İRŞAD
Hutbe: Kurban Bayramı
09 Eylül 2016Muhterem Müslümanlar!
Kurban ve bayramlar bu dinin şiarlarından, yani sembollerindendir. Bu bayram günü Allah’ın adının yüceltilmesi ve ona şükrün karşılığı olarak kurban kesme günü olduğu gibi, kucaklaşma ve sevinci paylaşma günüdür de. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu günümüzü şöyle ilan etmiştir: “Ehl-i İslam olarak Arefe, Bayram ve Teşrik günleri bizlerin bayram günleridir. Bu günler yeme içme günleridir.”[1]
Öyleyse kurban, namaz, tekbir gibi ibadetlerimizin yanı sıra Müslüman kardeşlerimize ikramda bulunmak, onlarla kucaklaşmak da bayramın özelliklerindendir. Pek çok kardeşimiz bu vesileyle Müslüman kardeşlerini unutmadığını göstermek için Hasene derneğimizin Kurban kampanyasına katılarak kurbanlarını mazlum ve mağdurların olduğu bölgelere gönderdi. Allah hepimizin kurbanını kabul buyursun!
Değerli Müminler!
Rabbimiz istedi diye, emretti diye Kurban kesiyor, namaz kılıyoruz. Rabbimiz’in bunlara ihtiyacı olabilir mı? Hâşâ! O bizim takvamızı sınamak istiyor. Bunu da Kur’an’da haber veriyor: “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.”[2]
Kıymetli Müslümanlar!
Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bu Kurban gününü en büyük gün ilan etmiştir: “Şanı yüce olan Allah katında günlerin en büyüğü Kurban günüdür. Sonra da karr günü, yani ikinci gündür.”[3] buyurmuştur. Bu gün nasıl büyük bir gün olacaktır? Allah’a şartsız itaati sembolize eden ve bu itaatin göstergesi olan Kur’an, putları reddettiğimizi haykırdığımız tekbirler ve kıldığımız namazlar bu günü büyük gün yapmaktadır. Bu günün büyük bir gün olmasının bir başka göstergesi de Müslümanların birbirlerine ikramda bulunmaları, sırf Allah rızası için kucaklaşmaları ve birbirlerinin gönüllerini hoş tutmaları sebebiyle günahlarının bağışlanacak olmasıdır. O yüzdendir ki Peygamberimiz (s.a.v.) bize şu müjdeyi vermektedir: “Bir Müslüman, bir Müslüman kardeşi ile karşılaştığında onun elini tutarsa (yani onunla musafaha yaparsa) ikisinin de günahları, şiddetli bir rüzgar estiğinde, kuru ağaçtan yaprak-ların döküldüğü gibi dökülür. İsterse günahları denizin köpüğü kadar olsun.”[4]
Bu ne büyük bir müjdedir! Anamızı, babamızı, evlatlarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı ve dostlarımızı şu bayram sebebiyle arayıp onların bayramlarını tebrik etmek ve onların gönlünü almak da bu müjdeye dâhil olacaktır, inşallah.
Değerli Kardeşlerim!
Bayram günleri sevinç günleridir. Dolayısıyla bu günleri aramızdaki anlaşmazlıkları, kırgınlıkları gidermek için bir fırsat bilelim. Alçak gönüllü olalım. İlk özür dileyen biz, ilk affeden de biz olalım. Çocuklarımızı kucaklayalım, komşularımızı ziyaret edelim. Ama yine de bugün savaşlar ve işgaller altında inleyen, yoksulluğu damarlarında hisseden kardeşlerimiz için de dua edelim. Bayramınız mübarek olsun!
[1] Tirmizî, Savm, 92, H. No: 773
[2] Hac suresi, 22:37
[3] Ebû Dâvûd, Menâsik, 45, H. No: 1765
[4] Taberî, Mu’cemu’l-Kebîr, 6/252