CUMA HUTBESİ
Hutbe: Kur’ân-ı Kerîm ile İlişkimiz
16 Ekim 2020Aziz Kardeşlerim!
Okuduğumuz âyet-i kerîme’de Yüce Rabbimiz, “Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet geldi.” buyurarak, Kur’ân-ı Kerîm’in sadece bizim için değil, bütün insanlık için hangi önemi haiz olduğunu ifade etmiştir. Mevlamızın insanlara gönderdiği son mesaj olan Kur’ân-ı Azîmüşşan, her türlü kötülükleri terk etmemiz ve salih amellere yönelmemiz için bize öğüt vermektedir. Nifak, haset, cimrilik ve kin gibi kalbi etkileyen hastalıklar için yegâne şifadır. Hak yolunu arayanlar için yol gösterici bir rehberdir. Ona tabi olan müminlere ve hatta bütün âlemlere rahmettir.
Değerli Cemaat!
Müminlerin Kur’an ile kuracakları sağlıklı ilişkinin göstergesi, ona iman etmek, onu okumak, hakkında tefekkürde bulunmak, onu anlamak, tatbik etmek ve başkalarına öğretmektir. Bildiğiniz üzere dinimizin ilk emri “Yaratan Rabbinin adıyla oku!”[1] idi. Bundan kast olunan, öncelikle Kur’an okumaktır. Dolayısıyla onu tecvit kurallarına riayet ederek okumak, her müminin vazifesidir. Yüce Peygamberimizin ifade buyurduğu; “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.”[2] şiarına uygun düşecek şekilde, bugüne kadar Kur’an okumayı öğrenmek için fırsat bulamayan kardeşlerimizin, okumayı bilen birinin yanına gidip Kur’an yolculuğuna başlamasını tavsiye ederiz. Özellikle, Fâtiha suresi gibi namazda okuduğumuz surelerin doğru telaffuzuna ve az da olsa sürekli yeni sureleri ve ayetleri ezberlemeye özen gösterelim. Nitekim İbn-i Abbâs (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah ﷺ şöyle buyurmuştur: “Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse, harap ev gibidir.”[3] Ezberle birlikte ayetlerin manalarını aklederek gönüllerimize nakşetmeliyiz.
Bu bağlamda Rabbimiz, Kur’an ayetlerini şu şekilde vasıflandırır: “Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin kalplerindeki apaçık ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler inkâr eder.”[4] Buna göre, Kur’an’ın yeri kalplerimizdir. Dolayısıyla onu her yönüyle içselleştirmediğimiz ve hayata geçirmediğimiz müddetçe, onun hakkını gereğince vermiş olmayız.
Aziz Müminler!
Kuran’ı doğru algılamalı ve doğru okumalıyız. Onu okuduğumuzda, ayetlerin bize hitap ettiğini ve bütün insanlığın iki cihan saadeti için indirildiğini akıllarımızda tutmalıyız. Zira Kur’an’ı, başkalarına söylenmiş veya kadim Arap coğrafyasına özel olarak indirilmiş, yöresel ve tarihsel bir metin olarak algılarsak, hayatımızı olumlu bir şekilde etkilemesi mümkün olmaz. Ayrıca, yüce ayetleri kendi aramızdaki faydasız tartışmalara alet etmemeliyiz. Kur’an’ı, hayat yolculuğumuzda bize rehber olma gayesine matuf olacak bir niyetle okumalıyız. “Kur’an’a yakınlaşırsam imanım yenilenir, neyi nasıl algılamam gerektiğini bilirim ve amelim düzelir.” diye okumalıyız. Çünkü biliriz ki, ruhumuzun ihtiyacını karşılayacak yegâne kaynak Allah’ın kelamıdır.
Muhterem Kardeşlerim!
Bu vesileyle Kur’ân-ı Kerîm ile olan ilişkilerimizi gözden geçirmek için güzel bir fırsata kavuştuk. Bundan sonra, az da olsa her gün Kur’an’ı açıp okumaya, dinlemeye ve öğütlerini hayatlarımıza tatbik etmeye özen gösterelim.
Ümmetin Kur’an ile ilişkilerini takviye ve özellikle gençleri onu okumaya teşvik amacıyla Teşkilatımız, her yıl Kur’ân-ı Kerîm Tilavet yarışmasını tertip etmektedir. Yarın (cumartesi) 32’sini icra edeceğimiz programımız, pandemi süreci dolayısıyla dar bir çerçevede gerçekleştirilecektir. Kur’an’ın gönüllere nakşolmasına vesile olacak bu program, Camia TV’den de naklen yayınlanacaktır. Bütün Kur’an sevdalısı kardeşlerimiz, bu yayını izleme imkânına sahiptirler.
Rabbimiz, gönüllerimizi Kur’ân-ı Kerîm’in hakikatleriyle, ömürlerimizi onun nuru ile doldursun. Amin.
[1] Alak suresi, 96:1
[2] Buhârî, Fazâilü’l-Kur’ân,, 21
[3] Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân, 18
[4] Ankebût suresi, 29:49