Aziz Cemaat!

Allah’a ve ahiret gününe iman eden müminler bilirler ki Allah ve Resulünün emir ve yasaklarının her birinin ayrı ayrı hikmetleri vardır. Namaz bizi manen yüceltir ve kötülüklerden alıkoyar. Oruç nefsimizi terbiye eder. Zekât mallarımızı temizler. Hac bize hayatımızın asıl gayesini ve sonucunu hatırlatırken kurban bizi yüce Mevlamıza yaklaştırır. Aynı şekilde haram kılınmış hususların da birçok hikmeti olduğu hepimizin malumudur. Mesela içki ve uyuşturucular aklımızı alır, bedenimizi zehirler ve malımızı telef eder. Dinimizce yasaklanmış hususlardan birisi de kumardır. Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz şöyle buyurur: “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?”[1]  Sahabenin büyük âlimlerinden Abdullah ibn Amr (r.a.) ayrıca şöyle buyurmuştur: “Kumar niyetiyle zar ile oynayan domuz eti yiyen gibidir. Kumar niyetiyle değil (de başka bir amaçla) zar ile oynayan elini domuz kanına bandıran gibidir.”[2]

Değerli Müminler!

İstatistiklere göre yetişkinlerin %75’i en az bir kere kumar oynamıştır. Toplumun takriben %38’i ise her ay kumara para yatırmaktadır. Özellikle, loto, kazı kazan, otomat oyunları, iddia ve spor toto gibi kumar çeşitleri yaygındır. Sadece Almanya’da 400.000’den fazla kişi kumar bağımlısıdır. Sayıları her gün artan kumar salonları bu rakamların gittikçe arttığını göstermektedir. Ayrıca günümüzde artık evden çıkmadan bile bu günah elimizde bulunan akıllı telefonlar vasıtasıyla da işlenebilmektedir.

Aziz Kardeşlerim!

Kur’an’da “şeytanın işi” ve “pislik” olarak nitelendirilen kumarın zararları sayısızdır. Âyet-i kerîmede buyurulduğu üzere kumar insanların arasında düşmanlığın yayılmasına sebep olmaktadır. Kur’an’da kumar için kullanılan “meysir” kelimesi sözlükte “kolaylık” anlamına gelmektedir. Sebebi ise, paraları insanların ceplerinden kolaylıkla çıkarma özelliğidir. Kumar yoluyla paranın telef olması ve dolayısıyla yaşanan krizler, aileleri bölüp yuvaları yıkmaktadır. Kumar bağımlıları ekonomik krizlerin yanı sıra intihara kadar götürebilen psikolojik krizler yaşayabilmektedir. Toplumun geneline nispeten Müslümanlar arasında kumar oynayanların oranı belki daha düşük olsa da Müslümanlar arasında bu hastalığın yaygın olmadığını zannetmemeliyiz.

Kumar bağımlılığından korunmak için en etkin yöntem, bu günahtan toptan uzak durup hiç bulaşmamak olacaktır. Peygamber Efendimiz ﷺ hatta, “Biriniz arkadaşına (sadece): ‘Gel, kumar oynayalım’ dese (bile, ceza olarak) sadaka versin.”[3] diye emretmiştir. Kumar oynayıp bağımlılık derecesine ulaşmayan kardeşlerimizin anında tövbe edip bundan vazgeçmeleri ve bir daha oynamayacaklarına dair Allah’a söz vermeleri gerekir. “Kazanırsam hayır işlerim” diyerek kendimizi ayrıca kandırmamalıyız. Kumar bağımlılığına yakalanmış bulunan kardeşlerimizin ilk önce bağımlılıklarını kendilerine itiraf etmeleri ve tövbe-istiğfarda bulunmaları gerekir. Ancak ayrıca, bu alanda uzman olan psikologlardan yardım talep etmeleri önemle tavsiye edilir. İlgili kardeşlerimizin aile fertlerinin ve çevrelerinin de yargılayıcı değil merhametli davranmaları terapinin başarısı için şarttır.

Rabbimiz bizi içki ve kumar başta olmak üzere büyük günahlardan uzak duranlardan eylesin. Amin.

[1] Mâide suresi, 5:90-91
[2] Buhârî: El-Edebü’l-Müfred, H.No: 1277
[3] Buhârî: El-Edebü’l-Müfred, H.No: 1262

Hutbe-Kumar Bağımlılığı