BASIN AÇIKLAMASI

“İslam düşmanlığına dair uzman raporu bir uyandırma çağrısıdır”

29 Haziran 2023
Basın Açıklaması

 İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete Federal İçişleri Bakanlığı adına “Müslüman Düşmanlığı Bağımsız Uzman Grubu” (UEM) tarafından sunulan raporu değerlendirdi. “İslam düşmanlığı hayatımızda kabul edilemez bir yoğunlukta karşımıza çıkmaktadır. Yasama, yürütme ve yargı organlarının hatta herkesin tamamlanmamış pek çok ev ödevi bulunmaktadır.” diyen Ali Mete sözlerine şöyle devam etti:
 
“‘Müslüman Düşmanlığı Bağımsız Uzman Grubu’nun raporu, İslam Toplumu Millî Görüş’ün gözlem ve yaşadıklarıyla birçok noktada örtüşmektedir. Buradaki tek fark, sorunların ilk kez federal hükümet adına tanınmış bir uzman heyet tarafından formüle edilmiş olmasıdır. Bu konuda bir uzman komitenin atanması bugün sunulan rapor, İslam düşmanlığının uzun yıllar görmezden gelinmesinin ardından bir sorun olarak kabul edilmeye başlandığına dair umut ışığı olarak kabul edilebilir.
 
Dinî cemaat olarak, İslam düşmanlığının geniş kesimlerde yaygın olmasından özellikle endişe duyuyoruz. Rapor, İslam düşmanlığına karşı bir alarm sinyalidir ve aynı zamanda devlette, eğitimde, yargıda, sivil toplumda, medyada ve hatta sanat ve kültür sektöründe her düzeyde harekete geçilmesi için açık ve kapsayıcı bir görev üstlenilmesi gerektiğini göstermektedir. Çünkü, İslamofobik tutumlar, klişeler ve hatta sözlü ve fiziksel şiddet neredeyse her alanda görülebilmektedir. Bu son derece endişe verici bir bulgudur.

IGMG olarak uzman grubunun tavsiyelerine katılıyoruz. Müslümanların güvenliği devletin sorumluluğundadır. Bu sorumluluk yasama ve yürütme organlarının yanı sıra yargıyı da kapsamaktadır. Ortaya konulmuş bu açık bulgular ışığında, bir uzmanlar konseyinin kurulması ve İslam düşmanlığı ile mücadele için federal bir sorumlunun atanması artık seçenek değil, gecikmiş bur yükümlülüktür. Müslüman öğrencilerin kitlesel olarak ayrımcılık ve dışlanma ile karşı karşıya kaldığı eğitim alanında da acil yapılması gerekenler vardır.
 
Gerçekleştirilmesi gereken bir diğer önemli konu da Müslüman kuruluşların devlet fonlarına eşit katılımının sağlanması konusudur. Medya, sanat ve kültür sektörlerinde de sürdürülebilir finansmana ihtiyaç vardır. Raporun haklı olarak işaret ettiği gibi, Almanya’daki Müslüman yaşamı en azından çarpıtılmakta, ancak genellikle basmakalıp bir şekilde ve neredeyse sadece olumsuz konular bağlamında tasvir edilmektedir. Bunun sonucu, genellikle ölümcüldür ve şu anda mevcut olan raporda da durum açıkça görülebilir: Nüfusun yaklaşık yarısı İslam düşmanlığını destekler ifadelere katılmaktadır. İşte bu durum bir uyandırma çağrısı olmalıdır.”

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com