CUMA HUTBESİ
Hutbe: Zekât ve Fitre’yi Kimler Vermeli?
20 Haziran 2014Değerli Müslümanlar!
Müslüman’ın, toplumuna katkısını ve onunla bütünleşmesini sağlayan önemli ibadetlerimizden ikisi de zekât ve fitredir. Her ikisi de Ramazan orucu ile yakından ilgilidir. Ramazan ayı İslam’ın başlangıç dönemlerinden beri malî yılbaşı olduğu için, resmî zekât kurumunun var olduğu dönemlerde Ramazan ayında devlete teslim ediliyordu.
Zekât ve fitre oruç ile birleştiği için, üç önemli ibadet bir arada toplanmaktadır. Bu sebeple, Ramazan ayının Müslümanlar için önemi çok büyüktür. Bir tarafta oruç ibadeti var ve bu ibadet bir ay devam eder, dünyaya ait faaliyetlerden kopmaksızın ruhen yükselmeye ve rahatlamaya vesile olduğu gibi, zekat ve fitre de Müslümanın hem malını hem de ruhunun arınmasına ciddi katkı sağlar. Fitre, miktarı küçük olsa da toplumsal işlevi çok büyük bir sadakadır. Bayramdan önce yoksulların yeme-içme ve giyim ihtiyaçlarına harcanmak üzere teşri kılınmıştır. İhtiyaç sahibi Müslümanların en mutlu ve sevinçli oldukları bir günde gönüllerini kazanmaya ve toplumsal kaynaşmaya vesile olur.
Aziz Müslümanlar!
Zekât; dinî ölçülere göre zengin olan, akıllı ve ergenlik çağına ulaşan Müslümanların vermesi farz olan malî bir ibadettir. Kişi mal sahibi olunca hemen zekât vermesi gerekmez. Bir yıl bekledikten sonra bu malvarlığı elinde duruyorsa yahut artmışsa, artan kısmı ile birlikte zekâtını hesap edip %2.5 oranında vermek gerekir.
Değerli Kardeşlerim!
Zekâtın hangi yerlere verileceği Tevbe suresinin 60. ayetinde şöyle açıklanmıştır: “Sadakalar, fakirlerin, miskinlerin, zekât kurumunda çalışanların, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenenlerin, kölelikten kurtulacakların, Allah yolundaki hizmetlerin ve yolcuların hakkıdır.”
Buna göre; zekâttan muhtaçlara, yoksul Müslümanlara, eğer resmî veya özel bir zekât kurumu varsa orada çalışanların maaşlarına, İslam’a ısındırmak amacıyla Müslümanlığa yeni girmiş olanlara, zayıf durumdaki Müslümanları baskıdan kurtarmaya, özgürlüklerini elde etmek için kölelere, ev sahibi olmak, evlenmek ve benzeri ihtiyaçlar için borçlanıp da borcunu ödeyemeyecek durumda olanlara, cami, mescit, köprü ve yol dışında, Allah yolundaki bütün hizmetlere, zengin olduğu halde, yolculuk esnasında muhtaç duruma düşenlere verilir. Ancak bütün bu zekatın ödeneceği yerlere yapılacak zekat harcamaları, bir zekat kurumu tarafından yapılması halinde ki, zekatın harcanmasında aslolan budur; zekatın gaye ve hedeflerine uygun bir şekilde gerçekleşmesine neden olunmuş olur. Bundan dolayı da zekat ve fitrenin kendi fonumuza teslim edilerek gereken yerlere hakkı ile dağıtımın yapılmasına fırsat verilmesi, en güzeli olacaktır.
Muhterem Cemaat!
Fitre de Ramazan ayına özel bir sadakadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından teşri’ kılınmış malî bir ibadettir. Fitre, Ramazan bayram namazı kılınmadan önce verilmesi gereken bir sadakadır. Namazdan sonra verilirse bu fitre yerine geçmez, belki normal bir sadaka olur. Hastalık sebebiyle oruç tutamayıp daha sonra tutma ihtimali de olmayanlar, her bir güne karşılık bir fitre/fidye vermeleri gerekir.
Zekât ve fitre şahıslara verilirken nazik bir şekilde verilmelidir. Bunun içindir ki, teşkilatımız Fitre Zekat Fonu kurmuş ve yıllardan beri bu konuda Müslümanların hizmetindedir. Zekât miktarı ise, hassas ölçülerde belirlenmektedir.
Muhterem Kardeşlerim!
Zekât kul hakkı olduğu için, bir kuruşunun bile eksik ödenmesi, geride kalan malın harama bulaşmasına, toplumsal hakkın zayi olmasına, dolayısıyla malın kirletilmesine sebep olur. Zekât malı temizler, dolayısıyla mal sahibini de temizler; mala bereket kazandırır, sahibinin hayatına huzur katar, hayırlı bir ömür yaşamasına vesile olur.
Aziz Müslümanlar!
Zekât ve fitre toplum fertlerini kaynaştırır; kardeşlik bağlarını kuvvetlendirir, sosyal bütünlüğe katkı sağlar; huzurlu bir toplumun oluşmasına yardımcı olur. Allah fitre ve zekatlarınızı kabul etsin.