CUMA HUTBESİ
Hutbe: Sosyal medya, internet ve eğlence sarmalı
20 Aralık 2016Muhterem Müslümanlar!
İçimizde sosyal medyayı, interneti kullanmayan, spor-futbol muhabbetine kapılıp da yapılması gereken pek çok şeyi ertelemeyen kimse var mıdır acaba? Belki birkaç kişi “ben” diye cevap verse bile, bunlar artık hayatımızın gerçekleri olmuş, hatta bazen tiryakilik derecesinde bir alışkanlık, bir bağımlılık hâline de gelmiştir. Bağımlılık ise bir nevi hastalıktır.
Bağımlılıktan da öte, sosyal medyanın, internetin nasıl kullanıldığı daha da önemlidir. Görüp duyuyoruz, istemesek de bir gün bizim mobil telefonumuza, sosyal medya hesabımıza düşen mesajlardan da anlıyoruz ki, durum gerçekten de vahim.
Hitap ve ifadedeki hakaretlerden tutun, küfürler savurmaya, küçük görmelere, alay etmelere, dedikodu ve gıybete kadar, ne kadar İslam’ın reddettiği iş varsa hepsi bu mesajlarda dolaşıyor.
Bu yetmiyormuş gibi insanlar, hem kendi mahremlerini hem de başkalarının mahremlerini ortaya dökmeyi marifet sayıyorlar. Kimisi kendi mahremini bile resimleyerek dünyanın gözü önünde sergiliyor.
Değerli Kardeşlerim!
İşte bunun için bazı uyarıları yapmak zorundayız. Sosyal medya caiz mi, haram mı sorusuna cevap bulmak değil maksadımız. Sosyal medya caiz olsa bile, bu şekilde davranmak nasıl caiz olabilir? Sahip olduğumuz bu internet nimetini hayır için, hayırlı bir şekilde kullanmadıkça ne fayda var ki?
Şöyle düşünelim: Bugün normal şartlar altında yüz yüzeyken yapmayacağımız, edep kurallarına aykırı olarak kabul edeceğimiz fiilleri sosyal medya üzerinden hiç çekinmeden yapabiliyoruz. Bunun neresi caiz olabilir ki? Bu durumda suçlu sosyal medya da değildir. Suçlu, sosyal medya arkasına saklanıp kendimizde bu fiilleri işleme hakkını gören bizleriz.
Öte yandan, özellikle futbol gibi kimi spor alanları bizleri zamanımızı verimsiz değerlendirmeye itiyorsa, herhangi bir futbol takımına yakınlığımız başka bir kardeşimize cephe almamıza vesile oluyorsa bundan en kısa sürede vazgeçmeli ve kendimize çekidüzen vermeliyiz. Bilelim ki, hayatı zevk ve hevâya göre tanzim etmek, vakti hayır olmayan işlerde israf etmek Müslüman’ın benimseyeceği bir hayat tarzı değildir.
Muhterem Cemaat!
Tüm bunların çözümü olarak, şu ayet ve hadîs-i şerifi okuyarak hutbeme son vermek istiyorum:
Rabbimiz buyuruyor: “Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince hemen diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.”[1]
Ebû Mûsâ el-Eş’arî (r.a.) anlatıyor: “Ben Allah resulünü pek çok kez şöyle derken duydum: Bir kul sâlih bir amel işlerken, hastalanır, ya da bir yolculuğa çıkmak zorunda kalıp o sâlih ameli yapamasa bile, Allah o kişiye mukim ve sıhhatli iken yapabildiği amellerin sevabını sanki yapmışçasına yazar.”[2]
[1] İnşirâh suresi, 95:5-8
[2] Ebû Dâvud, Sünen, Cenâiz, 3, H. No.: 3091