Muhterem Müminler,

Üç aylar gibi çok mübarek bir mevsimi geride bırakıp, Şevval ayını da idrak ettikten sonra, bu defa içinde iki büyük ibadetin eda edileceği bir döneme daha kavuşmuş bulunmaktayız. Bu dönem Hac ve Kurban ibadetlerinin yerine getirileceği maneviyat dolu bir zaman dilimidir. Hac ibadeti için niyetlenen ve bu günlerde son hazırlıklarını yapan kardeşlerimiz, sonsuz bir mutluluğun kucağına kendilerini atmış bulunmaktadırlar. Çünkü bu kardeşlerimiz, “Kim, kötü bir söz söylemeden ve herhangi bir günah işlemeden Allah rızası için haç ibadeti yaparsa, anasından doğduğu gibi günahsız olarak evine dönecektir.”  (El-Camiu’s Sagir, Hacc Bölümü, H. No:11) hadisinde gerçeğini bulan yepyeni bir hayatla geriye dönecekler ve bundan önceki hayatlarında kirlenen amel sayfalarını temizleyecekler ve tertemiz ve bembeyaz sayfalar elde edeceklerdir. Böyle bir mutluluğu yaşayacak insanlar şanslı insanlardır. Onları şimdiden tebrik ediyoruz.

Değerli Kardeşlerim,

Hac ibadetinin yerine getirildiği günlerde bütün bir İslam dünyası da bir başka tatlı telaş içinde olacaktır. Yani Kurban Bayramı’nı yaşayacaklar ve Allah rızası için kurban kesecekler. Kurban, Allah’ın ikram ve ihsan ettiği mal nimetinin şükrü ve O’nun rızası uğruna fedakarlık yapmanın işaretidir. Hacc ibadetinin karşılığ cennet ise, kurban ibadetinin karşılığı da sevaba nail olma ve bir kısım bela ve musibetten kurtulmaktır. Kurban ibadeti, bir başka açıdan bakıldığında tamamı Allah’a ait olan malda vekil olarak yine Allah’ın rızasını aramaktır. Bundan dolayıdır ki, bir Müslümanın, imkanı varken kurban kesmekten uzak durması düşünülemez. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav), “Kim kurban kesecek kadar mali imkana sahip olur da kurban kesmezse, namazgahımıza yaklaşmasın“(İbn Mace) buyurarak, kurban kesilmesini teşvik etmiş, kurban kesmekten uzak duran Müslümanları da şiddetli bir şekilde uyarmıştır. Bu demektir ki, hali vakti müsait her Müslüman, kulluk vazifesi olarak yılda bir defa bu ibadeti yerine getirecektir.

Aziz Kardeşlerim,

Kurban ibadeti hem dünyevi hem de uhrevi olumlu neticeleri olan bir ibadettir. Uhrevi neticesi, “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!” (Hac Suresi, [22:37]) ayetinde belirtildiği gibi, müttaki insanın elde edeceği mükafata nail olmaktır. Kurban ibadetinin dünyevi menfaat ve maslahatı ise, ihtiyaç sahibi insanlara yardım elinin uzatılması ve insanlar arası yardımlaşmanın sağlanmasıdır. Onun için de gayretimiz, sadece kurban kesmekle yetinmek olmamalı, bu menfaat ve maslahatın daha yaygın hale gelmesini sağlamak olmalıdır. Bu ise, daha çok insana ulaşarak, daha çok kurban toplamakla olur. Bilhassa teşkilatımızın gerçekleştirdiği kurban kampanyası organizesine baktığımız zaman görürüz ki, artık kurban ibadeti, şahsi bir ibadetten çıkmış evrensel bir ibadet haline gelmiştir. Bu gün onlarca ülkede kurban kesen teşkilatımızın, bu hayırlı çalışmaları daha ileri seviyeye ulaştırabilmesi için aylar öncesinden bu hayırlı çalışmaya sahip çıkmamız gerekmektedir. Bu anlamda bütün teşkilatlarımızda organize olmalı ve hem kendi kurbanlarımızı hem de ulaşabileceğimiz kardeşlerimizin kurbanlarını organizemize dahil etmeliyiz. “İyilik ve takvada yardımlaşınız“ (Maide Suresi, [5:2]) “İnsanların en hayırlısı, insanlara en fadalı olandır“; “Komşusu aç olarak gecelediği halde kendisi tok olarak sabahlayan kişi bizden değildir“ uyarılarını içimizde hissederek işe daha bir samimi olarak sarılmalıyız. İnsanlar ayağımıza kurbanlarını getirsinler diye beklemeden, bizzat onların ayağına kadar giderek onlara görev ve sorumluluklarını anlatmalıyız. Bu sene bu çalışmayı biraz daha gayretle yapmalıyız. Bilmeliyiz ki, bir kurban en az yüz kişinin duasını almak ve kalbini kazanmak demektir.

IGMG İrşad Başkanlığı