CUMA HUTBESİ
Hutbe: İffet Kalesi: Tesettür
05 Haziran 2020Kıymetli Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz, Tîn suresinde insanı en güzel surette yarattığını belirtmiştir. Suretin ifade ettiği anlam; biçim ve görünüştür. Hâlık isminin tecellisi olarak, insanı varlıklar içerisinde en üstün olarak yaratan Mevlamız, sîretimizin güzelliğinden de bizi sorumlu tutmuştur. Sîret, bir kimsenin içi, hâli, hareketi ve ahlakı demektir. Yine Tîn suresinde, sîretin bozulması ve çirkinleşmesi hâlinde, insanın varlıkların en aşağı derecesine indirileceği uyarısında bulunulmaktadır. Hak Teâlâ’nın yarattığı şeklî estetiğe uygun düşecek bir iç güzelliğe sahip olmaya gayret etmek, Allah’ın kulları üzerine yüklediği önemli bir vazifedir. Biz insanları diğer varlıklardan ayıracak olan, ruh ve gönül güzelliğine de sahip olmamızdır.
Aziz Müminler!
Bir insanın sîretini, yani iç dünyasını ve ahlakını güzelleştiren en önemli mefhumlardan birisi de iffettir. İffet kavramı; yeme içme ve cinsî arzu konusunda ölçülü olmak, aşırı istekleri bastırıp dinin ve aklın buyruğu altına sokmak suretiyle kazanılan erdem anlamını taşımaktadır. İffet, öncelikle bedenî hazlara ve nefsânî aşırılıklara ilgi duymaktan kurtarılmış bir ruhi yapıya sahip olmaktır; buna “kalbin iffeti” denir. Bundan sonra kâmil iffete ulaşmak için eli, dili, gözü, kulağı ve genel olarak bütün bedeni ahlaka aykırı davranışlardan uzak tutmak gelir. Yüce Peygamberimiz bu mevzuya dikkat çekmiş ve “Her kim ağzına ve cinsel arzularına hâkim olacağına dair bana söz verirse ben de onun cennete girmesine kefil olurum.” diye buyurmuştur.[1] Elbette iffet, utanmayı ifade eden hayâ duygusuyla ilişkilidir. Bu hususta rivayet edilen “Her dinin bir ahlakı vardır, İslam’ın ahlakı da hayâdır.”[2] mealindeki hadis de din ve hayâ ilişkisini göstermesi açısından önemlidir.
Muhterem Kardeşlerim!
Sahip olduğumuz her türlü güzel ahlak, hayatımızın akışı ve telaşı içerisinde korunmayı icap ettirmektedir. Hayatımızı sürdürdüğümüz çevrenin, manevi dünyamıza yönelik olumlu veya olumsuz etkilerinin olması kaçınılmazdır. Eğer bu olumsuz etkiler karşısında, ahlakımızı korumaya yönelik önlemler almazsak, zamanla iç dünyamızın yıkılmasına engel olamayız. İffetin korunmasına yönelik etkili tedbirlerden birisi ise, Allah’ın bize emrettiği en önemli şiarlarından olan tesettürdür. Allah (c.c.), insanlığa rehber olarak gönderdiği Kur’ân-ı Kerîm’de erkek ve kadınlara yönelik ortak bir mesaj vermektedir; “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha temizdir. Şüphe yok ki Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, ziynet (yer)lerini göstermesinler.”[3]
Aziz Cemaat!
Toplumsal yaşamımızda, kadın ve erkek olarak cinsel kimliğimiz ile değil de şahsiyet sahibi bir “insan” olarak yer almamızın en saygın ve güvenilir yolu, tesettüre riayet etmemizdir. Yüce Rabbimiz bunun önemini şu sözleriyle ifade etmiştir: “Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu, Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar.”[4] Müminler olarak bizler, Allah’ın buyruklarını hakkıyla ve ihlasla yerine getirmeye çalışmakla takva sahibi olabiliriz. Mevlamız bizleri iffet sahibi olanlardan, tesettüre hakkıyla riayet edenlerden ve takva elbisesini giyenlerden eylesin.
[1] Buhârî, Ḥudûd, 19, H.No: 6807
[2] Mâlik, Muvaṭṭaʾ, Ḥüsnü’l-Huluḳ, 9
[3] Nûr suresi, 24:30-31
[4] A’râf suresi, 7:26