CUMA HUTBESİ
Hutbe: Sıla-ı Rahim Tatil Değil, İbadettir
17 Mayıs 2017Muhterem Müslümanlar!
Yaz ayları ve izin dönemi geliyor. Memleketlerine izine gidecek veya buralarda izin dönemini geçirecek kardeşlerimizin yolları şimdiden açık olsun.
Ramazan ayı sonrasında tatlı bir telaş başlayacaktır. İşte bu telaşımızı ibadete dönüştürmenin bir yolu vardır. O yol, en yakın akraba ve dostları ziyaret edip, hâl ve hatırlarını sormak, onların gönüllerini hoş tutmaktır. Buna biz kısaca “Sıla-ı Rahim” diyoruz.
Eğer izine gidip de sıla-ı rahimden kaçınıyorsak, iznimizi sadece deniz kenarlarında, yaylalarda veya şehirlerdeki alışveriş merkezlerinde, kendi başımıza geçiriyorsak Rabbimiz’in şu uyarısını bir kez daha düşünelim: “Onlar öyle (fasıklar) ki, Allah’a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah’ın, ziyaret edilip hâl ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır.”[1]
Muhterem Cemaat!
Bu ayet ile birlikte şu hadîs-i kudside de akrabalık haklarını ihmal edenler uyarılmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Cenâb-ı Hakk’ın şöyle buyurduğunu bize bildirmiştir: “Ben Rahmanım, rahmi (akrabalığı) ben yarattım, kendi ismimden bir ismi ona verdim. Artık kim yakınlarıyla ilgi kurup akrabalığın hakkını yerine getirirse ona lütuflarda bulunurum, kim de akraba ile ilişkisini keserse (ilgisiz kalırsa), ben de ondan rahmetimi keserim.”[2]
Muhterem Kardeşlerim!
Peki hiç gezemeyecek miyiz? Tabii ki gezeceğiz. Çünkü Rabbimiz Kur’an’da, insanın yerinde sayıp durmasını istemiyor. Aksine, gezmesini, dolaşmasını, seyahat etmesini, yeni yeni yerler görmesini tavsiye ediyor. Ne var ki, bu gezi ve seyahatler de gayesiz ve anlamsız değildir: “De ki: Yeryüzünde gezin de, Allah’ın mahlukatı ilk önce nasıl yarattığını görün.”[3] ayetinin işaret ettiği gibi, mahlukatın yaratılışını, yaratılış hikmetlerini, o kadar karmaşık görünse de, yine de bozulmaz bir düzen içinde bulunduğunu tefekkür etmek gerekir. Ve ayrıca: “De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün önce gelip geçenlerin sonları neye varmış ki onların çoğu müşrikti.”[4] ayetine göre geçmiş ümmetlerden bir kısmının akıbetlerinin, onların güç ve zenginliklerinin şimdilerde nasıl bir harabeye döndüğünü de ibretle düşünmemiz için gezip dolaşmak, seyahate çıkmak gerekmektedir.
Muhterem Cemaat!
İnsanın gönlü ve bedeni bir şekilde yorulabilir. Bunun için ruhumuzu dinlendirdiğimiz gibi bedenimizi de dinlendirmemiz gerekebilir. Burada söylediklerimizden bunun aksine bir mana çıkarılmamalıdır. Buradaki uyarımız, önümüzde bulunan ve işe gitmediğimiz zamanlarda geçireceğimiz günleri, aile ziyaretleri yapmadan ziyan etmeyelim demektir. Bu tatilimize, ailemizi, eş ve dostlarımızı da ziyaret ederek, belki zaman zaman onlarla birlikte bir yerlere giderek, üzerimizde vacip olan sıla-i rahim görevimizi de ekleyelim demektir. İşte bu ziyaretler, hasbihâl etmeler ruhumuzu, gönlümüzü dinlendirdiği gibi, bedenimizi de dinlendirecektir.
Rabbim bizleri gereği gibi sıla-ı rahim yapanlardan eylesin.
[1] Bakara suresi, 2:27
[2] Tirmizî, Kitabu’l-Birr ve’s-Sıla, 13. H. No: 1907
[3] Ankebût suresi, 29:20
[4] Rûm suresi, 30:42