İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, kalkınma bütçesinde olası kesintiler ve koalisyon görüşmelerinin bir parçası olarak Kalkınma Bakanlığı’nın Dışişleri Bakanlığı’na entegre edilmesi haberleri sebebiyle bir açıklama yaptı. “Kalkınma Bakanlığı’nı kaldırmak göçün sebeplerini, güvensizliği ve acıyı görmezden gelmek demektir. Almanya, dünyanın içine kapanma sürecine ortak olmamalı.” diyen Mete sözlerini şöyle sürdürdü:

“İslam Toplumu Millî Görüş olarak, Federal Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı’nın (BMZ) lağvedilmesi planlarını büyük bir endişe ile takip ediyoruz. Mevcut koalisyon müzakerelerinde tartışılan BMZ’nin Dışişleri Bakanlığı’na entegre edilmesi hem siyasi hem de ahlaki açıdan ciddi bir geri adım olacaktır.

Kalkınma politikası diplomasiden daha fazlasıdır. Başlı başına bir eylem alanı ve insanlığın bir gereğidir. BMZ’nin zayıflatılması ve hatta feshedilmesi, uluslararası eşitsizliklerin, krizlerin ve ülkelerden kaçış nedenlerinin çoğaldığı bir döneme denk gelecektir. Bu durum barışın sağlanması ve yoksullukla mücadele için denenen bir aracı yok etmekle kalmayacak, aynı zamanda Almanya’nın küresel bir aktör olarak güvenilirliğine de zarar verecektir.

İslami bir perspektiften bakıldığında, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek isteğe bağlı değil, zorunludur. Sınırlar ötesinde adalet, merhamet ve dayanışmayı vurgulayan ahlaki bir tutumun ifadesidir. Dolayısıyla kalkınma politikası aynı zamanda dinî, sosyal ve siyasi açıdan bir sorumluluktur. Gelecekteki Alman hükûmetinin bu sorumluluğun bilincinde bir politika izlemesini bekliyoruz.

Özellikle ABD gibi diğer bağışçı ülkelerin kalkınma işbirliği fonlarını büyük ölçüde azalttığı bir dönemde Almanya’nın da geri adım atması son derece vahim olacaktır. Bugün kesintiye gidenler, bunun bedelini daha sonra istikrarsızlık, açlık, yerinden edilme ve siyasi güvensizlikle iki kez ödeyeceklerdir. Almanya burada küresel geri çekilmenin parçası değil, tam aksine bir karşı model, rol model olmalıdır.

İslam Toplumu Millî Görüş olarak koalisyon ortaklarını uluslararası dayanışma ve adalet konusunda açık bir taahhütte bulunmaya çağırıyoruz. Buna yeterli kaynaklara sahip bağımsız bir kalkınma bakanlığının korunması da dâhildir. Kalkınma politikasının kabinede dış politika ve güvenlik politikasıyla eşit düzeyde, bir eklenti olarak değil, güçlü bir ses olarak var olması gerekir.”