Cemiyet Haberleri
“Kur’an merkezli bir hayatımız olmalı”
05 Şubat 2009Schiedam İslam Merkezi konferans salonunda yoğun bir davetli katılımıyla gerçekleştirilen programa konuşmacı olarak, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. M. Emin Maşalı, Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Cemal Ergun ve Araştırmacı-Yazar Fahrettin Gün katıldılar. “Kur'an-ı Kerim'i Nasıl Okumalı ve Nasıl Anlamalıyız?” konulu panel, NİF İrşad Başkanı Ahmed Yılmaz tarafından yönetildi.
Program, Dr. M. Emin Maşalı'nın Kur'an tilavetiyle başladı. Ardından selamlama konuşması için kürsüye gelen NİF Başkanı Mehmet Yaramış, Kur'an-ı Kerim yarışması ve Yazar Mine Alpay Gün'ün kadınlara yönelik konferansının ardından böyle bir panel düzenlenmesinden duyduğu memnunluğu ve tattığı tatlı yorgunluğu katılımcılarla paylaşarak sözlerine başladı.
Filistin'de yaşanan vahşetin kabul edilemez olduğunu ve dünyanın, özellikle Hollanda'nın bu konudaki duyarsızlığından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Yaramış, Başbakan Balkenende'nin “İsrail'i anlıyoruz, onlar savunma yapıyor” demesini de bir insan olarak anlamakta güçlük çektiğini belitti. Masumların, çocuk ve sivillerin katledildiği bir saldırıda tarafını iyi belirleyemeyen Hollanda'nın sınıfta kaldığına dikkat çeken Yaramış, İslam toplumu olarak utanılacak bir geçmişe sahip olmadıklarını ve yüzyıllardır Yahudilere ve mazlumlara kucak açtıklarını, bundan sonra da hakkın ve mazlumların yanlarında olacaklarını ifade etti.
Kur'an'ın nasıl okunması konusunda sunumunu yapmak için söz alan Cemal Ergun, Kur'an'ın sıradan bir kitap gibi okunmamasını, okumaya başlamadan önce hem fiziksel hem de zihinsel olarak hazırlanılmasını, tane tane, ağır ağır, tecvit ve tilavet kurallarına uyarak okunulması gerektiğini belirtti. Manasını bozacak şekilde Kur'an okunmasının haram olduğuna ve Kur'an'ı güzel bir sesle, makamla, etkili bir biçimde ve okuyucuya ne okuduğumuzu hissettirecek bir şekilde okunmasının gerektiğine işaret eden Cemal Ergun, okuyucunun Kur'an okurken, kalben ve zihnen yorulduğunu hissettiği anda okumayı durdurmasının doğru olacağını belirterek sözlerini tamamladı.
Panelin diğer konuşmacısı Dr. M. Emin Maşalı, Kur'an'ın, nazil olduğu günden kıyamete kadar bütün insanlığı içine alan ve tarihin bütününü kuşatan, tarih üstü bir metin olduğunu ifade ederek konuşmasına başladı ve özetle şunlara değindi: “Anlamak, denilince akla ne gelmeli? Modern dönem, bütün değerlerin, her şeyin altüst edildiği bir dönemdir. Anlamanın zihni bir faaliyet olarak algılandığı bir dönemi yaşıyoruz. Anlamanın merkezi olarak biz artık, aklı görmeye başladık. Bu, modern ve aydınlanma döneminde meydana gelen bir dönüşümdür. Ölümün merkezinin bile değiştiği bir dönemi idrak ediyoruz. Eskiden ölüm, kalpte gerçekleşirdi, artık ölümün merkezi kalpten beyne gitti. Şimdi artık, beyin ölümünden bahsediyoruz. Aydınlanma dönemiyle birlikte, anlamanın merkezi kalp olmaktan çıkmıştır, zihin olmaya başlamıştır.
Halbuki Kur'an-ı Kerim'e baktığımızda, anlamanın merkezinin 'kalp' olduğunu görürüz. Bu sebeple biz, Kur'an-ı, kalple, gönülle anlamaya çalışmalıyız. Anlama, zihni bir faaliyet değil, kalbi bir faaliyettir. Kur'an-ı, bilgilenmek, kültürlenmek amacıyla değil, Kur'an bana neler söylüyor, neler emrediyor, benden neler yapmamı istiyor niyetiyle okumamız gerekir.
Kur'an'la gönülden bir irtibat kurmalıyız. Ancak bu şekilde okuduğumuz ayetlerin bize telkin ettiği bir hayat pratiğini benimseriz. Kur'an'ın, insanlığı ulaştırmak istediği bir hedefi vardır. Eğer anlama çabamız, bizi Kur'an'ın temel maksadına götürmüyorsa, orada anlama noktasında bir sıkıntımız var demektir. Kur'an, insana kendini tanıtır, Allah'ı tanıtır, insanlığı tanıtır. Ayaklarımız yere sağlam basıyorsa, bizi varlık sahnesine çıkartan güce karşı kulluk bilinciyle hareket ediyorsak, dışımızdaki insan ve mahlukata karşı sorumluluklarımızın ve görevlerimizin farkındaysak, o zaman Kur'an-ı anladığımızı söyleyebiliriz. Anlamak, zihni bir şey değil fiili bir şeydir. Biz Kur'an'ı Kerim'den öğrendiklerimizi hayatımıza aksettirdiğimiz anda onu anlamış oluruz.”
Panelistlerden Fahrettin Gün, ilk bölümde Kur'an-ı şiirlerle anlattı. Konuşmasının ikinci bölümünü ise Mehmet Akif'in, Kur'an'ın Türkçe meal çalışması noktasında verdiği mücadeleye ayırdı. Programın sonuna doğru söz isteyen Yazar Mine Alpay Gün Federasyonun aldığı yeni binaya katkıda bulunulmak amacıyla bir takısını açık artırma ile satışa sundu. Salondaki baylara hitap ederek “Bunu eşlerinize hediye etmek üzere almanızı, dolayısıyla aynı zamanda da yeni binaya da katkıda bulunmanızı istiyorum” dedi. Takı 600 euro karşılığında satıldı.
İki buçuk saat süren program, Cemal Ergun'un Kur'an tilavetiyle son buldu.
“Tefekkür Konferansları”nın 5.si, 15 Şubat Pazar günü Mahmut Toptaş hocanın katılımıyla gerçekleşecektir.