“Sayın Merkel bugünkü çıkışıyla, Sayın Cumhurbaşkanı Wulff’un kültürel çeşitliliğe değer verilmesi yönündeki açıklamasının üzerinden henüz yirmi dört saat bile geçmeden, olumsuz bir tavır sergilemiştir.

Sayın Wulff, Almanya’daki kültürel çeşitliliğe değer verilmesi ve özellikle de göçmenlere yönelik önyargı ve dışlamaların toplumda kök salmasına izin vermeme çağrısında bulunurken, Bayan Merkel ne yazık ki tam da bu önyargıları muhafazakarlığının altını çizmek için kullanmıştır.

 

Sayın Merkel, “Almanya’daki İslam’ın imajını şeriat, kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik, namus cinayetleri gibi bir dizi konu belirliyor” derken, sözde muhafazakarlıklarını belirginleştirme maksadıyla İslam ve Müslümanlarla ilgili basmakalıp yargılar ve hiçbir haklı gerekçeye dayanmayan genellemeler yoluyla bu bu imajın oluşmasında çaba içinde olanların, mensubu olduğu partinin saflarından kişiler olduğunu unutmaktadır.

 

Nitekim sürekli olarak Müslümanlardan temel değerler ve anayasayı kayıtsız şartsız kabul etmeleri çağrısında bulunulması, onlara karşı varolan önyargıları güçlendirmektedir. Bu tür açıklamalar Müslümanların anayasayı kabulleri konusundaki şüpheleri beslemekte ve böylece Almanya’da Müslüman karşıtı havayı  körüklemektedir. Durum böyle olunca toplumdaki korkuların artmasına da şaşırmamalıdır. Ancak Müslümanların artan ırkçılıktan da sorumlu tutulmaları inanılacak gibi değildir. , Temel değerlerimize tabi İslam kabulümüzdür aksi halde toplumdaki korkular artacaktır, söylemiyle adeta bu anlam telkin edilmektedir.

Müslümanları, sözde muhafazakar çizginin belirginleşmesi için kullanmak ve böylelikle onları ötekileştirmek yerine, Sayın Merkel’in temel değerlerimiz derken neyi kastettiğine açıklık getirmesi daha anlamlı olacaktır. Burada anayasadaki değerlerden ve Almanca’nın öğrenilmesinden daha fazlasının kastedildiği ve aslında öncü kültür iddiasının başka bir kılıf altında yeniden gündeme getirildiği gayet açıktır.

Başbakan Sayın Merkel’in açıklamaları, Almanya’daki muhafazakarların entellektüel seviyesi konusunda örnek teşkil etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında yaptığı gibi, muhafazakar değerleri olumlu şekilde tanımlamak ve öylece aktarmak yerine, kendisiyle ilgili hayal edilen imajı, ötekinin üzerinden güçlendirmek için, ”İslam tehdidi” gibi bir siyasal kurgu çabası içine girilmekte ve bu dinin sözde eksiklikleri sürekli olarak dillendirilmektedir."