BASIN AÇIKLAMASI

IGMG’ye yönelik iftira kampanyası boşa çıkacaktır

03 Aralık 2009

Savcılık ve mahkemeleri baskı altına almamak için kamuoyuna görüş beyanında bulunmama yönündeki bazı tavsiyelere rağmen, son gelişmeleri de dikkate alarak, Köln ve Münih Savcılıkları ve ilgili maliye dairelerinin yaptıkları aramalar ve buna bağlı olarak oluşturulan iftira kampanyası hakkında kamuoyunu bilgilendirme kararı almış bulunuyoruz.

Muhtelif gazetelerde yer alan haberlerde de görüldüğü üzere, 2008 yılından bu yana IGMG’ye yönelik onur kırıcı suçlamaların listesi oldukça uzundur. Bu suçlamalar arasında; suç örgütü kurmak, dolandırıcılık, hile ile kamusal mali yardım sağlamak, belgede sahtecilik yapmak, emniyeti suistimal ve kara para aklama gibi iddialar yer almaktaydı. Şimdi de Köln Savcılığı, açmış olduğu iki yeni soruşturma ile IGMG’yi; kurban bağışlarında dolandırıcılık yapmak, bir seyahat sigorta firmasını hacıların sayısı hakkında yanlış bilgilendirmek ve sosyal sigorta ödemelerini zimmetine geçirmekle suçlamaktadır. Almanya genelinde yapılan bu son arama, 14 aydan bu yana gerçekleşen dördüncü arama olmuştur.

Özellikle entegrasyon politikasındaki çizgimiz ve güvenlik birimlerinin Müslümanlara karşı yürüttüğü güvenlik tedbirleri politikasıyla ilgili eleştirilerimizden vazgeçme hususunda defalarca uyarılmamız nedeniyle, yapılan aramalar şekil itibariyle bizim için sürpriz olmadı. Zira bir eyaletin İçişleri Bakanı kısa bir süre önce birçok şahidin de bulunduğu bir ortamda Anayasayı Koruma Dairesi’ne yönelik tutumumuzu değiştirmediğimiz takdirde baskıların artırılacağı yönünde uyarıda bulunmuştu.

Politik yollarla ve özellikle de güvenlik birimleri vasıtasıyla ulaşılamayan hedefe, şu an açık bir şekilde vergi hukuku aracılığı ile ulaşılmaya çalışılmaktadır. Gerçeklerle bağdaşmayan suçlamaların yanında,  defalarca aynı mekanların medyatik bir biçimde aranması ve suçlamaların konusuyla hiçbir alakası bulunmayan dokümanlara el konulmasının dikkat çekici olduğunun altını çizmek gerekir.

Suçlamalara gelince:

IGMG Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü Münih Savcılığı tarafından bir suç örgütünün üyesi olmakla suçlanmaktadır. Söz konusu kriminal örgütün; dolandırıcılık, hile ile kamusal mali yardım sağlama, belgede sahtecilik, emniyeti kötüye kullanma ve kara para aklama gibi suçlar işlediği iddia edilmektedir. Savcılığın kararında bu örgütün  hedefi ile ilgili olarak, “Örgütün faaliyetlerine üyelerini bağlayan ortak bir irade hâkim. Bu iradenin temelinde ideolojik-ekstremist bir anlayış, yani batı toplumunun ve değerlerinin reddi ve buna bağlı olarak Müslüman dünyasını ‘inançsızlara’ karşı savunma anlayışı yatmaktadır. Bu hedef, şüphelilerin ilişkiler ağına hâkim olduğu gibi, eylemlerinin ortak temelini oluşturmakta ve organizasyon olarak etkili bir bağın oluşması sonucuna vesile olmaktadır” ifadeleri yer almaktadır. (Münih Yerel Mahkemesi 12.02.2009, Esas no: I Gs 1067/09, S. 3).

Bu soruşturmada bir yandan Oğuz Üçüncü hakkında “grubun karar mekanizmasına dahil” suçlaması yapılırken, diğer taraftan da bazı “grup üyeleri” ile ilgili davaların durdurulması, soruşturmanın arka planında nasıl bir siyasi amacın var olduğunu göstermektedir. Oğuz Üçüncü’nün halen ceza hukuku açısından somut olarak hangi fiillerle suçlandığının belirgin olmaması nedeniyle, şu an itibariyle soruşturmanın detayları hakkında maalesef  bilgi veremiyoruz.

Köln Savcılığı’nın yürüttüğü bir diğer soruşturmada IGMG, 1996-2005 yılları arasında hac organizasyonu gelirlerini usulüne uygun vergilendirmemekle suçlanıyor. IGMG, suçlamanın somut gerekçeleri ortaya çıkmadan çift haneli milyonluk bir meblağın ödenmesi teklifini kabul etmediği için, Maliye Dairesi daha sert müdahale ile tehdit etmişti. Maliye şimdi bu tehdidi pratiğe geçirmiş bulunuyor.  Bu arama ile birlikte Maliye, birkaç ay gibi kısa bir sürede aynı mekânlarda (!) dördüncü aramayı gerçekleştirmiştir.

Ayrıca EMUG e.V. – Avrupa Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği –  yönetimi 2002-2006 yılları arasında kurumlar ve işletme vergilerini eksik ödemekle suçlanmaktadır.
Dünkü aramalarla açığa çıkan soruşturmada IGMG, kurban bağışında bulunan çok sayıda kişiyi ve bir seyahat sigorta firmasını dolandırmakla suçlanmaktadır. Yine suçlamalara göre IGMG, 500 cami imamının sosyal sigorta ödemelerini yapmamıştır.
Yapılan suçlamalar, Maliye Dairesi’nin hiçbir şekilde somutlaştırılmayan asılsız iddialarla IGMG’yi nasıl karaladığının açık örneğidir. Suçlamaları, şüpheyi ortaya atmadan önce yüzeysel olarak dahi incelemiş olsalardı, cami imamlarının tüzel kişi olarak IGMG e.V. bünyesinde çalışmadıklarını ve bundan dolayı IGMG tarafından sosyal sigorta ödemesinin söz konusu olmadığını hemen tespit edebilirlerdi. Ayrıca IGMG’ye bağlı cemiyetler de bu hususta sorumluluklarını yerine getirmektedir. İddianamenin ne kadar sorumsuzca ve incelenmeksizin hazırlandığının diğer bir örneği de, Almanya dışındaki cemiyetlerin de rakamlara dahil edilmiş olmasıdır. Sonuç olarak savcılık bu soruşturmada neye göre belirlendiği belli olmayan 10 Milyon Euro (!) civarında bir meblağ talep edip icra işlemlerini başlatmıştır.

Suçlamalar arasında yer alan, kurban bağışı yapanların dolandırıldığına yönelik onur kırıcı iddia çok ağır bir ithamdır. Bu suçlama, çok açık bir şekilde IGMG’nin imajını ve Müslümanların IGMG’ye yönelik güvenini sarsmayı hedeflemektedir. Medyatik aramalar ve “hizaya getirme baskısı"nın hedefine ulaşmadığını ve Müslümanların bu tip eylemleri tasvip etmediğini, birkaç gün önce tamamlanan IGMG Kurban Kampanyası’na yapılan bağışlar ortaya koymaktadır. Zira bu kampanyaya toplam 75.618 kurban bağışı yapılmış ve dünyanın farklı bölgelerinde toplam 82.363 kurban kesilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtımı gerçekleştirilmiştir.

Savcılık ve yetkili Maliye Dairesi; el konulan listelere, fotoğraflara, kesim ve dağıtımlara eşlik eden gözlemciler hakkında var olan dokümanlara bakmış olsaydı, dünyanın hangi bölgesinde tam olarak kaç adet kurbanın kesilerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığına dair çok daha kolay bilgi sahibi olabilirdi.

Mevcut dokümanların kasıtlı olarak göz ardı edilmesiyle, IGMG’ye yönelik bir iftira kampanyasının yürütüldüğü açıkça ortadadır. Bu bağlamda bazı siyasetçilerin, IGMG’yi “demoklesin kılıcıyla” tehdit etmesi ve IGMG’yi yasaklamanın gündeme alınması gerektiğinden bahsetmesi şaşırtıcı değildir.

Yapılan baskılar; bizi, özgürlükçü demokratik temel düzenin anayasada belirlenen kurallarının tam manasıyla uygulanmasının takipcisi olma iddiamızdan vazgeçiremeyeceği gibi, anayasa tarafından garanti altına alınmış olan Müslümanların haklarını tüm mercilerde kararlı bir şekilde temsil eden IGMG’ye Müslümanların ilgi ve rağbetini de değiştirmeyecektir.

IGMG, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Müslümanların potansiyel tehlike olarak gösterilmesine yol açan güvenlik ve ayrımcı tedbir politikalarını reddetmekten yılmayacaktır.

Dayatmaların aksine,  dini değerlerimizden taviz vermeyeceğimiz gibi, kapalı kapılar ardında talep edilen “kirli uzlaşmalar"ı bundan sonra da reddetmeye devam edeceğiz.
IGMG tutarlı bir şekilde, kamu refahı, doğru bir entegrasyon politikası ve Müslümanların topluma katılımı için çalışmalarını sürdürecek ve asimilasyon politikalarını bundan sonra da reddedecektir.

Biz hukuk devletine güveniyoruz ve ilgili mahkemelerin hukuk devletinin esaslarına uygun bir şekilde hareket edeceğine inanıyoruz. Bu nedenle tüm hukuki yolları kullanarak bu arama ve suçlama kampanyalarına karşı tavrımızı kararlı bir biçimde ortaya koyacağız.

IGMG Yönetim Kurulu

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com