CUMA HUTBESİ

Hutbe – Kendileri İle İmtihan Olunduğumuz Çocuklarımız: Onlarla İlgilenelim

28 Kasım 2007

Muhterem kardeşlerim,

Cenab-ı Hak, “Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür…” [18:46], “Onlar, Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” diyenlerdir.” [25:74] ayeti kerimelerinde en büyük nimet ve ihsanlarından birisi olan çocuklarımızı, hayatımızın süsü, gözümüzün nuru olarak adlandırmış ve onların önemine bizlerin dikkatlerimizi çekmiştir. Bu son derece değerli varlıklarımızın bize ihsan edilmiş olmaları yeterli değildir. Bu aziz nimetlerin iyice eğitilip, güzelce terbiye edilmesi gibi yerine getirmemiz gereken önemli sorumluluklarımız da vardır. Allah (cc), bize vermiş olduğu bu gönül süruru ve göz nuru yavrularımıza karşı, yerine getirmemiz gerekli olan şeylerden de bizleri sorguya çekecek ve görevlerimizi yerine getirip-getirmediğimizin hesabını soracaktır. Rabbimiz, onlara karşı sorumlulukları yerine getirmenin ise, bizim için ebedî mükafat sebebi olacağını bildirmekte ve konu ile alakalı olarak şöyle buyurmaktadır: “Çocuklarınızın ve mallarınızın, sizin için bir imtihan olduğunu ve büyük mükafatın, kesinlikle Allah katında bulunduğunu bilin.” [8:28] Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) de, çocuklarımıza karşı görev ve sorumluluklarımızı beyan etme konusunda şöyle buyurmaktadır: “Hepiniz yöneticisiniz ve yönetiminiz altında bulunanlardan sorumlusunuz.” (Riyazu’s-Salihin, s. 281 H. No: 657) “Çocuklarınıza güzel davranıp iyilikte ve ikramda bulununuz. Onları en güzel şekilde terbiye ediniz.” (İbn Mâce, Edep 368, C. II/1211)

Aziz kardeşlerim,

Çocuklarımıza karşı birinci derecede sorumluluğumuz, onları Allah’ın hoşnut olacağı bir ilim ve edep çerçevesinde eğitip yetiştirmektir. Buna ise daha küçük yaşta iken aile içinden başlamak gerekir. Çünkü çocuk ilk terbiye örneklerini aile ocağından alır. Aile ortamında sergilenen bütün tavırları, hal ve hareketleri adeta birer kamera gibi kaydeder ve bu ilk örnekler hayatının sonuna kadar onların yaşamının her safhasında etkisini sürdürür. Şayet ailede sevgi ve hoşgörüye, güzel ahlak ve maneviyata dayalı bir ortam hakimse, çocuklar da, bu terbiye ile yetişerek toplumla tanışırsa, o toplumun uyum, hoşgörü ve güzel ahlak prensipleriyle zenginleşmesine katkısı olur. Günümüzde yapılan araştırmalar, genellikle suç işlemeye meyilli olan çocukların, sağlıklı bir aile ve çevre ortamında yetişmemiş olduklarını ortaya koymaktadır. Bundan dolayıdır ki, aileler olarak, çocuklarımızın aile-içi eğitimlerinin yanında, onların çevresinde ilişki kurmuş oldukları kişi ve kurumları da çok iyi takip ve kontrol etmek durumundayız. Sigara, alkol, uyuşturucu, fuhuş, sapık inanç ve anlayışlar, hep bu kontrolsüz arkadaş gruplarından sirayet eden, zararlı alışkanlıklardır. Onları böyle dinî ve ahlâkî değerlerimize ters düşen zararlı alışkanlık ve akımlardan korumak durumundayız. Aksi takdirde -Allah korusun- göz aydınlığı çocuklarımızı, kendi ellerimizle suç bataklığına itmiş oluruz. Yüce Rabbimiz biz müminlere, çocuklarımızla daha yakından ilgilenmemiz konusunda şu önemli tenbihte bulunuyor ve şöyle buyuruyor: “Ey Müminler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” [66:6] Bu ayet inince Hz. Ömer (ra) efendimiz, Sevgili Peygamberimiz (as)’a: “Yâ Rasulallah! Kendimizi ateşten koruruz. Ancak çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz?” diye sordu. Allah Rasûlu (as) efendimiz şöyle buyurdular: “Allah’ın sizi nehyettiği şeylerden onları sakındırır ve Allah’ın size emretiği şeyleri onlara emrederseniz, bu şekilde onları korumuş olursunuz” (Elmalılı, Hak Dini Kurân Dili, VII/5122)

Değerli kardeşlerim,

Bu gün içinde yaşadığımız ülkelerde, geleceğimiz ve umudumuz olan gençlerimizin büyük bir kısmı, adeta birer yetim gibi, sahipsiz denilecek kadar sefalete terkedilmiş, eğitimleri yarıda kesilmiş, okur-yazar diplomasız, mesleksiz, berbat bir vaziyettedir. Yetim, sadece ana-babası olmayan demek değildir, kendisiyle ilgilenilmeyen ve eğitimleri ihmal edilen çocuklar da yetimdir. Bu nedenledir ki, geleceğimizin teminatı, ebedî saadeti kazanmada sermayemiz; yavrularımızla, gençlerimizle daha yakından ve yeterince ilgilenelim. Onları, Yüce Rabbimizin rızası doğrultusunda dinî ve ahlâkî değerler çerçevesinde ve birer güzel meslek erbabı olarak yetişmelerine ihtimam gösterelim. Geleceklerini tehlikeye sokacak her türlü zararlı şeyden, onları  uzak tutarak koruyalım. Peygamber Efendimiz (as)’ın, “Bir baba evladına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakamaz” (Tirmizi, Birr H.No: l953, C. IV/338) mealindeki Hadis-i Şerifini, asla unutmayalım.

IGMG İrşad Başkanlığı

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com