CUMA HUTBESİ
Hutbe- Hacc ve Kurban
14 Ocak 2005“Şüphesiz âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev – mabet – Mekke’deki -Kâbe-dir.” (Ali İmran: 3/96) ;
Muhterem müslümanlar !
Bugünlerde dünyanın dört bir yanından milyonlarca müslümanın, Allah’ın yer yüzündeki ilk evi olan Kabe’yi ziyarete gittiklerini hep birlikte müşahede etmekteyiz. Biz de bu haftaki hutbemizde İslam’ın en kapsamlı ibadetlerinden bir olan Hacc’dan bahsedeceğiz.
Allah’ın farz kıldığı ibadetlerin tamamında, çeşitli hikmetler, dünya ve ahirette elde edilecek faydalar vardır. Namaz, oruç ve diğer ibadetlerin fert ve toplum hayatımıza fevkalade faydaları olduğu gibi, haccın da “kişisel, toplumsal ve ekonomik” faydaları vardır. Ancak bu faydalar, ibadetlerin acil (dünyadaki) mükafatlarıdır. Hemen altını çizerek ifade etmeliyiz ki, insanlara faydalar sağlamasından ziyade, ibadetler, Allah için ve O’na kulluk görevini yerine getirmek maksadıyla yapılmalıdır.
Değerli kardeşlerim !
Hacc ibadeti belli bir saha içinde yapılmaktadır. Bu sahanın merkezinde Kabe vardır. Allah Teala’yı bir mekana sığdıramayız. Ancak, Rabbimiz mekandan münezzeh olduğu halde Kâbe’ye “Allah Evi: Beytullah” demek suretiyle orayı şereflendirmiş, çevresinde belli bir bölgeyi evin korusu (harem) haline getirmiş ve bu mekanlarda avlanmayı yasaklamıştır.
Ayrıca Arafat, Müzdelife gibi bazı makamları da feyiz, bereket, zikir ve nur sahaları ilan etmiştir. Mü’min, bu mekanlarda kendini Rabbinin misafiri olarak kabul eder ve bu ibadeti büyük bir huşu ile yerine getirir. Hacının ziyaret ettiği mekan, Allah’ın “Evim” dediği yerdir; ve o evin koruluğudur( Haremidir); mü’min orada Allah’ın dilediği ve öğrettiği şekilde kulluğunu arzeder.
Aziz müslümanlar !
Bir mü’min hacc ibadetine şu iki cihetten dolayı can atar:
- Seven kişi, sevdiğine ait olan her şeyi sever ve özler; Kabe’ye Allah “evim” dediğine göre Allah’ı sevenlerin O’nun evini özlemeleri, ziyaretine can atmaları tabiidir.
- Ziyaret kavuşmaktır, buluşmaktır, hasret gidermektir; ancak, insanların yaratılışı dünyada Allah’a kavuşmaya, O’nu görmeye müsait değildir. Dünya hayatında Allah Evi‘ni ziyaret edenlere cennet, cennete girenlere ise Cemalullah‘ı, yani, Allah’ı görme saadeti va’dolunmuştur. Mü’minler için cennette bu vaat gerçekleşecektir. Ve mü’minler, dünyada Allah’ın evini ziyarete geldiklerini, ebedi alemde de hazır ve müsait oldukları an Allah’ın cemalini göreceklerdir.
Hacc ibadetini böyle anlayan ve böyle gören bir mü’min, içinde bulunduğu durumun önemini kavrayacak, ziyaretine talib olduğu Zat’ın büyüklüğünü düşünecektir. Böylece, ziyarette başka şeylere gönül düşürmenin yakışıksızlığını idrak edecek ve ihlaslı bir kul olma mertebesine yüselecek ve samimi bir mü’min derecesini yakalamaya çalışacaktır.
Muhterem müslümanlar !
Aslında müslümanın hacc öncesi ve sonrası farklı iki hayatı olamaz. Ancak, hacc ibadeti, kişiyi manen temizlediği ve anasından doğduğu gündeki günahsızlığına döndürdüğü için, kişinin olgunlaşmasına, yani, kemalat sahibi olmasına vesile olur.
Kaldı ki, tüm ibadetlerin asıl maksadı, kişiyi kemal sahibi olmasını sağlamak ve olgun kılmaktır. Namaz, oruç, zekat ve hacc gibi ibadetler, hasılı İslam’ın genel ahlak prensipleri, ahlak ve edep timsali “İslam İnsanı” denilen prototipi ortaya çıkarmaktır. Ne mutlu yüksek ahlak ve edep kriterleriyle hayatına zenginlik ve güzellik katanlara.
Değerli kardeşlerim !
Hacca giden milyonlarca insan “lebbeyk-işte geldim Allah’ım” nidaları ile Beytullah’ı ziyaret ederken, dünya müslümanları İbrahim aleyhisselamın sünneti olan ve Yüce Peygamberimizin uyguladığı ve ümmetinden yapmasını istediği Kurban kesme ibadetini yerine getirme heyacanını yaşıyor.
Biz Avrupa’da yaşayan ve gelir durumu müsait müslümanlar olarak bu ibadetimizi muhtaç durumda olan kardeşlerimizle dayanışma olsun niyeti ile, gayesine daha uygun bir şekilde yapıyoruz. İnanıyoruz ki, yaptığımız Kurban Kampanyası ile, Kurbanlarımızın sevabına, yoksulların, gariplerin, yetimlerin, aç ve hastaların, sesini duyuramayan daha nice mağdur ve mazlumların duasını eklemiş oluyoruz.
Bütün hazırlıklarımız tamamdır. Bu yıl Kurban keseceğimiz ülkeler ve gidilecek merkezler belirlenmiştir. Kurbanlıklar ile alakalı bağlantılar yapılmıştır. Göndereceğimiz kurbanlarımızla, inşaallah, hem peygamberimizin “insanların en hayırlısı” olma müjdesine, hem de, ümmet bilincini yeniden canlandırma hedefine ulaşacağız, inşaallah. Cemaat olarak hareket etmede rahmet ve bereket vardır. Ayrıca bu yıl, gerçekten sıkıntılar içinde olan depremde büyük bir yıkımla karşı karşıya olan Güney Asya’daki depremzedeler başta olmak üzere, Irak’ta, Anavatan’ımızda ve yoğun kriz içinde bulunan İslam coğrafyasında, bize vekaletini verdiğiniz kurbanlarınızı keseceğiz. Bu nedenle henüz Kurban bedellerini vermemiş kardeşlerimiz, camilerimizdeki Kurban Görevlilerimize müracaatınızı yapmak ve vekaletlerinizi vermek için vaktiniz az kalmıştır.
Hutbemi şu ayetlerin manaları ile tamamlamak istiyorum:
“Rasülüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser’i verdik.Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan sana hınç besleyendir.” (Kevser 108/1-3)
1425 Hicri Haccı’nın ve Kurban Bayramının şimdiden insanlığa ve İslam alemine hayır ve bereket getirmesi temennisiyle hepinizi Allah’a emanet ediyorum.
IGMG İRŞAD BAŞKANLIÄžI