Aziz Kardeşlerim!

Hiç şüphesiz seyahat etmenin birçok faydası vardır. Dünyanın farklı bölgelerini gezip, yeni insanlarla ve kültürlerle tanışmak ufkumuzu genişletir. Yeni tecrübeler zihinlerimizi zenginleştirir. Sene boyunca çalıştıktan sonra tatil yapmak, dinlenip yeniden güç toplamamızı sağlar. Uzaklarda yaşayan akrabalarımızı ziyaret edip sıla-ı rahim ibadetini yerine getirmek insani ilişkilerimizi güçlendirip bizi Rabbimize yakınlaştırır.

Ayrıca yeryüzünde gezip dolaşarak Allah’ın ayetlerine şahit olabilmekteyiz. Zira Kur’ân-ı Kerîm’in ayetlerinin dışında Yüce Rabbimiz ayrıca kâinat ayetlerini yaratmıştır. Bir âyet-i kerîmede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Varlığımızın delillerini, (kainattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?”[1]

Başka bir ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!”[2] Dolayısıyla tefekkür eden bir mümin için Kur’an ayetlerinin bir iman kaynağı olması gibi, kâinat da bir iman kaynağıdır.

Değerli Müslümanlar!

Yaz döneminde bulunmamız hasebiyle birçoğumuz tatile ayrılmaktadır. Bir kısmımız anne babasının, akrabalarının bulunduğu köken ülkesine giderken bir kısmımız belki ilk defa tanımadığı bir ülkeye seyahat etmektedir. Her hâlükârda tatilimizi Müslümanca yapmamız gerekir. Bu ise niyet ve yolculuğunun tertibi ile başlar.
Gideceğimiz yeri belirlemeden “Orada dinî vecibelerimi yerine getirebilir miyim?”, “Helal beslenme imkânım olur mu?” ve “Haramlardan kaçınabilir miyim?” gibi soruları çözmeliyiz. Kalbimize zarar verecek ortamlardan uzak durmak mümin kimliğimizin gereğidir. Mesela setr-i avrete riayet edilmeyen ortamlar gözlerimizin zinasına sebep olacaktır. Bizi ölçüsüz tüketime sevk edecek israf ortamları ise maneviyatımızı zayıflatacaktır.

Okul, üniversite ve işten tatil yapılabilirken hayatımızın her yönünü kapsayan İslam dininden tatil olmaz. Peygamber Efendimiz ﷺ bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Nerede olursan ol, Allah’tan sakın; kötü amel işledikten sonra (hemen) salih bir amel işle ki, (günah) silinsin ve insanlarla güzel ahlak ile muamelede bulun.”[3]

Aziz Müminler!

Şüphesiz ki, seyahatler bize bir nevi dünya hayatının hakikatini hatırlatmaktadır. Zira, seyahatler bir yere ulaşmak için geçici bir süreç içinde tamamlandığı gibi dünya hayatı da ebedî olan ahirete ulaştıran bir yolculuktan ibarettir. Yolculuklar asıl gayemiz olarak sayılamayacağı gibi, dünya hayatı da asıl hayatımız olarak sayılamaz.

Hz. İbn-i Ömer (r.a.), Peygamber Efendimiz ﷺ’den aldığı bir nasihati şöyle aktarmaktadır: Resûlullah ﷺ omuzumu tutarak şöyle buyurdu: “Dünyada tıpkı bir garip hatta bir yolcu gibi davran!” İbn-i Ömer (r.a.) ayrıca derdi ki: “Akşam vaktine ulaştığında, sabahı bekleme! Sabaha çıktığında, akşamı bekleme! Sağlıklı günlerinde, hastalanacağın vakit için; hayatın boyunca da öleceğin zaman için tedbir al!”[4]

Rabbimiz bizlere zaman ve mekândan bağımsız olarak her an hoşnut olduğu amellerde bulunmayı, dünyadaki yolculuklara hazırlandığımız gibi ahiret yolculuğuna da hazırlanmayı nasip etsin. Amin.

[Kurban Kampanyası ile alakalı ek mesajı]

Kıymetli Kardeşlerim,

Hasene Kurban Kampanyası 100 ülkede mazlum ve mağdurların umudu olmaya devam ediyor. Siz de 100€’luk kurban bağışı ile kampanyamızın son günlerinde bu umuda ortak olabilirsiniz. Rabbimize yaklaşmanın en güzel vesilelerinden biri olan kurban ibadetinin mazlum ve mağdurlara da gönüllerimizi yaklaştırması için kurbanlarımızı teslim etmeyi unutmayalım. Mazlum ve mağdurların kalplerinde merhamet, dillerinde dua olmak ümidiyle.

[1] Fussilet suresi, 41:53
[2] Gâşiye suresi, 88: 17-20
[3] Tirmizî, Bir, 55, H.No: 1987
[4] Buhârî, Rıkâk, 3

Hutbe-Müslümanca Tatil Yapmak