiyacı olan sadece biz kullarız. Bu ihtiyacımızı da ihlaslı bir şekilde kalbimizden, kulluk şuuru içinde yerine getireceğiz.
Muhterem Kardeşlerim!
Kurban günlerini bize bayram olarak Rabbimiz ihsan etmiştir. Bayram, adı üstünde, neşelenme ve sevinç günleridir. Bugünlerde sevincimizi ve üzüntümüzü paylaşmalı, ana-babamız elbette ki öncelikli olmak üzere akrabalarımızın, dostlarımızın hatırını sormalıyız. Başta ailemiz olmak üzere merhamet kapılarımızı, güler yüzümüzü, geniş gönlümüzü herkese açmalıyız.
Peygamberimiz (s.a.v.) bize şu müjdeyi vermektedir: “Bir Müslüman, bir Müslüman kardeşi ile karşılaştığında onun elini tutarsa (yani onunla musafaha yaparsa) ikisinin de günahları, şiddetli bir rüzgâr estiğinde kuru ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi dökülür. İsterse günahları denizin köpüğü kadar olsun.”[2]
Yoksa nasıl bayram yapacağız? Nasıl olup da, Rabbimiz bugünler sizin bayramlarınız dediği hâlde, bugünleri bayram gibi geçirmeyeceğiz?
Ama şunu da biliyoruz ki, Türkiye’de, Suriye’de, Filistin’de, Irak’ta, Yemen’de ve daha pek çok yerde bu bayramı bayram gibi geçiremeyenler var. Savaşlar, işgaller sebebiyle olduğu gibi yoksulluk sebebiyle bayramın ne anlama geldiğini bilemeden geçirenler var.
İşte bizim kurban kampanyamız o kardeşlerimizin yalnız olmadığını hatırlatmak için yapılmış bir kardeşlik görevidir. İşte bu nedenle, bugün bir ümmet olarak o kardeşlerimiz için Rabbimize dua edelim.
Rabbim niyetinizi, kurbanlarınızı kabul eylesin! Bayramınız mübarek olsun!
[1] Hac suresi, 22:37
[2] Taberî, Mu’cemu’l-Kebîr, 6/252