CUMA HUTBESİ
Hutbe: Ölümü Hatırlamak
25 Ağustos 2022Muhterem Kardeşlerim!
Allah’ın bize vermiş olduğu en büyük nimet, bizleri yoktan var etmesidir. “Hâlik” isminin bir tecellisi olarak, bizlere hayat bahşetmiştir. Elbette Müslümanlar olarak, insanın hayatının gönderilmiş olduğu dünyadaki ömrüyle sınırlı olmadığını biliyoruz. Dünyada sürülen hayatın ardından ahiret hayatı başlayacaktır. Dünya hayatının değişmeyen gerçeği, dünyaya gelen her insanın ölüme mahkûm olarak doğduğudur. Bu kaçınılması mümkün olmayan hakikati Hak Teâlâ “Her can ölümü tadacaktır. Sonunda Bize döneceksiniz.”[1] âyet-i celîlesiyle ifade buyurmuştur.
Değerli Müminler!
İnsanlığı uyarmak için elçilikle görevlendirilmiş tüm hak peygamberlerin hatırlattığı en önemli hususlardan birisi de bu dünyada ebedî kalmayacağımızdır. Yaşadığımız dünya hayatı, ebedî olan ahiret hayatına nispetle çok kısadır. Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) “Benim dünya ile ilgim ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden bir yolcu gibiyim.”[2] diye buyurmuştur. Ahiret hayatı ile dünyadaki ömrümüzün değer bakımından karşılaştırmasını Yüce Mevlamız Kur’ân-ı Azîmüşşân’da “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!”[3] şeklinde beyan etmektedir.
Kıymetli Cemaat!
Eskilerin deyimiyle “İnsan, nisyan ile maluldür.” Yani insan, unutan bir varlıktır. Dünyanın geçici olduğu ve bu âlemde kalıcı olmadığımız sürekli unutulmaktadır.
Âdeta bu dünyadan hiç gitmeyecekmiş gibi hareket edilmektedir. Elbette bu durum, öncelikle ahiretin gündemimizden düşmesine ve bitip tükenmez biçimde mal-mülk ihtirasına teslim olmamıza yol açmaktadır. Özellikle çağımızın en büyük hastalığı olan dünyaya meyletme gafletine düşülmektedir. Bunun sonucu olarak hem bireysel hem de toplumsal sahada çatışmalar çıkmakta ve bir gün terk edip gideceğimiz dünya için kaos ve kargaşalar meydana gelmektedir. Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Peygamberimiz (s.a.v.) bu menfi durumların üstesinden gelmemiz için; “Ağızların tadını bozan ölümü sıkça anınız.”[4] diyerek önemli bir tavsiyede bulunmaktadır. Resûlullah’ın insanlığa yönelik bu tavsiyesi inanıyoruz ki günümüzde ihtiraslarının pençesinde kıvranan hastalara da yarar sağlayacaktır.
Aziz Müslümanlar!
Ölüm gelmeden evvel, kendimizi hesaba çekmeliyiz. Hayatın günlük akışına kendimizi kaptırıp, nefis muhasebesini ihmal etmemeliyiz. Kulluğumuzun bilincinde olarak, ahirete hazırlık yapmalıyız. Vademiz dolduğunda ve bu dünyayı terk ettiğimizde, yapıp ettiklerimizin hesabını vereceğimiz bir ahiret hayatına doğacağımızı unutmamalıyız. Yüce Rabbimiz; “Herkes ölümü tadacaktır; yaptıklarınızın karşılığı size eksiksiz olarak ancak kıyamet gününde verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılır da cennete konursa artık kurtulmuştur. Dünya hayatı zaten aldatıcı şeylerden ibarettir.”[5] diye buyurmuştur. Allah (c.c.) bizleri kulluğunun şuurunda bir ömür geçiren ve ahirette cennete kavuşan bahtiyar kullarından eylesin. Amin!
[1] Ankebût suresi, 29:57
[2] Tirmizî, Zühd, 44
[3] Ankebût suresi, 29:64
[4] Nesâî, Cenaiz, 3
[5] Âl-i İmrân suresi, 3:185