CUMA HUTBESİ
Hutbe: Sofranı ve Gönlünü Aç!
12 Nisan 2017Muhterem Müslümanlar!
21. yüzyılı yaşıyoruz. Dünyamız teknolojik olarak çok gelişti ve ilerledi. Bugün dünyanın diğer bir ucuyla anında iletişim kurabiliyor, bilgi alışverişinde bulunabiliyoruz. Ama maalesef, günümüz insanı, insani açıdan aynı oranda gelişim gösterememiştir. Bir mukayese olması bakımından sizlerle 2016 yılı Küresel Açlık Endeksi verilerini paylaşmak istiyorum. Bu verilere göre; dünyada 795 milyon insan açlık çekiyor. Her gün 21 bin insan açlığa bağlı nedenlerden dolayı hayata gözlerini kapatıyor. En yüksek açlık seviyesi Afrika ve Güney Asya ülkelerinde görülüyor. Dünya genelinde 65 milyon insan çatışmalar nedeniyle ülkelerinden uzakta yaşıyor.
Diğer taraftan dünyada en zengin 8 kişinin serveti, en yoksul 3.6 milyar kişinin, yani dünya nüfusunun yaklaşık yarısının mal varlığına eşit. Bir tarafta çok, diğer tarafta neredeyse hiç yok. Bir yanda aşırı açlık, diğer yanda aşırı tokluk.
Dünyada adil bir paylaşım söz konusu olsaydı, aç kalan ve açlıktan ölen insan kalmazdı. Bu hakikati görebilmek için gözümüzü açmamız ve etrafımıza bakmamız yeterlidir. İnsan gözünü açmalı ama gözü aç olmamalı, gözü ile birlikte asıl gönlünü açmalıdır.
Değerli Müminler!
Paylaşmak için nedenlerimiz var. Zira, sofralarımız ziyadesiyle zengin. İmkânlarımız çok. Zira insanız. Aç ve açıkta olan insanları görüyoruz. Daha da ötesi, bizler Müslümanız. Müslüman, sorumluluk sahibi kişidir; elinde olanı ihtiyaç sahibi ile paylaşır; aç olanı doyurur, açıkta kalanı korur ve kollar.
Cömertlik gönül zenginliği ile alakalı bir vasıftır. O yüzden kimileri aç gözlü olur, gözleri doymaz. Hep isterler ama vermezler. Kimilerinin ise gönlü zengindir. Elini, imkânını ve gönlünü açar.
Müslüman, Hoca Ahmet Yesevî’nin dediği gibidir: Nerde görse bir gönlü kırık, merhem olur, mazlum yolda kalsa, mazlumun yoldaşı olur, mağdurlara gönlünü açar. İnsân suresinde Müslüman’ın bu özelliği şöyle tanımlanır: “Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Yedirdikleri kimselere şöyle derler: Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.”[1]
Öte yandan, Efendimiz (s.a.v.)’e bir adam “Nasıl bir Müslümanlık daha iyidir?” diye sordu. Allah resulü de “İnsanlara yemek yedir. Tanıyıp tanımadığın kim varsa selam ver! ” buyurdu. [2]
‘Halil İbrahim Sofrası’ bu gönül zenginliğinin en güzel ifadelerindendir. Hz. İbrâhim (a.s.) gönlü zengin, cömert biriydi; misafiri ve ikramı severdi. Misafir olmadan sofraya oturmazdı. Sofrasına sürekli birilerini buyur eder, bulamazsa arardı. O sebeple dilimize girmiş ve kültürümüzde derin yer edinmiş bir ifadedir ‘Halil İbrahim Sofrası.’
Kıymetli Kardeşlerim!
Hasene Derneği’nin “Sofranı ve gönlünü aç” sloganıyla başlattığı 2017 Kumanya Kampanyası devam ediyor. Bu kampanaya ile, yeryüzünde büyük bir sofra açılacak. İhtiyaç sahipleri baş köşeye oturtulacak. İftar ve sahur sofraları boş kalmayacak.
Hasene Derneği, yeryüzü coğrafyasında açılacak bu sofra için seferber oldu. 50 ülkede, 250 gözlemcisini kutlu bir sefere çıkarıyor. Afrika’da, Asya’da, Avrupa’da, kısaca yeryüzünün muhtaç coğrafyalarında, her nerede aç ve muhtaç biri var ise oralarda sofra kurmaya gidiyor.
Gelin yeryüzünün mazlum ve mağdurları, yetim ve öksüzleri, ezilen ve horlananları, unutulanları için bir sofra kuralım. Bu sofranın kurulmasına yardımcı olalım. Buyur edeceğimiz bir soframız, soframıza oturtacağımız bir Allah misafiri olsun. Bu sofraya ocağı tütmeyenleri, pişirecek yemeği olmayanları oturtalım. Gönlümüzü ve elimizi açalım, gönlümüzden ve elimizden geleni yapalım. İnsanlığımızı, sorumluluklarımızı ve kardeşliğimizi hatırlayalım.
Kim bilir, açılmasına vesile olduğunuz sofrada belki bir yetim sizin için dua edecek, belki bu sizin kurtuluşunuza vesile olacak. Sizleri bu anlamlı sofraya katkı sağlamaya, Hasene Derneği’nin kumanya kampanyasına destek olmaya davet ediyoruz.
Rabbim bizleri, Hz. İbrâhim (a.s.) misali, sofrasını cömertçe açanlardan kılsın.
[1] İnsân suresi, 76:8-9
[2] Buharî. İman 21. H. No: 28