BASIN AÇIKLAMASI
İş Gücü Anlaşması’nın 60. yılı – Siyasetin Müslümanları da dikkate alma zamanı gelmedi mi?
29 Ekim 2021İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün Almanya ile Türkiye arasında 30 Ekim 1961 tarihinde imzalanan İş Gücü Anlaşması’nın 60. yıl dönümü münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Almanya-Türkiye İş Gücü Anlaşması Almanya’daki Müslüman yaşamı için bir dönüm noktasıdır. 60 yıl geçmişken artık Müslümanların ihtiyaçlarını siyasetin dikkate alması elzemdir.” diyen Ergün sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her ne kadar İslam’ın Almanya’daki tarihi çok daha eskilere dayansa da bugün buradaki Müslüman varlığının oluşması ve gelişmesi Almanya ile Türkiye arasındaki İş Gücü Anlaşması ile vuku buldu. Bir zamanların misafir işçileri ihtiyaçlarını karşılama adına ilk etapta geçici mescitler kurdular. Almanya’da geçici değil de kalıcı olacakları anlaşıldıkça bu geçici mescitlerin yerlerini kalıcı müesseseler aldı.
Camilerimiz söz konusu kurucu neslin bu hayırlı çabalarının bir neticesidir. İlk nesilden büyüklerimiz en zor şartlarda ve hiçbir destek almadan temel taşlarını döşediler. İşte bu temeller üzerine, bugün toplumun tam merkezinde yer alan, yardımlaşma ve birlikteliğin odak noktası mahiyetindeki cemiyetler inşa edildi. Artık arka avlulardan ziyade daha merkezî noktalarda konumlanan ve şehirlerin siluetlerinin bir parçası hâline gelen camiler de bu temellerden neşet etti. İşte bu yüzden kurucu nesle ne kadar teşekkür etsek, öncü oldukları bu güzel çalışmaları ne kadar takdir etsek azdır.
Müslümanlar Almanya’da artık yerleşik hâle gelmiş ve burayı vatanları olarak görmektedirler. Ancak bu gerçek, sorunları görmezden gelmemiz gerektiği anlamına gelmez. Müslümanların hâlâ gerektiği gibi kabul görmediğini ve bu durumun toplumda kökleşmiş bir sorun olduğunu bilimsel araştırmalar ortaya koymaktadır. İş Gücü Anlaşması’nın 60. yılında hâlâ açıktan İslam düşmanlığı yapan partiler meclislerde koltuk sahibi olabilmekte, hiç çekinmeden etnik ve dinî azınlıklara karşı nefret tohumları ekebilmektedirler.
Şekillenmekte olan yeni koalisyon hükûmetinin bu problemleri koalisyon müzakerelerinde dikkate alması bu yüzden elzemdir. Dışlamayan, kucaklayan ve ırkçılığın her şekliyle kararlı mücadele eden bir siyaset istiyoruz. İslam düşmanlığı ile mücadeleye çok daha fazla öncelik veren, Müslümanlara ev veya iş arama süreçlerinde, başörtülü olsun veya olmasın fırsat eşitliğini temin eden bir siyaset bekliyoruz. Müslümanları kurumsal olarak tanıyan, seslerine kulak tıkamayan bir siyaset talep ediyoruz. İnsan onurunu vatandaşlık veya oturum statüsü fark etmeksizin kayıtsız şartsız merkeze alan bir siyaset arzusundayız. Doğa ve çevre için sorumluluk alan, inancımıza ters düşmeyen bir siyaset istiyoruz.
İş Gücü Anlaşması’ndan 60 yıl sonra insanların artık kendilerini sadece ülke ve toplumla değil, siyasetle de bağlı hissetmelerinin zamanı gelmiştir. Siyaset de artık Müslümanların ihtiyaç ve taleplerini dikkate almalıdır. Devam eden koalisyon müzakereleri bunun için önemli bir fırsattır.”