CUMA HUTBESİ
Hutbe: Kazandığımız Güzellikleri Devam Ettirelim
29 Mayıs 2020Muhterem Kardeşlerim!
Günlük hayatımızı halen daha etkileyen sağlık krizinden dolayı çok farklı bir Ramazan ayını geçirmiş olduk. Buna rağmen, bu mübarek zaman diliminin bize getirdiği manevi atmosferin eksikliğini şimdiden hissetmekteyiz. Ramazan-ı şerîf’in dini hayatımıza kattığı değerini bizzat yaşayarak yeniden idrak etmiş olduk.
Ramazan ayında tuttuğumuz orucun farz kılınmasının hikmeti, müminlerin kötülüklerden arınması, güzel meziyetlerle donanmasıdır. Bu ayda oruçla bedenler ve nefisler terbiye edildi. Bir kez daha sabrı, yardımlaşmayı, paylaşmayı, özveriyi öğrendik. Dünya nimetlerinin bir sınav olduğunu; gelip geçici olanın değil, kalıcı ve ebedî olanın insanı yücelttiğini anladık. Gönüller manevi huzur ikliminde bir ay boyunca yıkandı. Bu duygularla ramazanda kazandığımız bu güzel haslet ve yüksek değerleri, ramazan sonrasında da koruyup yaşamalıyız. Bu çok önemlidir, zira Yüce Allah’a karşı sorumluluğumuz sadece ramazan ayına mahsus değildir. Ramazan ayında yoğun bir ibadetle vaktimizi geçirmeye çalıştık. Namazlara, ibadetlere, yalnız veya cemaatçe yaptığımız vecibelere devam ettik. Muhtaçlara yardım ettik. Günahlarımıza tövbe ettik. Bunlara ve diğer dinî görevlerimize ramazan sonrasında da devam etmeliyiz.
Ramazan’da aynı zamanda alışkanlık hâline getirdiğimiz birtakım iyi huylar ve güzel ameller olmuştur. Ramazan ayı boyunca kazandığımız bu iyi huyları ve güzel amelleri terk etmemeliyiz, bilakis devam ettirmeliyiz. Müslüman kişinin ramazanda olduğu gibi, güzel amellere devam ettiği takdirde ramazan dışında da sonsuz ecir ve mükâfatlara nail olacağı şüphesizdir.
Yeter ki az da olsa devamlı olmasına gayret etsin. Çünkü Cenâb-ı Hak “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.”[1] buyurmaktadır. İslam’a göre kulluk devamlılık ister. Dolayısıyla ramazan ayında kazandığımız birtakım iyi huylar ve güzel amelleri hayatımız boyunca devam ettirmeye gayret etmemiz ve ihlasla yapmaya özen göstermemiz gerekir.
Aziz Müminler!
Ramazan ayında elde edilen manevi değerler ve ameller maalesef ramazandan sonra yavaş yavaş terk edildiğini müşahede etmekteyiz. İbadette gevşeme ve gaflet, müminler ya da aile arasında dargınlıklar ve kırgınlıklar yeniden baş gösteriyor. Ramazan’da yıkanan gönüller bu davranışlarla yeniden kirleniyor. Bu sebeple ibadetler sadece ramazan ayına tahsis edilmemelidir. Çünkü bizler ölünceye kadar ibadetle sorumluyuz. Nitekim Cenâb-ı Hakk’ın “Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”[2] emri bunu ifade etmektedir.
O hâlde, ramazanda nefsimizi ıslah etmek için gösterdiğimiz gayretimizi, kazandığımız güzel huyları ve hasletleri muhafaza etmeliyiz. Senenin bütün aylarında, hatta bir ömür boyunca güzel ameller işlemeye, Allah’a kulluk yapmaya devam etmek için çaba harcamalıyız. Zira yalnızca dünyamızı kazanmaya çalışmak bizi huzur ve saadete götürmez. Hem dünyamızı hem de ahiretimizi İslam’ın emrettiği şekilde kazanmak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.
Ramazan ayının kazanımlarını devam ettirmek için Peygamber efendimiz ﷺ’in bu sünnetini tatbik etmeye de gayret edelim: “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur.”[3]
Allah aylarımızı, yıllarımızı ve ömrümüzü ramazanın bereketiyle bereketlendirsin. Amin
[1] İnşirah suresi, 94:7-8
[2] Hicr suresi, 15:99
[3] Muslim, Sahih, H.No: 1164