CUMA HUTBESİ
Hutbe: Ramazan Ayına Veda Ederken
28 Nisan 2022
Muhterem Müslümanlar!
Allah’a hamdolsun, ibadet ve kulluğun zirve mevsimi olan ramazan-ı şerifi ibadetlerle geçirmiş olmanın mutluluğunu yaşarken, sonuna yaklaştığımız bu günlerde de ondan ayrılmanın buruk hüznünü yaşıyoruz. Ramazan ayı, gelişiyle bizleri yeni baştan inşa etti. Unuttuğumuz değerleri yeniden hatırlattı. İnsanlığa çağırdı. Merhameti, paylaşmayı, affetmeyi, bağışlamayı, bağışlanmayı ve kurtuluşun yollarını yeniden işaret etti. Çöle dönen gönülleri, oruçla yeniden yeşertti. Kur’an’la ilişkisi zayıflamış olan müminleri, mukabele ibadeti ile yeniden buluşturdu ve böylece güçlendirdi. Günahlardan arınma vesilesi olan ramazan gecelerinin kıyamı olan teravih namazıyla, her dem Allah’la olma hâli ve miraç bilinci yeniden yakalanmış oldu.
Kıymetli Dostlar!
Ramazan unuttuklarımızı hatırlama, kırdıklarımızı onarma, üzdüklerimizden af dileme ayıdır. Büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi ve sahipsizlerin yalnız olmadıklarını hatırlatır bizlere. Dünya meşguliyeti içinde, iş güç koşuşturmacası içinde kendini kaybeden kimselere kendini hatırlatır. Hayatın geçiçi olduğunu vurgular, hayırlı ve baki olanın ahiret hayatı olduğuna çağrı yapar. İnsanın kendisiyle yüzleşmesini, iç dünyasında muhasebe yapmasını sağlar. Zekât ve fitre ile mallarımızı haramdan, gönülleri de cimrilik ve mal biriktirme hırsından temizler. Sonunun cehennemden kurtuluş olduğuna inandığımız ramazanın bu son günleri aynı zamanda ibadet ve tesbihatı çoğaltacağımız itikâf günleridir. Bu günlerde istiğfarı çoğaltmamız gerekir.
Aziz Kardeşlerim!
Âlemlerin gerçek sahibi olan Rabbimiz; “Asra yemin olsun ki! İnsan gerçekten ziyandadır. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna.”[1] diye buyurmuştur. Kalplerimize hükmeden İslam inancı, işlenecek olan salih ameller vasıtasıyla hayata yansır. Salih amel, Allah Teâlâ’ya ibadet ve insanların faydasına yapılan yararlı işlerin tümünü kapsamaktadır. Dolayısıyla, Müslümanlığımızın dışa yansıyan en bariz göstergesi, insanlara yönelik hayırlı davranışlarımız ve topluma dair faydalı icraatlarımızdır. Yüce Peygamberimiz (s.a.v.) “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.”[2] diye buyurmuştur. Ramazanın bereketiyle insanlara yaptığımız iyiliklere ve hayırlara istikrar kazandırmalı ve bunu alışkanlık olarak diğer zamanlara da aktarmalıyız.
Kıymetli Cemaat!
Önümüzdeki pazartesi günü inşallah Ramazan Bayramı’na ulaşacağız. Arefe gününü muhakkak surette değerlendirelim. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz; “Duaların en hayırlısı arefe günü yapılan duadır.”[3] diye haber vermiştir. Kendimiz, ailemiz, Müslümanlar ve tüm insanlık için hayır dualarda bulunalım. Ölmüşlerimizin kabirlerini ziyaret edelim. Bayramda akrabalarımızı arayalım. Dostlarımız ile helalleşelim. Fıtır sadakasını unutmayalım. Mallarımızı kirlerinden arındıracak olan zekâtlarımızı, eksiksiz olarak verelim.
Değerli Müminler!
Kudüs’te, Arakan’da, Doğu Türkistan’da ve ümmet coğrafyasının farklı yerlerinde, mazlum ve mağdur olan tüm kardeşlerimizin bu gelen Ramazan Bayramı’nı hangi zorluklar içerisinde karşıladıklarını aklımızdan çıkarmayalım. Âlemlerin efendisi olan Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) “Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”[4] diye buyurmuştur. Dualarımızda onları eksik etmeyelim. Şimdiden Ramazan Bayramınızı tebrik eder, yeryüzündeki mazlumların gerçek bayramlara kavuşmasını Cenâb-ı Mevla’dan niyaz ederiz. Amin!
[1] Asr suresi, 103:1-3
[2] Buhârî, Mağâzî, 35
[3] Tirmizî, Deavât, 122
[4] Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66
