CUMA HUTBESİ
Hutbe: Zor Günlerde Dayanışma
28 Şubat 2018Muhterem Kardeşlerim!
Hutbemizin başında okuduğumuz “Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Ve Sonunda bize döndürüleceksiniz.”[1] ayetinde de izah buyurulduğu gibi her yaşayan canlı bir gün ölüm denen gerçekle yüz yüze gelecektir. Çünkü ölüm yaratılış sırrının ortaya çıkmasıdır. Hem Mülk suresinde hem de Bakara suresinde Cenâb-ı Hak, ölümün insanın denenmesi anlamında olduğunu beyan ederek şöyle buyurmuştur: “O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.”[2] “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele!”[3] Ayetlere göre her canlı mutlaka bu imtihandan geçecek ve neticede bir gün bu ömür sermayesi tükenecektir. Ölüm mutlaka gerçekleşecek ama ne zaman insanı bulacak, bunun da bilgisi her şeyin yaratıcısı olan Allah’ın katındadır. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “… Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez.”[4]
Değerli Kardeşlerim!
Ölüm hak ve mutlaka gelecekse, her insanın ölümü tadacağı gerçekse ve bu aynı zamanda imtihan için olacaksa, Müslümanlar olarak önce bizim bu imtihandan başarıyla çıkmamız gerekir. Bu başarının sırrı samimi bir Müslüman olmaktan geçmektedir. Önce noksansız bir şekilde bütün iman esaslarına inanacağız. Allah’a ve ahiret gününe görüyor ve yaşıyormuşçasına inanma; dünyada hayır ve şer her şeyin hesabının mutlaka ahiret gününde Cenâb-ı Hak tarafından görüleceğini bütün benliği ile kabul etme olgunluğuna ulaşacağız. Bu temelin üstüne salih amellerden oluşan muazzam ve görkemli bir ömür binası inşa edeceğiz.
Aziz Kardeşlerim!
Aslında hayat ölümle sona ermiyor. Öldükten sonra da hem vefat edene hem de vefat edenin yakınlarına yapılacak dinî bazı hizmetler vardır ki, bunlar da Müslümanların salih amelleri cümlesindendir. Ölen kişinin cenazesinin teçhizi, tekfini, namazı, taziyesi ve Avrupa’daki Müslümanların cenazelerinde olduğu gibi ülkemize nakledilmesi hep Müslümanların üzerine lazım olan farz görevlerdendir. Her insan, bilhassa maddi imkânlar açısından her zaman hazır olamaz. Bu gibi hâllerde Müslümanlar, birbirlerinin yardımına koşmak durumundadırlar. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Kim bir mümin kardeşinin dünyaya ait bir sıkıntısını giderirse, Cenâb-ı Allah da onun ahirete ait bir sıkıntısını giderir. Yine kim iman sahibi bir kardeşinin darlığını giderirse, Allah ü Zü’l-Cemâl de onun dünya ve ahirette bir darlığını giderir. Kim de bir Müslümanın herhangi bir kusurunu gizlerse, Allah da dünya ve ahirette onun ayıbını örter. Kul, kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımındadır.”[5] buyuruyor. Bilhassa içinde yaşadığımız ülkelerde ecel şerbetini içen Müslümanların cenaze işlemleriyle uğraşma konusu son derece önem arz etmektedir. İşte bu noktada teşkilatımız, Cenaze Yardımlaşma Derneği ile Müslümanların bu zor ve dar günlerinde yanlarında olacak bir yardımlaşma kurumu oluşturmuş ve Müslümanları kendi maslahatları gereği üye olmaya davet etmektedir. Biz de kardeşlerimizi Cenaze Yardımlaşma Derneği’nin üyesi olmaya davet ediyoruz. Bu vesile ile tekrar cümle geçmişlerimize Allah’tan rahmet, hayatta olanlarımıza sağlık ve afiyet ile hayırlı uzun ömürler temenni ederiz.
[1] Ankebût suresi, 29:57
[2] Mülk suresi, 67:2
[3] Bakara sursi, 2:155
[4] Lokmân suresi, 31:34
[5] Taberânî, Mu’cemu’l-Evsat, 1, 63; Buhârî, Mezalim, 3; Birr, 59; Ebû Dâvûd, Edeb, 38; Tirmizî, Hudud, 3