Makedonya ikimilyon ikiyüzbin nüfusa sahip, yüzölçümü hemen hemen Konya şehri kadar bir ülke. Ülke nüfusunun yarısı Müslümanlardan oluşuyor. Müslümanlarin cogunlugu arnavut kökenli. Arnavutlar (25%) ve Türkler ülkenin en büyük azinlik grubunu olusturuyor. Ülkenin para birimi ise "Denar", bir euro, yaklaşık 61 Denar'a tekabül ediyor.

Beş gün boyunca başta Makedonya'nın başkenti Üsküp (Skopye) olmak üzere Tetova (Kalkandelen), Komonova gibi illerde de bulunma fırsatına sahip oldum. Varsayınki, kendinizi biran Üsküp şehrinde Osmanlı çarşısında buldunuz. Hiç yabancılık çekmezsiniz. Türkiyenin herhangi bir yerindeymişsiniz gibi hissedersiniz kendinizi. Şehrin sokakları, evleri, çarşısı, insanların giyim kuşamları size yabancılık duygusu vermez. Acaba insanlarla nasıl anlaşabilirim diye endişe etmenize gerek yok, çünkü Türkçe bilenlerin sayısı oldukça fazla.

Şehri muhafaza etmek amacıyla yapılan Üsküp Kalesinden baktığınızda, şehadet parmağı gibi göklere süzülen minareleriyle çil çil kubbeleriyle başta Mustafa Paşa Camii, Murat Paşa Camii ve diğerleri Üsküp şehrine ayrı bir güzellik katıyor. Yaklaşık 521 yıl boyunca Osmanlı'nın idaresi altında kalan o topraklarda Osmanlı medeniyetine ait izler, hatıralar canlılığını bütün gücüyle muhafaza ediyor. O güzel yerleri gördükten sonra, keşke buraları daha önce görseydim diye geçirdim içimden. Özellikle araba ile yaz tatili için Türkiye'ye giden kardeşlerimiz Makedonya güzergahını takip ederek Üsküp şehrini mutlaka gezmelerinie tavsiye ederim.

Gidip gördüğümüz yerlerle ilgili elbetteki çok şey yazmak mümkün. Ancak ben beş gün boyunca oralarda asıl bulunma amacımız olan Ramazan Yardımları (Kumanya) ile ilgili faaliyetleri anlatmak istiyorum. Makedonya ya gitmeden önce gerçekten de oralarda yardıma muhtaç aileler var mı diye düşünüyordum. Ancak gidip gezdiğimde gördümki yardıma muhtaç yüzlerce aile var. İnsanların aylık geçim standardları oldukça düşük. İşçi olarak çalışanların ortalama maaşı 150,-€ ile 200,-€ arasında değişiyor. 1991 yılında kurulan ve merkezi Üsküp'te bulunan El-Hilal Teşkilatı'nın yardımlarıyla IGMG olarak 150 aileye Ramazan kumanyası dağıttık. Ramazan kumanyası, un, şeker, pirinç, şehriye gibi temel gıda maddesi olarak bildiğimiz 8 kalemden oluşuyordu. Kumanya paketlerinin hazırlandığı depoya giderek oradaki hazırlığa bizzat şahit oldum.

Artık sıra dağıtıma gelmişti. Takdir edersinizki ziyaret ettiğimiz bütün ailelerin durumlarını buraya yazacak olsak bunun için satırlar kifayet etmez. Ancak ben yardım götürdüğümüz bazı ailelerin durumlarından bahsetmek istiyorum. Yardım götürdüğümüz ailelerden bir tanesi iki çocuğuyla birlikte Gazi Baba mahallesinde yaşayan bir bayan. Biraz Türkçe konuşabiliyor. Kocası tarafından terk edilmiş olan bu aile, tam dört aydan beri bir odanın içerisinde parasını ödeyemedikleri için elektriksiz yaşıyorlar. Yine Gazi Baba mahallesinde dört çocuğuyla birlikte yaşayan bir başka hanım kardeşimizin yardımını takdim ederken öğreniyoruz ki beyi vefat etmiş. Biraz Türkçe konuşabilen bu kardeşimizin ve yetimlerin duasını almanın hazzıyla yolumuza devam ediyoruz.

Serova bölgesinde bir başka ailedeyiz. Bu ailenin farklı bir özelliği var. Evin beyi ve hanımı hafız. Ancak hafız olan bey akli dengesini birazcık yitirmiş vaziyette. Ne yazıkki, evin bir diğer ferdi olan kızlarıda babasıyla aynı kaderi paylaşıyor. Allah'tan acil şifalar diliyoruz.

Bir diğer ziyaret yerimiz, Kuru mahallesinde Osmanlı'nın yaptırmış olduğu Kurşunlu Hanına yaklaşık 100 metre mesafede bulunan bir yetim evi. Bu yetimlerin başında 85 yaşında nur yüzlü bir amca bizi güler yüzü ile karşılıyor. Oldukça güzel Türkçe konuşan bu amca ile sohbet ederken öğreniyoruz ki oğlu 46 yaşında vefat etmiş ve geri de üçtane yetim kız bırakmış. Üçüde birbirinden zeki olan bu çocukları etraftaki insanlar yardımcı olarak okutuyorlar. Bu aileye de yardım paketini takdim ederek veda ettik. O gün saat 22:30'a kadar devam eden faaliyetimizin ardından tatlı bir yorgunlukla istirahata çekildik.

Ertesi gün 105 bin nüfuslu Komonova iline geçtik. Burada yaklaşık olarak 30 bin Müslüman yaşıyor. 2001 yılında çıkan iç savaşta birçok insan hayatını yitirerek şehit olmuş. Şehrin içinde bir kaç aileye yardım ettikten sonra köylere gittik. Sulupçan köyünde 2001 yılında yaşanan savaşta hemen hemen yıkılmayan ev kalmamış. Bu köye günde 60-65 ton bomba yağmış.

Şimdi size bin haneden oluşan bir beldeyi kısaca anlatarak yazımı bitirmek istiyorum. Bu beldenin adı Studenican. Akşam namazını bu beldedeki bir camide kıldıktan sonra cami imamıyla bir müddet sohbet ettik. Muttalip ismindeki hoca efendi yedi yıl Medine'de okumuş. Bu beldenin güzelliklerinden bahsetti bizlere. Yetmiş Hafız'ın bulunduğunu bunun haricinde bu beldeden onbeş kişinin dini eğitimlerini almak üzere değişik İslam ülkelerinde bulunduklarını söyledi.

El-Hilal Teşkilatı'nın Müdürü, Sanat Tarihçisi, Makedonya Kültür Eserlerini Koruma Müdürü Behicuddin Şehabi'ye ve çalışma arkadaşlarına yürekten teşekkür ediyorum. Behicuddin bey 1993 yılından itibaren IGMG'nin Makedonya'da yapılan hayırlı hizmetlerin yüzde otuzuna katkıda bulunduğunu büyük bir memnuniyetle anlatarak dualar ediyor.

Değerli kardeşlerim, bu ziyaretimin ardından şuna birkez daha inandım ki teşkilat olarak çok daha fazla çalışmalı ve daha fazla muhtaca, mağdura ve mazluma yardım etmeliyiz. Kalıcı projeler geliştererek kardeşlerimizin daha rahat yaşamalarına vesile olmalıyız. Bu mübarek Ramazan ayını da bu noktada fırsat bilmeliyiz. Yazımı Hz. Ali Efendimizin şu sözleriyle tamamlıyorum. "Dünya arkasını dönmüş gidiyor. Ahiret ise yüzünü dönmüş geliyor. Her birinin kendine has evlatları (talipleri) vardır. Siz ahiretin evlatları olun. Dünyanın evlatlarından olmayın! Bugün amel işleme günüdür. Hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır. Amel işleme imkanı yoktur." (Buhari, Rikak, 4)

Ramazan Şerifinizi tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan temenni ederim.(ik)