Muhterem Müslümanlar!
Yüce Allah şöyle buyuruyor: “(Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, ‘Andolsun seni mutlaka öldüreceğim.’ demişti. Öteki, ‘Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder.’ demişti.”[1]

Kıymetli Müslümanlar!
Yaklaşık 10 gün sonra Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz inşallah. Şimdiden hepinizin bayramı mübarek olsun.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kurban Bayramı’nda ilk iş olarak kurban kesmeyi; “Bu günümüzde ilk yapacağımız iş bayram namazı kılmak, sonra da Kurban kesmektir. Kim böyle yaparsa sünnetimize uymuş demektir.”[2] buyurarak bildirmiştir. Onun için biz de ilk iş olarak kurban keseceğiz. Fakat biliyorsunuz ki, bayramın en önemli özelliği fakirlerin, garibanların, yoksulların sevindirilmesidir. Onun için her yıl olduğu gibi, bu yıl da bir kurban kampanyası yapmaktayız.

Aziz Cemaat!
Bu dünyada her insan zamanını, imkânını, servetini ve ömrünü farklı amaçlar doğrultusunda geçirir ve harcar. Kimi mal mülk uğruna, kimi makam mevki uğruna, kimi şöhret, kimi de kariyer elde edebilmek adına ömrünü harcar. Kısacık ömrümüz içerisinde hayatımızı neye adıyor isek, ömür sermayemizi ne için harcıyor isek hayatımız o derece anlam kazanır ya da anlamsızlaşır. Allah için ömrünü adayanlar ile gelip geçici dünyalık meta veyahut heva için ömrünü heba edenler elbette bir olmaz.

Muhterem Müslümanlar!
Kur’an bize isim vermeden Hz. Âdem’in oğullarından bahseder. Âdem’in oğullarından Habil ve Kabil Allah’a birer kurban takdim ederler. Kabil elinde olanın en kötüsünü Allah’a adar; Habil ise en iyisini. Birinin kurbanı reddedilir, diğerininki kabul edilir. Kabil kaybedenlerden, Habil ise kazananlardan olur. Zira Habil hakkıyla adamış, Kabil ise aldanmıştır. Birisinin adağı kendisini Allah’a yakınlaştırmış, diğerinin adağı ise kendisini Allah’tan uzaklaştırmıştır. Hakkıyla adayanlar kazanmış, aldananlar ise kaybetmiştir.

Değerli Müminler!
İman edip teslim olanlar Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirirken Habil gibi davranır. Allah’a kendilerini adayanlara baktığımızda kendilerini O’na yakınlaştırmak için vesileler aradığını görürüz. İşte kurban bu manada en güzel yakınlaşma vesilesidir. Kurban bize adamayı, adanmayı, teslimiyeti, yakınlaşmayı ve paylaşmayı öğretir. Teslim olmadan yakınlaşmak, yakınlaşmadan adanmak mümkün olmaz. Adamak aynı zamanda paylaşmaktır; Allah için karşılık beklemeksizin vermeyi ifade eder.

Kıymetli Kardeşlerim!
Kurban bize adamanın ve adanmanın nereye olacağı ve nasıl anlam kazanacağını söyler, Allah’a adamayı, adayarak yakınlaşmayı öğretir. Hz. İbrâhim (a.s.) ve oğlu Hz. İsmâil (a.s.) üzerinden sembolleşen kurban, adayan babayı ve adanan evladı Allah’a yakın kılmıştır.
Hasene Derneğimiz, “Kurbanla adayan ol, mazlumlara umut ol” sloganı ile 105 ülkede milyonlarca mazluma umut olmak için bir kez daha yola çıkıyor. Geçtiğimiz sene hem uzaklardaki mağdurlara hem de yakınımızdaki mültecilere kurbanlarımızı ulaştıran Hasene, bu sene de bağışlayacağımız kurbanlar ile milyonlara umut olmak istiyor. Geçen sene 161 bin 650 hisse 100 farklı ülkede dağıtılmış; 6 bin 317 hisse kurban ise Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda, Belçika gibi Avrupa ülkelerine gelen mülteciler için ayırılmıştı. Hasene bu yıl yine yeryüzündeki ezilenlere, horlananlara ve yurtlarından çıkarılanlara kurbanlarımızla ulaşacak. Desteklerimizi esirgemeyelim. Allah kurbanlarımızı Habil’in adadığı kurban gibi kabul edilenlerden kılsın. Allah bizleri, kendisine hakkıyla teslim olan, kendisine hakkıyla adayan ve kendisi için karşılıksız paylaşan kullarından eylesin. Amin.

[1] Mâide suresi, 5:27
[2] Buharî, Edahî, 1, H. No: 5545

Hutbe-Kurbanınla adayan ol

Hutbe-Arapça